...
Gökyüzü berrak, deniz sakin ve sahil kenarında kurulan düğün için organizasyon süsler ve davetli sandalyeleri karşısında konmuş evlilik kürsüsü romantik bir atmosfer yaratıyordu.
Bizim yaşama şerefine fazla nail olamadığımız o anı şimdi aylar sonra Ferda ve Furkan yaşamaktaydı.
Günlerden 20 Temmuz!
Bebeklerimiz neredeyse sekiz aylarını da doldurmuşlardı
Masmavi gökyüzü altında, beyaz kumlu plajın kenarında gerçekleşen bir kır düğünleriyle birbirlerine "evet" demişlerdi.
Hazırlığı iki hafta...
Organizesi ise aylar süren bu kır düğünü ile!
Düğün ortamı renkli çiçekler, beyaz tüller ve sıcak ışıklarla süslenmişti.
Ferda, gelinliği içinde parıldayan bir güzellikte, gülümsüyordu. Furkan, takım elbisesiyle zarif bir duruş sergiliyordu. İkilinin çevresinde sevdikleri ve aileleri toplanmış, bu mutlu anları paylaşmak için sabırsızlanıyorlardı. Onlara biz de eşlik etmiştik. Bu ailenin biz de bir parçasıydık. Ben Melek kızım Onur'lu oğlum ve babaları sevgili kocam ile tüm süsümüz ve gösterişimizle bulunmaktaydık.
Melek kızım güzeller güzeli kızım abiyesinde küçük bir prenses gibiyken oğlumuz diyarın yakışıklısıydı adeta.
Daha bir yaşları bile bitmemişken bu temiz havada yepyeni bir mutluluğa şahit olmaktaydılar.
Ferda ve Furkan'ın düğününe!
Evlilik yeminlerine!
Birbirlerine tıpkı bizim gibi aşkla bakan gözlerine!
Ve de sevgi dolu ilk danslarına!
...
Bizim şahitlerimiz onlardı.
Ve onların şahidi ise yine biz olmuştuk.
...
Düğün seremonisine saatler kala Ferda'yı gelin odasında hazır etmeye çalışır iken Bartu da Furkan'ı zaptetme çabasına girmişlerdi.
Bu düğünün bir an önce gerçekleşmesini iki taraf da bir an önce istiyor olsa da daha çok ama çok vakit vardı bunun için.
Ve de önce Ferda'nın güzeller güzeli taşlı gelinliği içinde bir kuğu prenses gibi süzülmesi gerekiyordu.
Ve kendini sadece benim sihirli ellerime emanet etmişti.
Özel dikim gelinliğini giyip karşıma oturduğunda saçına ve makyajına bizzat özenerek başlamıştım.
Tokalar pudralar fondötenler, tozlar ve tüyler havada uçuşurken Ferda ise tamamıyla bir kraliçe gibi ayna karşısında bana bakmaktaydı.
Ona gülümsediğimde ise şimdi sıra bendeydi.
Bordo bel detaylı ve boyun dekoltesi olmayan uzun bir bacak dekolteli, yırtmaçlı bir elbise giyerek gücük topuklarımı da ayağıma geçirdikten sonra tamamen hazırdım.
Gerçek beyaz altın küpeleri ve pırlanta kolyemi takı niyetine taktıktan sonra artık saç ve makyaja geçebilirdim.
Saçım zaten sabahtan kuaför yapılıydı. O yüzden sadece ufak bir su sıkarak şeklini bozmadan taramıştım.
Pırıltılı tokaları saçlarımın iki kenarına geçirdikten sonra da sırada bordo tonlu makyajımı yapmak kalmıştı.
Düğünün başlamasına ise artık sadece kırk beş dakika falan vardı. Tüm misafirler ise sandalyelerinde yerini almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANA TUTSAK
Romance... SANA TUTSAK ────────────────────────────────────── ~ Tutsağım sana , tutsağım aşkına. Kara gözlerine , tenimde bıraktığın tüm izlerine... ────────────────────────────────────── ♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡ Tenha sokaklarda ardıma bakmadan yürüyordum eğer bak...