10

114 31 0
                                    

...

Artık buraya kadardı her şey.
Asıl tutsaklığımın sonu...

Kurtulacaktım nihayet.
Beni tutsak edenin ellerinden...

Bitmiş miydi şimdi her şey?
Umarım bitecekti...

Bitecekti bu çile.
Sonrasında ise huzur bulabilirdim rahatça...

...

Hızlıca odamdan çıkarak odasının yolunu tuttum. Ne yapıyorum diye gelip beni kontrol etmesine kadar burada böyle durup bekleyemezdim. Hemen olsun istiyordum. Yeterince sabır göstermişti kendisine zaten.

...

Odaya daldığım da bakışları anında bana kaymıştı.

Odaya dalmadan önce ise bir çekmece ile uğraşmaktaydı, kilitli çekmece ile!

Kilitli çekmece şimdiyse açıktı!

...

Ama bu artık benim umurumda bile değildi.

Şu an tek umurumda olan tek bir şey vardı ki o da buradan bir an önce gitmek idi .

...

─── Ne yapıyorsun? Kapı denen bir şeyin icat edildiğinden de mi bir habersin?

Gözlerimi devirerek kapıyı kapattığım gibi karşısına dikildim.

Çekmeceyi elleriyle kapayıp bana dönerek çekmeceyi gövdesi ile tamamen kapatmıştı. Şimdi " Ne var orada!? " diye sormak isterdim ama bundan daha önemli bir söylem söylemk zorunda isim.

" Seninle konuşacaklarım var , önemli! "

─── Ne yazık...

Başını iki yana salladıktan sonra sert bir tavırla reddetti beni.

─── Bir süre daha beklemek zorunda kalacaksın.

Eliyle kapıyı işaret ettiğinde sadece karşısında dikilmek ile yetinmiştim.

Ne demiştim ben , inadım inat! Ama karşımdaki inadımdan da inat, bazı şartlarda tabii!
...

─── Birazdan diyorum İzel, birazdan ! Balkonda bekle beni, geleceğim.

Bir süre öylece yüzüne bakmakla yetinsem de ellerini sallayarak sinek kovalar gibi kışkışlamıştı başından.

─── Hadi İzel hadi!

...

Odadan dışarı çıkıp doğruca balkonun yolunu tuttuğumda içimden de ona saydırmakla meşguldüm, o kadar canımı sıkmıştı ki tavırları öfkeden ayağımla ritim tutsam da nafileydi o an için. Bir an önce gelmesini ve bir an önce buradan gitmeyi istiyordum.

Şuan tek istediğim tamamıyla buydu.

İçim içimi kemiriyor, korkuyordum. Kabul etmeyecekti belki ama bunu nasıl kabul ettirebileceğimin yollarını bulmam gerekiyordu.

Tehdit mi etmeliydim , ne ile tehdit edecektim?

Hüzünlü mü davranacaktım , yalvaracak mıydım?

Nasıl ikna edecektim ?

Tüm bu düşüncelerimle meşgulken balkonun cam kapısı açılmış önce bir kadın elinde tepsi bir çay getirmiş ve ardından bir süre sonra da Bartu balkona giriş yapmıştı.

Kesin bir dönüş yaparak yüzüne diklenircesine baktıktan hemen sonra konuştum, yargılayıcı bir ses tonu ile!..

'' Ne bu !? ''

SANA TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin