•He Ate My Heart|

122 18 36
                                    

Ben ve bulduğum şu bölüm isimleri..

Neyse 1224 kelime ile iyi okumalar millet, 25 yorumda yb gelecek~

~~~

Aether hâlâ gözlerini dinlendirip kollarını başının etrafına dolarken öyle sessizce fısıldadı ki..

"Sakın yüksek ses çıkarma, iyi olacağız. Hepsi çatıya koşuyor."

Aether, iki dakika önce Xiao'nun, Aether'ın fikrinin aptalca olduğunu söylemesi nedeniyle hâlâ biraz hayal kırıklığına uğramıştı ama öfkesini göstermedi, sadece sakindi.

"Elbette.. Ses çıkarmamaya çalışacağım" Xiao fısıldadı, yüzü hâlâ korku ve panikle doluydu, tüm bu plandan pişmanlık duymaya başlamıştı ama yapabileceği hiçbir şey yoktu, kaçış yoktu.

"Bazı zombilerin neden şimdi koşabildiğine dair bir fikrin var mı?" Daha yumuşak ve sakin bir şekilde sordu. "Neler olduğunu açıklayabilir misin?" Neredeyse fısıldayarak söylemişti; "Bütün bunları nereden biliyorsun?"

"..."

Yavaşça ayağa kalkıp fısıldadı Aether; "Sorular, sorular.." Ardından sadece dışarıya bakarak pencereye doğru yürümeye başladı, görebildiği tüm çatılar koşan ya da ayakta öylece dikilip duran, yeni bir tür 'uyarıcı' bekleyen zombilerle doluydu ve sokaklar o kadar boştu ki. Eğer Xiao, Aether'i dinlemeseydi.. Onlar gibi bir zombiye dönüşürdü çünkü.. tüm zombiler artık çatılardaydı?

"Buraya gelip dışarıya bir göz at istersen."

"Sorularıma cevap vermeyecek misin yani?" Xiao ardından biraz üzülerek dedi; "Burada seninle hayatımı riske atıyorum ve sen bana bir açıklama bile yapmayacak mısın?!" Aether'a çok sinirli bir bakış atarak demişti bunu.

"Bak, senin hakkında hiçbir şey bilmesem de sana güveniyorum" diye devam etti, sesi yükselmeye başlamıştı. "O yüzden aptalca davranmayı bırak ve bana her şeyi anlat" İleriyi işaret ederek bağırdı,  gözleri Aether'a agresif, neredeyse tehditkar bir şekilde bakıyordu.

"Hayatını riske atmıyorsun Xiao. Güvendesin. Sana burada kalmanı söyledim ve sen de öyle yaptın.  Yani artık çatılardaki zombilerden biri değilsin."

Gözleri titreyen bedeni gibi irkildi, pencereyi açtı. "Çığlık atma yoksa dikkat çekersin. Şimdi beni sokaklara kadar takip et.  Zombiler sonsuza kadar binaların çatılarında kalmayacak, sokaklar da boş kalmayacak."

Tüm bitkinliğine, açlığına ve susuzluğuna rağmen hala uyanık kalmayı o kadar iyi başarıyor ki..

"Bu binadan indikten sonra bana bakıcılık yapmak zorunda kalmayacaksın. Gideceğim, merak etme."

"Elbette.." Xiao ciddi bir ses tonuyla cevapladı, gözleri hâlâ Aether'a bakıyordu. "Dediğini yapacağım ve seni sokaklara kadar takip edeceğim" derin bir nefes alıp sakinleşerek devam etti. "Ama bir açıklama istiyorum, ve bunu tam da şimdi istiyorum." Söyledikleri konusunda çok ciddi görünüyordu, kaşları hâlâ çatıktı ve dudakları düz bir çizgi haline gelmişti.

"Yalnızca iyi olacağımızı bil, Xiao.."

"Ne demek istiyorsun burada hayatını riske atmıyor musun yani?"  diye sordu. "Bu nasıl güvenli olabilir?"

"Sokaklara bak, hiç zombi yok.  Bu yüzden pencereden dışarı çık ve binanın köşesinden düşmemeye dikkat et, yangın merdivenine ulaşana kadar köşelerden yürümekten başka seçeneğimiz yok."

Aether ileri doğru bir adım attı ve yavaşça ayağa kalktı, sırtını bina duvarına vererek sol tarafına doğru yavaşça yürümeye çalıştı.  Xiao ona güvenip Aether'ı takip edecek mi? Xiao henüz ... onun adını bile bilmiyorken?

The Prophecy Of The Wind Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin