Her şey dahil olmak üzere toplamda 1212 kelime ile hepinize iyi okumalar millet, 50 yorumda yb gelecek ~
~~~
Aether öylece Xiao'ya bakarken kalbi hızla çarpıyordu, ancak hareket edebilecek gibi bile hissetmezken mırıldandı. "Bulanık.. ve.. Uzuvlarım- bile çok ağır sanki.." Xiao ise yalnızca kaşığı ona yaklaştırdı, ve sakince yemesine yardımcı olmaya devam etti.
"Önemi yok, görüşün netleşene ve daha iyi hissedene kadar kendini zorlama bile."
...
"Sen de bir ses duydun mu? Rüzgâr yine bana fısıldıyor gibi hissediyorum.." diyen kişi bir yandan da bakışlarını o yöne çevirmişti; İki elindeki tabancalarından birini sağ elinde sıkıca tutarken kendisine dik dik bakan Scaramouche'a.
"..."
"..."
"Kazu- ..." Şaşkınlıktan devamını getiremedi ancak onu gören Kazuha'nın sakin ifadesi yerini gülümsemeye bırakmıştı bile. "Kuni-"
Scaramouche gözlerini şok ile araladı ve hızla tabancasını indirerek ona yaklaştı, ağzını sıkıca kapattı, kaşlarını çattı. "Sakın bana o isimle seslenme.."
"..." Kazuha gözlerini kırpıştırınca sıkıntıyla oflayan Scaramouche elini çekmez şekilde başını eğdi, bacağını tırmalayan 'şeye' bakıyordu.
"Bu aptal hâlâ yaşıyor mu?" Elini çekerken Kazuha gülümsedi. "Elbette yaşıyor, ona zarar gelmesine asla izin vermedim."
"Millet kendisine bakamıyor ve sen kedini bile hayatta tutmayı başardın öyle mi? Takdire şayan olduğunu inkar edemeyeceğim sanırım.."
Albedo, ekibi geride bırakarak etrafına bakmaya ve Scaramouche'u aramaya başlamıştı, bulduğunda ise Kazuha'yı baştan aşağı inceledi. "Kılıç mı.."
"Büyük, büyük, büyük, büyük.." Scaramouche elini sallarken kendi cümlesinin devamını getirdi: "Büyükdedesi mi nedir, iyi bilinen bir kılıç ustası olduğundan dolayı, anlaşılan zombiler ile başa çıkmak için de kılıç kullanmak istemiş beyefendi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Prophecy Of The Wind
FanfictionXiao boş sokaklarda yürüyordu ki, bazı çığlık sesleri duyduğunda eli tabancasına gitti. Herhangibir şekilde dikkat çekmemek adına sessiz olması gerektiğini biliyordu, yavaş adımlarla ilerlemeye devam ederken sağına, ve yavaşça arkasına da bakmayı ih...