Her şey dahil olmak üzere toplam 859 kelime ile iyi okumalar millet, 50 yorumda yb gelecek~
~~~
"..."
"..."
...
Yemek yediği süre boyunca izlendiğini bilen Scaramouche, arada sıkıntıyla nefes alıp, oturduğu bankta tek başına yemeğe devam ederken, başını sağındaki şeyi görmek için çevirdi.
"'Nereden baksan' onyedi dakikadır gözünü dikmiş beni izliyorsun, farkında mısın?"
"..."
"Yoksa ben değil de.." Scaramouche önce Aether veya başka bir tanıdık görür mü diye etrafına, ardından da tepsisine baktı.
"Yediklerime mi takıldı gözlerin? ... Yemekhanede herkese yemek veriyorlar? Oraya git, oraya." Scaramouche'un parmağıyla işaret ettiği binaya bir an bakan şahıs, tekrardan Scaramouche'a başını çevirdi. "..."
Sessizlik karşısında akıl sağlığını korumaya çalışan scara ise derin bir nefes aldı. "Artık ne istediğimi ben de bilmiyorum.. Normalde olsa, yanımda biri bulunduğu sırada kapasın çenesini diye resmen Archonlar'a dua edebilirim, hâlbuki kız dilsiz gibi, tek yaptığı konuşmadan bakmak, ancak yine de sinirimi bozuyor." diye mırıldanmasının ardından düşündü; 'Sanırım insanların sevilesi bir yanı yok.."
...
Scaramouche tam umursamaz şekilde kalkıp yer değiştirecekti ki, küçük kız iki avucu arasında bir şey uzattı. Bir çiçek.
"..." Susma sırası anlık Scaramouche'daydı, şaşkınlıktan tek kelime edemedi bir an. "Erkek arkadaşın olmak için fazla büyüğüm. Git bak şuradaki sarışın (!) çocuk tam senlik görünüyor, kafa yapınız da uyuşur. Ne zaman görsem kuş besliyor, beyni de besledikleri gibiyse üçünüz çok güzel anlaşacaksınız."
Kız bir ona, bir Timmie'ye, bir de onun kuşlarına baktı, ardından çiçeği hâlâ uzatır şekilde tutmaya devam etti. "Hastasın sen."
Scaramouche kaşlarını çattı. "Ne dedin sen?"
Kendi kendine 'Onu yalnızca bir defa gördüm ve yarım saat beni dikizledikten sonra çiçek veriyor, acaba asıl hasta hangimiz? Bunun bakıcısı neredeydi sahi?' şeklinde düşünürken tam daha kaba bir söz söylemek için ağzını açacaktı ki, kızın "Sen, geçen gün, ağlıyordun? Sen hastaydın.. Karnın, ağrıyordu. Baizhu'yu bazen, çiçekler ile, ilaçlar yaparken görüyorum.. Yani.. Bu senin için."
"..." Scaramouche'un tüm öfkesi, yerini şoka bıraktı. "Sen.. Hastalandığımı hatırladığın için.. bana ilaç mı yapmak istedin?"
"İsterdim de.. bilmiyorum. Ama sen, bilirsin, veya bilen birine verirsin. Yetmez ise, yine toplarım."
"..." Scaramouche'un yüz ifadesi bu kez de kendini sakinliğe bırakınca oldukça yumuşamıştı, nasıl karşılık vermesi gerektiğini bile bilemedi ancak yavaşça çiçeği Qiqi'nin elinden aldı. "Ben, teşekkür ederim, Qiqi."
"Aa.. adım. Bu benim adım. Benim adım Qiqi. Sen nereden biliyorsun? Sen de beni tanıyor musun?"
"Baizhu denen herif- şu doktor, sana seslendiği sırada duymuştum. Sana ne demeli? Beni tanıdığın için mi yardım ediyorsun? İlaç malzemesi getiriyorsun falan??"
"Sen..? Hm.. hayır. Ama yüzün, tanıdık geliyor."
"Anlıyorum. Peki ya sen.. Aç mısın? Ben yeterince yedim, geri kalanını alabilirsin." Kaşığını uzattı, sordu; "Bezelye?" Sorularını sorarken bile oldukça kısık soran Scaramouche, kimsenin onun bir çocukla böylesine bir diyalog kurduğunu görmesini istemiyordu. Hele ki.. Aether..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Prophecy Of The Wind
FanfictionXiao boş sokaklarda yürüyordu ki, bazı çığlık sesleri duyduğunda eli tabancasına gitti. Herhangibir şekilde dikkat çekmemek adına sessiz olması gerektiğini biliyordu, yavaş adımlarla ilerlemeye devam ederken sağına, ve yavaşça arkasına da bakmayı ih...