Her şey dahil toplamda 1119 kelime ile iyi okumalar millet, 50 yorumda yb gelecek~
~~~
Aether, Xiao'nun yanağından öptüğü gibi onunla el ele yemekhaneye gitti, birlikte sohbet ederek yediler, ve ardından görevlilere, bir tepsi yemek de Scaramouche için alacaklarını söylediler.
Aether tepsiyi tutarken, Xiao ofladı ama sırf sevdiğinin hevesi kırılmasın diye, kapıya nazikçe vurdu.
"Girm-" 'Gir' hecesini duyduğu gibi adımını attı Aether, halbuki Scaramouche öyle demeyecekti..
"Scaramouche, biz geldik!"
Sesli bir şekilde homurdanan Scaramouche kendini yatağına bıraktı. "Aaah.. Yine mi?"
"Evet! Sabah da yemek yemedin zaten, yani lütfen en azından.. birkaç lokma almayı denesen?"
Scaramouche yemeklere doğru eğildiği sırada Aether çok umutlanmıştı, ta ki sözlerini duyana dek; "Buğdaydan yapılan ekmeğe alerjim var, biftek etine de, nohut ve pirinç de midemde ağrı yapıyor. Git de bunu kedi köpeklere ver hanımefendi."
Aether tepsideki yemeklere bir şey olmasın diye dikkatle masaya bıraktı ve Scaramouche'a doğru yaklaştı. "Durup dururken bana cinsiyetim konusunda yaptığın şakalar bile bir yana, Scaramouche, ama getirdiğim her yemek için bahaneler bulman çok sinir bozucu olmaya başladı!"
Scaramouche kaşlarını çattı. "Çözümü basit. Sen de 'getirme' o zaman."
"Neden böyle davranuyorsun ki! Alt tarafı sana verilen yemekleri yiyecek ve uyuyacaksın!"
Scaramouche sinirle ayaklandı ve onu yakasından yavaşça tutarak kendisine yaklaştırdı. "Aether, zombiler seni her bir yandan ısıra ısıra zekâ seviyesinde bir tür azalma mı oluştu sende? Anlamak bu kadar mı zor? Küfür duymak mı istiyorsun? Aklıma gelen her türlü hakareti saymamı falan mı yoksa? Yemek yemeyeceğim, odadan dışarı adımımı da atmayacağım. Bana yaklaşan kim varsa da suratına tüküreceğim. Malum, Childe yok artık. Birinin o boşluğu doldurması gerekiyor."
Aether sinirden gözyaşlarını tutamayınca Xiao o ikisini ayırdı ve Aether'ı arkasına aldı, Scaramouche'u da karşısına. "Scara.."
"?"
Xiao'nun kendini kaybederek küfrettiğine ilk defa şahit olan Aether şaşkınlık ile bakarken, Scaramouche'un yediği tokat daha da şok ediciydi.
"Xiao!" Aether onu ittiğinde Xiao tekrar konuştu; "Defol git o hâlde. Senin istediğin de bu gibi görünüyor zaten."
"Evet öyle! Zaten kim oluyorsunuz da benim gibi birini burada tutabiliyorsunuz?! Size küçük bir yardımda bulundum diye bana emir verebileceğinizi zannetmeyin! Mondstadt City'de kalmaya niyetim falan yok, en kısa zamanda Inazuma'ya döneceğim ve-"
"Neden? Sana yaptıklarından sonra annene geri mi döneceksin??"
"..." Scaramouche kaşlarını çatarak sağında, kapının orada sırtını vermiş ve kolları göğsünde konuşan kişiye bakmıştı; "..Zhenyu??"
Aether ve Xiao öylece gördükleri yabancıya döndüler. "Sen de kimsin..?"
"Mister Zhongli ile olan buluşmanın ardından döndükleri araçla birlikte ben de gelmiştim. Söylediklerine göre odam onunkinin yanındaymış. Ben de tam içeri geçmek üzereyken 'kulak misafiri oldum.'
"Ya ya, ne demezsin." Scaramouche göz devirdiğinde yaklaştı 'Zhenyu'. "Beni iyi dinle, Scaramouche, Balladeer, Kunikuzushi, Kabukimono veya asıl adın her neyse. Burası istediğini istediğin gibi yapabileceğin bir yer değil. Mondstadt da diğerleri gibi kendi içinde belli başlı kuralları olan bir ülke. Burada sığınan Fatui Harbingers bile olsa kafalarına estiği gibi dolaşamazlar. Sana tanıdıkları hakları görmezden gelmeyi aklından bile geçirme, yoksa kollarını kestikleri gibi bacaklarını da ben keserim. Dottore'ye tekrar dönmek için bir sebep arıyorsan, senin için yeni, yapay uzuvlar geliştirmesini zevkle isterim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Prophecy Of The Wind
FanfictionXiao boş sokaklarda yürüyordu ki, bazı çığlık sesleri duyduğunda eli tabancasına gitti. Herhangibir şekilde dikkat çekmemek adına sessiz olması gerektiğini biliyordu, yavaş adımlarla ilerlemeye devam ederken sağına, ve yavaşça arkasına da bakmayı ih...