21

58 13 0
                                    

🌸

...

Sevgili o an.

İçimi tedirginlikle dolduran, korkularımı gün yüzüne savururcasına çıkaran an.

Her kıza , her kadına mı aynısı oluyordu bilmem.

Nişan...

Ne acayip ne korku dolu bir şeymiş böyle.

Yanımda en yakın arkadaşım yokken , hele hele de ailem yokken...

Sadece anneannem vardı, Ege ise tek başınaydı...

Kaderlerimiz birbirine o kadar bağlıydı ki neredeyse tıpatıp aynılardı sanki.

İki kader ortağı birbirine can, yaşama sevinci verebilir miydi?

Birbirimize iyi gelir miydik, birbirimizin yaralarını sarıp iyileştirebilir miydik?

Birlikte, beraber oldukça hayata kafa tutarak deli dolu yaşayabilir miydik, Bartu ile bu çok mümkün gözüküyordu ama Ege izin verir miydi bilmem.

Düşüncelerimin arasında mahalle kuaförü Hande Abla çırağı Yasemin ile saçımı ve makyajımı yapıyordu. Anneannem misafirleri ağırlıyordu.

Küçük Ahmet, her şeye rağmen Fatma Abla da gelmişlerdi. Alp ortalarda gözükmüyordu , tabii olmaması daha iyiydi.

Artık tamamen kız tarafı ve gelinin ta kendisi hazırdı. Sadece Bartu'nun gelmesi lazımdı.

Gelecekti değil mi , geleceksin dimi!?

Kapı bir anda çaldığında düşlerimden uyanarak kapıya koştum. Kocaman bir gül buketi karşıladı beni ve gül buketinin arkasında yine jilet gibi siyah takımları çekmiş bir Bartu. Yoksa nişanında da mı Bartu olmayı tercih etmiştin be Egem?

Çiçekleri elleri arasından aldığımda içeri geçmiş anneannemin elini öpmüş salona geçiş yapmıştı. Tabii bu kadar kız tarafı beklemiyor olsa gerek. Afalladı. Ama bilmiyordu ki hepsi kız tarafı değil.

Erkek tarafına mensup erkeklerde vardı. Hatta Bartu'nun git emrine rağmen Ege'nin İzeli'nin verdiği emirle nişana kalan İzzet ve adamları da bulunuyordu.

Bir anne olmasa da tanıdık yüzler olması lazımdı değil mi nişanda.

Bartu bunların hepsini gördüğünde gözleri bana takılmıştı, kıyafetime, parıl parıl parlayan her şeyiyle göz kamaştıran bana.

Demiştim ama ben sana, beni bir de gelinliğin içinde gör işte o zaman görürüz ne olacağını demiştim. Daha nişanlığımda bu tepkiyi verdiysen biz düğünü yapamadan kalpten gidersin be Egem...

─── Çok... Çok güzel olmuşsun .

Tabii ne demek, her zamanki halim de işte bugün birazcık daha senin için uğraşayım dedim...

Başımı sallayarak gülümsediğimde anneannem araya girdi.

Çok kalabalık değildik ama bana zorlu bir kahve mücadelesi bekliyordu. Beş kişi Bartu'nun adamı, bir tane damada , bir tane anneanneme, kuaförlere iki tane, bir tane Fatma Ablaya, iki tane de tanımadığım adamlara derken kaç kişi etti?

On iki!?

Allah'tan Yasemin bana yardıma gelmişti.

Yasemin de çok güze bir kızdı ve de çok yetenekli.

Konuştuğumuz göre onunda vardı bir sevdalusu, ve Yaseminle yaşıttı. İkisi de benden küçüklerdi , ikisi de yirminci yaşlarındaydı. Onlar da küçük yaşta aşka düşmüştü.

SANA TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin