...
Yayladan gel allı gelin yayladan...
Kesme ümidini kadir mevladan...
Devamını bilmediğim Karadeniz türkülerinden bugün!..
Anneanneml oturmuş yaylaya gitmek için Bartu beyleri bekliyoruz.
Tabii simsiyah bir mafya arabasıyla gelemedi güzel bir araba bulmak adına saatlerce uğraşmıştı, anneannemi de rahat ettirecek güzel bir araba...
-Oralar buradan da soğuktur kalın kalın şeyler al!
Anneannemi onaylamış ve yorgan misali ne varsa giyebileceğim her şeyi almıştı. Sadece bir hafta falan öylesine bakınmak içi çıkacaktık.
Ne olabilirdi bir haftada değil mi?
...
Çok şey olurdu bir haftada , çok şey!..
...
Elimizdeki bütün hazır şeylerle ki bunların hepsi anneannemin zoruyla konulmuş şeyler , evin önüne çıktık ve şoför eşliğinde arabaya yerleştik. Anneannemin gözleri fıldır fıldır şofördeydi. Özel şoförde!
Arabayı değiştirmişti ancak şoför pek bir göz alıcı kalmıştı!
Anneannem hiçbir şey söylemese de ne düşündükleri besbelliydi. Yine de yorumsuz kalacağım!
...
Hala bu soğukta yaylada ne işimiz var diye sorgularken çok geçmeden , hiç çok değil, yaklaşık bir iki saatlik yol sonucu artık oradaydık.
Çok yakınmış gerçekten anneanneciğim hayret ettim vallahi!
...
Arabadan indikten sonra anneannem koluna çantasını takmış doğruca yayla evinin yolunu tutmuş iken arkasından kapıyı açarak arabadan indim. Bu sırada şoför de bagajdaki eşyaları almakla meşguldü. Şoför eşyaları bırakıp gittiğindeyse Bartu yükü sırtlanı verdi.
'' Şoförü de kuyruk gibi arkandan getirmen saçmalık! ''
Ellerimi göğsümde birleştirerek omuz silktiğim gibi arkamı dönerek eve yöneldim.
─── Haklısın.
Hayret! Hak mı verdi bu bana şimdi?
Evin önüne vardığımızda anneannem kapının önünde beklemekteydi.
-Geçin bakalım içeriye.
Kapıdan içeriye adımı attığımda her taraf ahşaptandı ve içerisi dışarısından daha da soğuktu adeta.
Her yer örtülü ve toz içerisindeydi.
Anneannem teker teker örtüleri kaldırırken camları açarak içerisini havalandırdım. Ama anneannem örtüleri kaldırdıkça içeride olmayan astımım ortaya çıkacaktı yakında.
Anneannemi durdurarak en sonunda onu bu davranışından uzaklaştırarak dışarı çıkardım. Yaşlı kadına bu kadar toz zararlı olsa gerek?
Örtüleri kendi başıma kaldırıp bir güzel de öksürük krizlerine girdikten sonra örtüleri dışarıya silkelemeye başladım. Anneannem arka bahçedeki çamaşırlığa onu asarken sıra elektriği açmaya ve sonrasında da etrafı çektirip toz almaya başlayacaktık.
Kapının önünde öylece suspus duran Bartu'ya dönerek ayaklarının altındaki eşyaları kapının kenarına ittirerek Bartu'ya döndüm.
'' Öyle dikileceğine acaba elektriği mi açsan? ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANA TUTSAK
Romance... SANA TUTSAK ────────────────────────────────────── ~ Tutsağım sana , tutsağım aşkına. Kara gözlerine , tenimde bıraktığın tüm izlerine... ────────────────────────────────────── ♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡ Tenha sokaklarda ardıma bakmadan yürüyordum eğer bak...