31 (What Am I Gonna Do?)

5.8K 270 87
                                    

                  

"September, gel. Anlatacağım." Kollarının arasından kurtulmak için çırpınsam da bunun hiçbir etkisi olmuyordu. Yaser Malik, karşımda, sert ve soğuk bakışlarını üzerime dikmiş beni izliyordu. Bundan zevk mi alıyordu?

"Küçük, savunmasız bir genç kıza ne olduğunu anlatmayacak kadar acizsin Malik!" Jeremy, beni savunuyor muydu yoksa sadece kullanıyor muydu bilmiyordum. Beynim allak bullak olmuştu, sadece bilmek istiyordum, neden? Küçük bir bebeğin babasız kalmasına sebep olacak kadar acımasız olmayı nasıl başarıyorlardı? Babam, küçücük bebeğinin onsuz kalmasını göze alacak kadar büyük ne yapmış olabilirdi?

"Zayn, çıkar şu kızı."

Babasının lafının üzerine Zayn bir saniye bile durmadan beni sürüklemeye başladı, ayaklarımla durmaya çalışıyordum ama o beni kollarımdan sıkıca tutmuş ilerletmeye devam ediyordu.

"Götürme beni, bilmek istiyorum." Arabaya bindirdiğinde hala konuşmaya devam ediyordum. Umurunda gibi gözükmüyordu, bu çocuğun soğukkanlılığı beni bir gün öldürebilirdi.

"Eve gidelim, anlatacağım." Soğuktu, buraya geldiğim için bana mı kızmıştı yoksa öğrendiğim için kötü mü hissediyordu, veya başka bir şeyler için? Neden böyle olduğu hakkında bir fikrim yoktu ama eğer geldiğim için bana kızıyorsa açıkçası umurumda değildi.

Eve gelene kadar benim söylediklerime kulak asmadı, sadece arada "Gidince konuşacağız," diyordu. Salona adımımızı attığımız anda gözlerine bakıp "Artık anlat," diye ona resmen bağırdım.

Ellerimi tutup beni ikili koltuğa çekti, yan yana oturuyorduk ama bedenlerimizi birbirine çevirmiştik. Birkaç saniye bekledi.

"Olanları ben de yeni öğrendim, önce bunu bil. Bak September, anlatıyorum."

Başımı onaylayarak salladım.

"Babalarımızın önceden bir ortaklığı varmış, iyi arkadaşlarmış ve babam senin babana ortaklık teklif etmiş. Baban kabul etmiş ama bu olaydan sonra babamın arkasından işler çevirip onun parasını kullanarak kuyusunu kazmaya çalışmış, bu yüzden araları bozulmuş."

Anlattıkları sanki gerçek değildi, masal dinliyor gibi hissediyordum. Bir masal olmak için fazlasıyla kötü olsa da...

"Jeremy o zamanlar babamın yanında çalışan bir adammış, ayak işlerini yapıyormuş. Aynı zamanda senin babanla da iyi bir dostlukları varmış, babam ondan senin babanı öldürmesini istediğinde kabul etmemiş, asla olmayacağını söyleyip işten ayrılmış fakat bunun peşini de bırakmamış."

"Zayn, anlayamıyorum. Baban, benim babamı öldürttü, Jeremy bunun içerisinde. Şu an Jeremy annemle evli ve ben de seninle, şeyim, yani..." ne diyeceğimi bilememiştim. Sevgiliyiz diyecek kadar cesaretim yoktu ki.

"Benimle birliktesin."

Hafifçe başımı salladım, bütün hisler birbirine girmişti.

"Bunların hepsi birer tesadüf mü?"

"Babam bunu düşünemedi."

Gülmeye başladım, çok saçma geliyordu. Her şeyin bir tesadüf olması...

"Jeremy'nin annenle evlenmesi kesinlikle bir tesadüf değil, amacı bize ulaşmaktı."

"Gerçekten bu kadarını aklım almıyor."

Bakışlarımı yere odakladım, beni dizlerine oturtup göğsüne doğru çekti. Zayn'e kızgın mıydım? Hayır, onun bir suçu olmadığını biliyordum ama babası kesinlikle en büyük cezaları hak ediyordu.

Weakness |Z.M.|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin