-

6.2K 350 49
                                    

Merhaba, saat çok erken değil biliyorum ama bu kesiti bugün yayınlayacaktım ben de geciktirmek istemedim, yine Zayn'in ağzından yazılmış bir bölüm ama bu sefer bilgilendirme olsun diye değil. Son bölümler hep sıkıntı doluydu ben de sizin için böyle tatlı bir sahne yazayım dedim

iyi okumalar.x

*

"Jacob," diye seslendiğimde oturduğu koltukta gözlerini bana doğru çevirdi. Her zaman parlıyorlardı, yaşama olan sevgisi her çocuğunkinden biraz daha fazlaydı.

"Efendim Zayn?"

Ona olanları anlatmayacaktım fakat September'ın gönlünü nasıl alabileceğimi biliyor olmalıydı, en azından nelerin onu mutlu edeceğini benden daha iyi bildiğine emindim. Derin bir nefes aldıktan sonra "Kalbini kırdığın birine kendini nasıl affettirirsin?" diye sordum. Birkaç saniye gözlerini kısarak ve işaret parmağını çenesinin üzerinde tutarak düşündü.

"Oyuncak al."

"Büyük biri için soruyorum, oyuncak alırsam kafama fırlatır." bir yandan gülerken bir yandan ona bu cevabı vermiştim.

"September için, değil mi?"

Saçlarımı karıştırıp ellerimle geriye doğru düzelttim, birkaç saniye boyunca başka şeylerle ilgilenip ona cevap vermeyince yeniden "Değil mi?" dedi. Kaşlarımı kaldırdım ve seslice nefesimi vererek onu "Evet," diye yanıtladım. Cevabımla birlikte yüzünde oluşan sırıtışta 'Biliyordum' iması vardı.

"Bence yine de oyuncak al."

"Onu kafama yiyeyim istiyorsun Jacob!" diye yalancı bir sinirle söylediğimde kıkırdayarak başını beni onaylar şekilde salladı.

"Tahmin ettim çünkü onu kırdığını biliyordum. Bana seninle ilgisi olmadığını söyledi ama vardı."

Oturduğum yerde bacaklarımı sallayıp ellerimi yüzüme götürdüm. Ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim olmaması sinirimi bozuyordu. Hiç bu duruma düşmemiştim, her zaman bir çıkış yolu bulurdum fakat söz konusu September'dı! Bütün doğaüstü varlıklar şahidim olsun ki onu deli gibi özlemiştim.

"Pekala, şimdi bana taktik ver. Ne yapacağım?"

"Tamamen haksız mısın?"

"Evet."

Küçük elini dizimin üzerine koyup hafifçe vurarak "Bir keresinde onu çok kırmıştım, iki gün benimle konuşmadı, seni anlıyorum." dediğinde güldüm. Benimle yaklaşık bir aydır konuşmuyor Jake, sanırım rekoru elimde tutuyorum.

"Nasıl affetti peki?" önceden olsa yemin ederim şu hale kahkahalar atarak gülerdim. Bir kız için, sekiz yaşındaki bir çocuktan tavsiye alıyordum, komik gözükmüyor muydu? Autumn'u aramıştım fakat o bana birkaç hafif, yaklaşık elli kadar ağır küfür edip telefonu suratıma kapatmıştı.

"Toblerone çok seviyor, içinde onların dolu olduğu bir kutu hediye ettim."

"Affetti mi?"

"Evet, kıyamaz ki. Bence sen de yap, sana da kıyamaz."

"Başka ne yapayım?"

"Özür dile, yanağından öp." bunlar benim ona yaptığım şeyi affetirecek türden değildi, daha fazlasına ihtiyacım vardı. September'a binlerce öpücük vermek istesem onların birini bile kabul etmeyeceğini biliyordum.

"Animasyon filmlerini sever, sözleri sever, defterleri sever çünkü yazı yazmayı seviyor, Minionlar'ı çok sever, en çok Dave'i."

"Çok mu?"

"Çok," kıkırdadı, ben de gülmekten alamamıştım kendimi. Tanrım, animasyon, çikolata, Sakar Şirin? Bu kızla nasıl başa çıkacağım hakkında bir fikrim var mıydı? Hayır. Peki onu geri kazanmak zorunda mıydım? Evet. Peki, neden bu kadar çok istiyordum? İşte cevap veremediğim tek soru buydu.

"Dostum, benim gitmem lazım. Taktik için teşekkürler, September'a hiçbir şey söylemek yok söz mü?"

"Söz! Erkek sözü!"


Weakness |Z.M.|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin