16.BÖLÜM

10.6K 374 52
                                    

Mert ile sahile gelmiştik.O mahallede bile kaldıkça kendimden tiksiniyordum.Annemin yüzüne bakamıyordum.Ben ilk defa babamı öpmeden evden çıkmıştım mesela...Hayatım alt üst olmuştu ve ben ne yazık ki hala yaşamaya devam ediyordum.

Ölüm basitti,kendini öldürmek çok basitti ama intikam almak zordu.İşte ben kolay yolu değil,zor yolu seçip,onun da hayatını mahvedecektim.

O benim hayatımı sikip atmıştı ve ben hiç bir şey yapmadan oturuyordum.Şuan gidip kafasına sıksam bu da kolay olacaktı.Onun acı çekmesini istiyordum.Benim gibi yaşayan ölü olmasını istiyordum.

Mert bana pamuk şeker alıp getirmişti bunu neden yaptığını biliyordum.Beni mutlu etmek istiyordu fakat ben artık nasıl mutlu olabilirdim ki..?

Bütün gece yanımdan ayrılmamıştı.Büyük ihtimalle kendime zarar vermemden korkuyordu.

Düşünüyordum ama bu siktiğim işinden çıkamıyordum.Ne yani biz beraber olduk,mutluyduk ben kaçırıldıktan sonra ne olmuş olabilir..?Ya ihtimaller o kadar çok ki...hangisinin üzerinde yoğunlaşmam gerektiğini bilmiyordum.

Ayağa kalktım ve yürümeye başladım.Hemen dibimde bir beden daha benimle beraber hareket ediyordu.Mert olduğunu anlamıştım.Kollarını omzuma attı.

Düşünmek bana zarar veriyordu ama düşünmeliydim.Bana neden zarar vermek istesin ki,benden neden faydalansın?

Gözlerim istemsiz tekrardan dolmuştu.Yanaklarıma sessiz ve usulca akan yaşlar,havanın esen soğuyuyla yüzümü üşütüyordu.

Mahalleye girdiğimizde etrafta fazla insan yoktu malum aralık ayındaydık. Havalar bayağı soğumuştu.

Onun evinin önünden geçerken gözlerim sabibini arıyordu.Kimse yoktu,perdeler çekili,sanki o evde yaşam yok gibiydi.

Arkamızdan gelen 3 tane siyah camlı lüks arabalar, Giray'ın evinin önünde durmuştu.

Sadece ayakta durup onları izliyordum.En ön arabadan güzel fizikli,sarı saçlı,mavi gözlü üzeri en pahalı üstlerle örtünmüş bir kadın ve yaşlı ama oda kadından farksız bayağı zengin bir adam indi.

Diğer arka arabadan ise dün beni kaçıran adamlara benzeyen, kalın omuzlu adamlar indi.

Diğer arabadan ise genç bir adam inmişti.Kumral,yeşil gözlü,fit vücütlu biri... Bu dün beni kaçırdıklarında sertbest kalmamı söyleyen adamdı.Adı...Adı Kuzey olan.

Kadının gözleri benim üzerimde durdu ve beni baştan aşağıya süzdü.Yaşlı adam ona kaş göz yapmıştı.Kuzey beni gördüğünde bana doğru yürümeye başladı.Mert kolumdan tuttu.Gitmemiz gerektiğini gözleriyle söylüyordu.Arkamı döndüm ve evine doğru yürümeye başladık.

"Sence kim bunlar?Giray'la ne ilgileri var?"diye sordum kısık sesle.

"Bilmiyorum Ada ama bence senin kaçırılman ile ilgisi var bu Giray'ın."dedi.Kafamı onu onaylar biçimde salladım.

"Evet zaten dün orada gördüğüm,beni bırakmalarını isteyen adam bu...Adı Kuzey'di."dedim.Mert'in kaşları havalandı.

"Peki o piçin burada ne işi var.Giray seni kimlerin kaçırdığını biliyor mu yani?"diye sordu.Bilmem der gibi ağzımı büktüm.

"İnan artık bir önemi yok.Keşke şuan o binaya girip onu öldürseler."dedim.Mert'in içinden tövbe tövbe dediğini biliyordum.

Mert gile geldiğimizde onun odasına geçtik.
Aysel teyze evde değildi.Bu da bizim işimize gelirdi.

Mert'in yatağına uzandım.Tavanı izlemeye başladım.

"Yok bu böyle olmayacak.Ben gidip Giray'la konuşacağım."dedim.

TÜRKÇE HOCAM|YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin