•I, Just.. Can't Recall The Feelings Named..,

64 11 84
                                    

Her şey dahil olmak 951 kelimeyle iyi okumalar millet, 50 yorumda yb gelecek~

~~~

"Yine de, yerinde olsam, Kaeya'nın söylediklerinin yalnızca yarısına güvenirdim." diye mırıldanarak gelen Diluc'a göz devirdi Kaeya; "Hadi ama, sevgili kardeşim~ Ne yanlışımı gördün?"

Eli belinde hafifçe kaşlarını çattı Diluc, ve gözlerini kısarak üvey kardeşine bir bakış attı. "Listen alfabetik mi olsun yoksa kronolojik mi?"

"Ahaha.. Bu gerçekten iyiydi, Master Diluc." Küçük bir kahkaha atarak revire giren kişinin sesi Xiao'ya tanıdık geldiğinde, gözleri şaşkınlık ile aralanırken sağ arkasına döndü başını. "..Mister..?"

O sırada, tüm odayı büyük bir sessizlik kaplamıştı.

Uzun yeşil saçlı, gözlüklü adam, bunu duyduğunda gülümsedi. "Ah, Xiao? Sen Mondstadt sınırlarında ne arıyorsun?~"

"Asıl sen burada ne arıyorsun, Mister Baizhu?"

"Unuttun mu, ben bir doktorum, dolayısıyla farklı bir bölgede de görev yapıyor olmak benim için yeni bir şey değil."

"Ama.. Eğer sen buradaysan.."

Xiao'nun şaşkın bakışları, Baizhu'nun arkasına saklanmış şekilde onun kıyafetine tutunan küçük kıza kaymıştı.

"Qiqi de burada.."

Xiao elini kıza doğru uzattı. "Qiqi, beni hatırlıyor musun?" Zombilerin Liyue'yi ele geçirmeye başladığı ilk zamanlarda, ailesiyle lunaparktan dönmekte olan kız, trafik kazasından sonra kendisini kurtaran kişiyi elbette ki hatırlıyordu. "Qiqi.. hatırlamıyor.."

Ah.. Veya hatırlamıyordu.

"..Önemi yok, yeniden tanışırız. Benim adım Xiao, çekinme, bana yaklaşabilirsin."

Baizhu'dan yavaşça ayrılan kız, elini tutmuştu, önce tuttuğu ele, ve ardından da Xiao'nun gözlerine baktı. "Xiao..?"

"Evet, Xiao. Benim adım, Xiao."

Tekrar etti; "Xiao. Xi.. ao.. Peki, tamam. Bu ismi unutmayacağım." Xiao, unutacağını gayet iyi biliyordu, ancak yine de gülümsedi. "Anlaşılan Doktor Baizhu sana çok iyi bakıyor, onunla yaşamaktan mutlu musun?"

"Qiqi.. mutlu.."

Bunu gören Aether kıkırdadı, ve Albedo, Xiao'nun sağ kolunu bileğinden tutarak masaya geri koydu. "Ah, evet, çip."

Başıyla onaylayan Albedo dikkatlice şırınga aracılığıyla çipi baş parmağından biraz aşağıda, derisine yerleştirecekken aklına geldi; "Doğru ya, boynundan yapmak daha mantıklı.. Zombi ısırığı bulaşmasın diye kolunu kesmeye kalkarsan, çipi de kaybederiz.." Kendi kendine mırıldanan Albedo, sandalyesini kaldırarak Xiao'nun sağ tarafına koydu. "Bana omzunu aç."

"Oh s-.." Xiao anında omzunu daha sıkı kapatınca Albedo afalladı, Aether ise yüzünü anında başka yöne çevirmişti, utançtan.

"Bu da ne içindi şimdi? Senden soyunmanı istemişim gibi davranmana gerek yok, bana yalnızca boynunu göstereceksin."

"Çipini yanaktan falan alsa?"

Kaeya dayanamayıp kahkahayı patlayınca Diluc elini alnına yasladı. "Saçmalama Aether, yanaktan çip verildiğini gördün mü daha önce?" diye sordu Albedo, şırınga hâlâ elindeyken.

"Peki ya bacak?"

"Xiao.. Hayır. Bacak da olmaz. Kolun ile aynı sebepten dolayı."

"Ah.. Boğaz? Adem elması? Veya pop-.."

The Prophecy Of The Wind Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin