30 (He Killed My Father)

6.9K 310 209
                                    

multi <3

*

"Sep gelsene biz içkileri getirelim."

Harry'nin evindeydik ve gerçekten Heaven çok iyi bir kızdı, çok güler yüzlü, neşeliydi. Yanında gülmemek elde değildi. Üstelik Harry ile çok yakışıyorlardı. Onlara hep imrenerek bakıyordum.

Mutfağa girdiğimizde o dolaptan içkileri alıyordu. Meyvelikte duran birkaç muza bakıp sırıttım.

"Fondü yapalım mı?" dediğimde aniden kafasını kaldırıp bana muzipçe gülümsedi, bu sanırım evet demek oluyordu. Kıkırdayıp meyvelikteki muzları aldım.

"Çilek de var, sütlü çikolatamız da."

Ellerimi çırptım, onunla iyi anlaşıyorduk. Aramızda gereksiz bir samimiyet yoktu ama soğuk değildik. Bu ondan kaynaklanıyordu, sanırım ona aşık olmuştum, he? İç sesime kendi kendime güldüm.

İçkileri, cipsler, kuruyemişler ve fondü ile birlikte içeri götürdüğümüzde çocukların ikisi de mutlulukla gülümsedi.

"İşte benim bebeğim, sevgilisine fondü yapmış." Harry, Heaven'ı kolunun altına alıp saçlarından öperken söylemişti. Onlara kıkırdayarak Zayn'in yanına oturdum.

"Aslında September'ın fikriydi."

"Ahha, senin bebeğin değil benim kızımın yeteneği." Zayn elini belime sarıp beni kendine çektikten sonra dudağımın kenarından şak diye öptü. Resmen ses çıkmıştı. Gözlerimi büyüterek baktım ona.

"Gözlerini büyüterek bakma, koala yavrusuna benziyorsun."

Gülmeye başladım, kahkahaya doğru ilerleyen bir gülüştü. "Ne? Neye benziyorum?"

"Koala yavrusuna benziyorsun güzelim." Herkes gülüyordu. Dudaklarımı ısırıp baktım ona doğru.

"Sen de tavus kuşuna benziyorsun." Şaşkınlıkla bakarken ben ona dil çıkardım, Heaven ve Harry gülüyordu. Biz kendi aramızda gülüşürken kapı çalındı, sesler kesilmişti.

"Ah, Liamlar geldi."

Liam'lar'? Acaba diğer çocuklarla birlikte mi gelmişti? Harry hemen kalkıp kapıyı açtı. Beklediğim gibi yanında Niall, Louis, Bethany de vardı ama biri daha gelmişti ve el elelerdi. Bir kız arkadaşı olduğundan haberim yoktu.

Onlar teker teker içeri girerken hafifçe gülümseyerek bakıyordum. Ayağa kalktım ve hepsine sıra sıra sarıldım, tanımadığım kızla hafifçe tokalaşmıştık.

"September, sen bilmiyorsun. Kız arkadaşım Jacqueline."

Yüzümdeki şaşkın ifade biraz daha artmıştı. Gerçekten bana bahsetmemiş olması çok da anormal değildi ama çocuk benim dertlerimle uğraşırken ben ona hayatında neler olup bittiğini bir kere bile sormamıştım. Kendimi kötü hissetmiştim.

"Memnun oldum."

"Ben de öyle, Liam hepinizden çok bahsetti. Dilinden düşmüyorsunuz." Güldüm hafifçe. Kısa boylu bir kızdı, yaklaşık bir altmış beşti ve bu normale göre orta boy sınıfına girse de benden on santim kısa olduğu için benim için pek de öyle olmuyordu. Zayıftı, koyu renk saçları omuzlarının birkaç santim üzerinde bitiyordu, neredeyse küttü. Gözleri aynı benimkiler gibi koyu kahverengiydi. Tatlı bir kızdı, şimdiden kanım ısınmıştı.

"Jacqueline burada yeni ve baya bir utangaç olduğu için onu açma görevini size veriyorum kızlar, Sep özellikle sana."

"Ah, ben de pek eski sayılmam."

Weakness |Z.M.|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin