4 (Chocolate Milk)

11.7K 586 136
                                    

Buluşmanın ertesi sabahı baya bir geç uyanmıştım sanırım. Aşağıdan sesler geliyordu? Dün gece televizyonu açık mı unutmuştum yoksa yan komşumun duyma problemi mi vardı? Yataktan yorganı tekmeleyerek kalktıktan sonra hızlı adımlarla aşağı indim. Evet, televizyon açık kalmıştı. Oflayıp kapattım. Ama ses kapanmamıştı? Mutfaktan geliyordu.

"Hiii!" mutfağa girdiğimde esmer, sakallı, bir yetmiş boylarında bir erkek bir yandan şarkı söylüyor bir yandan kahvaltı hazırlıyordu. Tahmin de edebileceğiniz gibi bu Zayn'di. Beni gördüğünde kaşlarını kaldırdı ve üzerimi süzdü. Çarpık sırıtışıyla bakıyordu. Ne? Korkmam bu kadar ilgi çekici olama- siktir, korkmama gülmüyordu. Üzerimde sadece iç çamaşırları vardı. Kıpkırmızı olmuş bir şekilde mutfaktan çıktım ve kapının önündeyken "Birazdan gelip bunun hesabını soracağım Malik!" diye bağırdım. Odaya çıkıp üzerime bir tişört ve şort geçirmiştim. Salak, salaksın September.

Yanına geri indiğinde hala vücudumdaki bütün kan yanaklarımdaydı. Ona burnumdan soluyarak baktım. Bakışlarım gerçekten kötüydü, tabii bu onu ne kadar korkuturdu hiçbir fikrim yok -ki bence hiç korkmamıştı-. Hala aynı pis, iğrenç sırıtışı yüzündeydi.

"Sen kendin anlatmaya başlar mısın yoksa ben mi sorayım?" dediğimde hiçbir tepki vermedi. "Pekala, başlıyorum. Neden evimdesin? Evimin anahtarı neden sende var? Neden bana kahvaltı hazırlıyorsun? En önemlisi ise neden şu yüzündeki iğrenç sırıtışı kesmiyorsun?"

"Beni eğlendiriyorsun."

"Ben senin yalancı sevgilin rolünü üstleniyorum, soytarı rolünü değil."

Bu onu daha çok güldürmüştü. Hatta şuan o kadar eğleniyordu ki gözlerini kısmış, dilini dişlerinin arasından göstererek kahkaha atıyordu. Gözlerimi devirirken ellerimi göğsümün altında birleştirdim.

"Zayn, gülmeyi kes. Neden buradasın?"

"Çok soru soruyorsun September, bu arada; ben işi biliyormuşum," dedi ve göz kırptı. Biraz önce beni iç çamaşırlarıyla gördüğü için böyle söylüyordu.

"ha-ha-ha. Gülmekten karnım ağrıdı." Somurtabildiğim kadar somurtarak ona bakıyordum. Onun ise umurunda değildi. İki parmağıyla burnumu sıkıştırdı ve güldü. "Dağınık saç sana çok yakışıyor ve yeni uyanmış halinle çok seksisin bebeğim ama ben acıktım. Elini yüzünü yıka ve masaya gel. Yumurtanı soğutma,"

Sonunda pes ettim ve hiçbir şey söylemeden banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Bana neden böyle davrandığı, neden evimde olduğu, neden bize kahvaltı hazırladığı hakkında hiçbir fikrim yoktu. Düşünmeyi bıraktım. Yüzümü yıkayıp saçlarımı siyah lastiğimle öylesine topladıktan sonra geri yanına döndüm. Sandalyeye otururken masaya göz gezdirdim. Reçel, bal, domates, salatalık, omlet... aklınıza gelebilecek her türlü kahvaltılık masada mevcuttu. Bir dilim salatalığı aldım ve ısırırken ona baktım.

"Sırada neresi var?" dedim ve o kaşlarını çatarak bana baktı. Yanaklarımı şişirdim. "Sevgililik oyunu için, nereye gidip ne yapacağız?"

Ellerini masaya koydu, yüzüme eğildi. "Bilmiyorum ama sanırım birkaç gün ortalarda görünmeyeceğiz."

"Güzel, dinlenmek için zamanım olacak."

"Aslına bakarsan dinlenmek için zamanın yok. Bugün okula gideceksin ve babam bununla benim ilgilenmemi istedi. Seni ben bırakacakmışım. Yani çocuk bakıcılığı yapıyorum." Dedikten sonra ellerini kaldırıp karşımdaki sandalyeye oturdu.

"Okul mu? Bugün mü? Neden bu kadar çabuk?"

"September, bir haftadır okula gitmiyorsun. Sanırım bu işe iyi alıştın ha? Okulu bırakmaya mı karar verdin yoksa?" alayla güldü. Kaşlarımı çattım. "Hayır, nereden çıkarıyorsun bunu?"

Weakness |Z.M.|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin