48 (Don't Let Me Go)

4.6K 233 138
                                    

                  

"Hala uykun gelmedi mi güzelim?"

Başımı cama doğru çevirmiş gökyüzüne dalmışken yumuşak sesiyle kendime geldim. Yaklaşık bir saattir çırılçıplak bir şekilde göğsünde yatıyordum, o da saçlarımla oynuyordu. Bu bana o kadar iyi geliyordu ki en iyi masözün yapacağı masaj bile rahatlatmak konusunda solda sıfır kalırdı.

"Gelmedi, uyumak istemiyorum."

"Ne yapmak istiyorsun?"

Köprücük kemiğinin biraz altına işaret parmağımla daireler çizerken "Burada böylece kalmak," dedim. Burada böylece sonsuza kadar kalabilirdim, içimdeki mutluluk ve huzur en üst seviyedeydi. Küçük kıkırdayışını duyduğumda yüzümde istemsizce bir gülümseme oluşmuştu. Güya ona cehennem azabı çektirmeyi planlıyordum, he? Başarılı olmanın yanından bile geçemiyordum.

"September," diye mırıldandı birkaç dakikalık sessizliğin ardından. "Birkaç gün önce bir iş başvurusu yaptım."

Kaşlarımı kaldırıp gözlerimi büyüttüm. Bu iyi bir haberdi. Babası onu mirasından men ettiğinden beri bir işte çalışmıyordu. Aslına bakarsanız çocukların hepsi şirketlerinde gelip yöneticilik yapabileceğini söylemişlerdi ama Zayn reddetmişti. Birinin altında çalışmayı gururuna yediremiyordu, en yakın arkadaşları olmasına rağmen kabul etmemesinin sebebi de buydu, bunca zamandır patron kendisiydi, şımartılmıştı. Bunu ona kabul ettirmenin kolay olmayacağını herkes biliyordu.

"Bu harika bir haber Zayn, ne dediler peki?"

"Yarın görüşmeye çağırdılar. Sence gitmeli miyim?" yatakta biraz diklenip sırtını yatak başına yasladı. Ben de üzerimde onun yanda duran tişörtünü geçirip karşısında bacaklarımın üzerine oturdum. Böylece rahatça yüzüne bakabiliyordum.

"Tabii ki, gider işi alırsın. Zaten ne yapman gerektiğini biliyorsun Zayn sen o yerlerde büyüdün."

Başını hafifçe yere eğmiş duruyordu. Beni onaylar bir ses çıkardı, ellerimi yanaklarına yerleştirip gözlerime baktırdım. Ona güven verecek bir şeyler düşünüyordum ama hiç yardımcı olamıyordum, aptal kafam!

"Üstesinden gelemeyeceğin bir şey değil, sen Zayn Malik'sin."

"Sorun bu, bir Malik'im ama başkasının emrinin altında çalışacağım."

Dudaklarımı ıslattıktan sonra "Bak," dedim. "Babanın röportajında okumuştum. Deden de birinin yanında işe başlamış ama daha sonra kendi işini kurmuş."

"Piyasa çok farklı. Babamın tekstille uğraştığını biliyorsun, başvuru yaptığım şirket daha da fazlası."

"Bir yerden başlayacaksın, senin başarını fark ettikleri zaman yükseleceksin. İnan bana yaparsın. Şimdi yarın kalkacak, iş görüşmesine gideceksin. Bu kötü bir şey değil. Başarıya ulaşmış insanlara bir bak, hepsi sıfırdan gelmiş ve sen sıfır değilsin."

Elini belime yerleştirip beni kendine doğru çekti. Yüzünü boynuma gömüp bir süre orada kaldı, ben de saçlarını ve sırtını okşayıp onu rahatlatmaya çalıştım. Boynuma küçük bir öpücük bıraktıktan sonra yüzünü kaldırıp gözlerime baktı.

"Yapacağım."

İstemsizce dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı, bir şeyler başarabilmiştim sanırım. Birbirimize gülümsedikten sonra yaklaşıp beni küçücük öptü.

"Acıktım, babacığını yordun kızım."

Kıkırdarken "Hani Christian Greycilik yoktu, sinir oluyordun 'babacığım'?" dedim. Bunun ardından gülüşüm daha da büyümüştü. O da benimle gülerken kolları arasında biraz daha sıktı.

Weakness |Z.M.|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin