12

115 30 0
                                    

...

Ne zor ne yorucu işti bu böyle!? Amma da yorucuydu!

Ben ne kadar kendimi becermiş saysam da anneannem beğenmiyor sürekli iki de bir başıma geliyordu ve bazen bunu yaptığı için ocaktaki ekmekler bile yanıyordu.

En sonunda beceriksizliğime dayanamayarak beni hamurun başından kaldırdıktan sonra ocak başına attı. Ahmet beyler halimi kıkır kıkır gülerlerken Fatma abla yine ve yine anneannemi ikna etmeye çalışarak ocak başını devralmak istiyordu.

Ama sonuç her zamanki gibi nafile olmuştu, ocak başında kalakalmıştım.

En azından çevirip yağlaması hamur açmasından kolaydı. Ama yine de o hamur açmayı da doğru düzgün becermem şarttı. Tam yuvarlak olmaya bilir ama en azından orta kalınlıkta ve güzel çatığımı düşünüyordum. Ve bu işler yaptıkça düzelirdi. Ve ben burada kalacağıma göre ustalaşmak için epey bir fırsatım vardı. Kimsenin yardımı olmadan anneannemle tek başımıza burayı işletebilirdik. Çok yakında anneannemi de inandıracaktım yüzde yüz beceriksiz olmadığıma.

...

Bir masaya dördümüz oturmuş anneannem bize servis ederken Ahmet dayanamayarak ekmeklere sıcağı sıcağına gömülüvermişti. Fatma abla ısrar etse de anneannem onu da zorla masaya oturtarak servisi kendisi yaptı. Git gel git gel yaparak mutfağa seferler ederken bize de anneannemin ikazları sonucu getirdiği ekmekleri yemek düşmüştü. Tam karşımda Ahmet'in oturması iştahımı epey bir kabartmıştı doğrusu. O kadar hızlı ve neşeli yiyordu ki buranın ekmeklerine bayıldığı her halinden belliydi. Gerçekten canımı çektirmişti. Yanındaki annesi Fatma abla arada yavaş olması için ellerine vuruyordu ki buna içten içe gülüyordum. Belli etmeden gülmeye devam ederken yanımda oturan Alp ile göz göze gelmiştim. Anlaşılan gizlilik buraya kadardı çünkü fark edilmiştim.

Alp göz ucuyla Ahmet ve annesini işaret edip gülümserken tebessüm ederek önüme dönmüştüm. O sırada anneannem hızlıca yanımızda bitmişti her zamanki gibi.

-Bırak çocuğu rahat rahat yesin Fatma!

⇀ Boğulacak ablam boğulacak! Ben demiyorum ki yemesin, yavaş yavaş yesin.

-Nasıl yiyorsa yesin benim küçük paşam uğraşma Ahmetimle!

En sonunda Fatma abla da kızmıştı.

⇀Hep sen bu kadar çok yüz veriyorsun zaten. Bu büyüyünce iyi deli yürek olur toplayamam da sokaklardan!

-Aman ne olursa olsun canım. Önce bir karnını doyursun he mi?

⇀ He ablam he!

Fatma abla en sonunda tartışmayı bir kenara bırakıp bir kesikli ekmek yedikten sonra bardaktaki içeceğini de bitirdiği gibi ayaklanmıştı.

⇀ Haydi Allah ısmarlasın ben gidiyorum evde yapacak çok iş var. Oğlum alıp gelesin sen de kardeşini çok oyalanmadan!

Alp ağzındaki lokmayla annesine kafa sallarken Fatma abla dükkandan çıkmış Ahmet ise arkasından rahat bir oh çekmişti.

-Oh be, nihayet!

En sonunda dayanamayıp gülmeye başladığımda Ahmet utanmışçasına bana bir bakış atmıştı. Sonrasında da tekrar yemeğine gömülüvermiş ve bir daha da benden tarafa bakmamıştı.

Sonrasında Ahmet haylazı karnı doyduğu gibi ayaklanıp koşturmaya başladığında bende arkasından masayı toparlamak için kalkmıştım, tek amacım anneanneme yardım etmek idi.

Masadan bulaşık bardakları alırken Alp de ayaklanarak tabaklara uzandı.

⇁ Dur ben de yardım edeyim sana.

SANA TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin