İşte ben bugün tüm doğrularımı unutmuş ve bambaşka bir ben olarak ayağa kalkmıştım.İşte ben bugün her şeyi sıfırlamış.Her şeyi silmiştim.Kanla kirlenen kader defterimin sayfalarını göz yaşlarım eşliğinde koparıp bir kenara atmıştım.Ve kor gibi yanan yüreğimle yakmıştım.
İşte ben bugün dünyaca bilinen,benim bile hala bilmediğim kadar büyük bir güce sahip Giray Demir'in il defa acımasız karısı olarak yataktan ayağa kalkmıştım.
Sıkıca bağladığım saçlarımın gerginleştirdiği gözlerime, sert sert bakıyordum aynadan.
Ben eski Ada olmak çok isterdim.Fakat intikam istemek ayıp mıydı?
Değildi.Ben temiz ellerimin,bebeğim için kanlarla dolmasına izin verecek.Bebeğimin intikamını alacaktım.
Bebeğimin ölümünden 3 Hafta geçmişti.Asır gibi geliyordu insana değil mi?Acı ile yaşamak,acı ile uyumak,güne mutsuz uyanmak...Böyle bitmeyecek bir işkence gibi.Ama bana artık acı,zevk veriyordu. Değil kariyer,değil mutluluk,ben artık bu acımasız dünyada had bildirmenin zamanının geldiğini haykırıyordum,aynada ki görüntüme.
Siyah dar badimi üzerime giyindim ve karnımda duran yara izine baktım.Bu bana kötülüklerle dolu olan bu dünyada,iyilerin kazanması için vereceğim mücadelede pil görevini görecekti.Bu yaramı her gördüğüm de güçsüzlerin,savunmasızların ölümünün sadece küçücük bir mermiye baktığını hatırlatacaktı bana.
Savaş demiştik değil mi?
Mutlu olmak için savaşmak demiştik...Bu sadece öylece mutlu olmayı beklemek değilmiş.Ben bugün bu yataktan ilk defa Ada Bolat olarak değil de Ada Demir olarak uyanmıştım.
Bağ kurmak için kan bağına gerek olmadığını bu sabah kalkıp yarama bakarken anlamıştım.Neydi benim bebeğimi benden alan?Bence savaşmayı bilmememdi.
Giray bebeğimi göz kapatmadan öldüren adamı çoktan öldürmüştü.Ben ne mi yapmıştım?Sandalye de oturup,kerpeten ile bebeğimi öldürdüğü elinde ki,parmakların bir bir koparılışını,ve yalvarırcasına yardım dileyen adamı nefretle izlemiştim.
Bu zafer miydi?Henüz değildi.Buna sebep olan,uzaktan yakından bizi incitip, hayatımıza burnunu sokan herkesi bir kaşık suda boğup,götlerine kendi parmaklarını sokacağım zamanda gerçekleşecekti.
Ve ben kanlı ellerim ile viskimi içerken,zaferin ne olduğunu tüm dünyaya kanıtlayacaktım.
Odadan tekrar ölü gibi çıkarken,Giray'ın vicdan azabı çektiği yüzünü görmek istemiyordum.Bu yüzden direk İzmir'in odasına indim.
Oyuncakları ile oynuyordu.3 haftadır ondan da uzaktım.Bazen yanıma gelip durduk yere bana sarılıyordu.Yavaş yavaş iyileşen yarama baskı uygulamıyor,sanki hissesiyordu.
Yanına gittiğim de oda, bu kasvetli havayı sezmiş gibi sessizce oyuncakları ile oynuyordu.
Hava sanki bizi anlıyor gibi oldukça kapalı,hatta yavaş yavaş ağlıyordu.
O geceden sonra değil yağmuru sevmek,her yağmur yağdığı gün kahroluyordum.Artık ben yağmuru sevmiyor,nefret ediyordum.
Saçlarını okşayıp,öptüğüm de gözleri sessizce gözlerimi buldu.İlk defa canlı canlı gülmemiş,sadece gülümsemişti.Bu beni mahvetse bile elimden bir şey gelmiyordu.Ona iyi gelmem için iyi olmam gerekiyordu.Bunun da bir çözümü vardı,doğmamış bebeğimin hayatını bitiren adamı öldürmekti.Semender'i öldürmekti.
İzmir'in yanından kalktıktan sonra aşağıya indim.Artık kimse ile şakalaşmıyor,kimse de bana şaka yapmıyordu.Sanki ev de 3 hafta önce bebeğim gibi ölmüştü.Gülmek yasaklanmıştı sanki.Hepimiz yas tutuyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÜRKÇE HOCAM|YARI TEXTİNG
Romance{TAMAMLANDI} O siyah kadar tehlikeli bir adam.Ben ateş kadar yakıcı bir kadın.Ve bizi birbirimize bağlayan zehirli bir aşk... Hikaye tamamen hayal ürünü olup,gerçek kişi ve kurumlarla bir alakası bulunmamaktadır. YAYINLANMA TARİHİ:9 ARALIK 2023...