Yeni evimde, yeni koltuğuma yayılmış ve yeni televizyonumda magazin haberlerini izliyordum. Bütün gazetelerde boy boy fotoğraflarımızın çıktığını söylemem gerekli mi bilmiyorum ama tam olarak üç gündür gündemdeydik. Bütün kanallar, gazeteler, dergiler, internet siteleri bizden bahsediyordu. Zayn Malik ve yeni sevgilisinden. Onu daha önce onlarca kızla çekmişlerdi ama bu seferki farklıydı. Beni ailesiyle tanıştırmıştı, çok seviliyordum değil mi? Güzel numara, babasının yalnız kaldığımızda bana attığı soğuk bakışlardan tabii ki kimsenin haberi bile yoktu.
"Zayn Malik ve yeni sevgilisi September Petrova kameralarımıza böyle görüntülendi, birbirlerine aşık oldukları her hallerinden belli olan genç çift henüz hiçbir açıklamada bulunmadı."
Magazin programında Zayn'in beni öperken çekilmiş fotoğraflarımıza bakıyor ve kendi kendime 'Vay be, ben neymişim," deyip duruyordum. Birbirlerine aşık oldukları her hallerinden belli olan genç çift sözü ise beni en çok güldüren şey olmuştu. Aşık çift? Ne romantik ama, o piçe hala son yaptığı şey için kızgındım. Üç gündür evde yatıyordum. Okulda önemli derslerim olmadığı için gitmemiştim. Yaser Malik ise yeniden kameralar karşısına çıkmamız gerektiği zaman bana haber vereceklerini, kimseye bir şeyden bahsetmememi, evlerine gitmememi söylemişti. Benim için hava hoştu. Yemek yiyip uyumaktan başka hiçbir şey yapmıyordum.
Birkaç dakika sonra sıkılıp televizyonu kapattım. Her kanalda kendimi görmek bana biraz garip hissettiriyordu. Biraz yürüyüş yapmak fena olmazdı. Biraz önce cips yediğim kaseyi ve kola içtiğim bardağı sehpadan aldım. Mutfağa götürürken kapı çaldı. Kimi bekliyordum? Kimseyi. Kaseyi ve bardağı hızlıca mutfağa koyduktan sonra gidip kapıyı açtım. Üzerimdeki bol tişört, altımdaki şort ve dağınık topuzumla kimsenin ilgisini çekmeyeceğimden emin olduğum bir ev tarzındaydım. Bingo! Karşımda siyah deri ceketi, dar pantolonu ve üstünde uğraşıldığı belli olan saçlarıyla Zayn Malik duruyordu. Siktir. Size daha önce bu çocuğun ne kadar etkileyici olduğu hakkında bir şeyler söylemediysem lütfen bana daha sonra hatırlatın da uzun uzun konuşalım.
Yüzündeki kocaman sırıtışla "Ben geldim," dedi. Bu kadar komik olan şeyi üç gündür çözemiyordum ama onun çok hoşuna giden bir şeyler varmış gibi hareket ediyordu. Oysaki bu durumdan memnun olmadığının imasını bana ilk gün vermişti.
"Hoş geldin ama keşke gelirken haber verseydin."
"Gerek duymadım." Derken beni yok saydı ve içeri bir adım attı. Arkasından kapıyı kapattıktan sonra yanaklarımı şişirdim. "Teknik olarak bu ev bana ait, her kafana estiğinde böyle gelecek misin?" diye sorduğumda bana kaşları çatık bir şekilde bakmıştı.
"Emin ol güzelim, sana meraklı olduğum için değil. Dışarı çıkıp birkaç sevgi gösterisi yapmamız lazım. Anlarsın ya, biz bir anlaşma yapmıştık? Unutmadın umarım?"
"Hayır, unutmadım. Gelmeden önce haber verseydin beklememiş olurdun. Kendin bilirsin. Biraz işim var."
"Sana hazır olman için on beş dakika veriyorum." Dedi, bir eliyle ağzımı kapattı ve beni odama doğru ilerletmeye başladı. Ne? O kadar çok konuşmuyordum ki. Sadece biraz itiraz edecek, onu delirtecek sonra da inat olsun diye beklemesini sağlayacaktım. Elinin altında bir şeyler söylüyordum, "Bırak beni, sana bir şey söylüyorum. Zayn beni bırakır mısın? Eğer böyle yaparsan gelmem." Gibi şeylerdi ama hiçbiri anlaşılmıyordu. Elinin kenarını ısırdığımda "Siktir," diye mırıldandı. Sırıttım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Weakness |Z.M.|
Fanfiction"Bu kağıdı imzaladığın an bütün hayatın değişecek. Ne istersen ayağına kadar gelecek. Tereddüt etme, imzala." Aylar önce duyduğum bu söz... Hayatımda gerçekten bir şeylerin değişeceğini o kağıdı imzalarken biliyordum. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmaya...
