17

2.3K 323 146
                                    

"Ne kadar tatlılar ya!"

"Chan, iyi misin oğlum?" Changbin, gözlerinden kalpler çıkarak yürüyen arkadaşına bakıp, kafasını onaylamaz şekilde sağa sola sallayarak konuştu.

"Evet çok çok iyiyim, ama çok tatlılar ya!"

"Nerden çıktı bu beta aşkı?" diye sordu Changbin, bıkkın bir sesle.

"Çok güzeller yıldız gibi parlıyorlar. Ama sadece benim gördüğüm yıldız olmaktan çıktılar; herkes görüyor artık onları. Bak yine sabah olanları hatırladım, sinirlerim bozuldu!"

"Sabah ne oldu?" diye sordu Hyunjin.

"Juyeon iti, Jisung'u durdurmuş zorla tanışmak istiyor! Bir de tutmuş kolunu bırakmıyor. Jisung, 'bu yaptığın resmen taciz,' diye bağırırken yetiştim. Piçin kolunu kırmadığıma pişmanım ama Jisung'u korkutmak istemediğim için kendimi tuttum."

"Kim dedin?"

"Juyeon."

Minho düşünceli bir şekilde 'hım' diye mırıldandı.

"Betaların fakültesinde ne geziyordun?"

Hyunjin'in sesi ile gerçekliği dönen delta bu aralar çok çabuk düşüncelere dalıyordu.

"Seungmin ile aile dostu çıktık, hafta sonu onlardaydım. Zeki bir beta, bilirsiniz zeki insanları severim." dedi Chan.

"Bilmiyorum dostum gerçekten bilmiyorum o kadar şıpsevdisin ki, kimi beğeniyorsun, kimi seviyorsun hiç anlamıyorum!" diye isyan eden Changbin'e omuzlarını silkerek aldırman devam etti, Chan.

"İşte onlarda sohbet ederken saatimi onlarda unutmuşum. Sabah saatimi almaya betaların dersliğine gittim. O esnada Jisung'u gördüm, hemen yardımına koştum ama yine de atarlandı; çok aksi şirin şey."

"Resmen şans sıçıyorsun oğlum!"

"Annem Daeboreum şenliğinin ortasında doğduğumu söyler."

"Betaların arasına sızmışsın oğlum! Böyle bir şans doğum gününle bile açıklanamaz. Yalnız bir an önce hangisini beğendiğine karar ver. Böyle üçüne birden yürümen hiç hoş olmuyor." dedi Changbin,  konuyla tek ilgili kişi olarak.

"Ya şimdi çok kararsızım. Jeongin çok tatlı, Seungmin çok zeki ve sevimli, Jisung çok güzel! Oğlum hepsinin artı yönleri birbiri ile yarışır; ama bu yarışın galibi üçü de olur. "

"Sen de eksilerine bak o zaman." dedi Hyunjin, arkadaşının beta aşkını onaylamayarak. O da betaları beğeniyordu ama sınırlarını korumayı tercih ediyordu. O gece kurtardığı betanın kokusu hala aklındaydı.

"Her neyse fazla uzamadı mı bu konu? Ne zaman görüşsek sadece betalardan bahsediyorsun. Normal sohbet edemez olduk!" Minho'nun sert sesi ortamın havasını germişti.

"Ne oldu uzun zamandır aptal grup ritüelleri, Joehyun'un emirleri ve gruba kimi alacağız dışında bir muhabbette bulunmamız seni rahatsız mı etti?"

Chan'ın iğneleyici sesi Minho'yu daha da sinirlendirmişti. "Biz kimseden emir almıyoruz Chan! Sürekli aynı şeyin imasını yapıp durma!"

"Bunun aksini  kanıtlayacak bir çok örneğim var ama şu an konuyu uzatıp sinirli feromonlarının betalarını rahatsız etmesini istemiyorum."

Minho sinirle burnundan nefesini vermiş, sakinleşmeye çalışmıştı.  Neden burada olduğuna anlam veremese de içinde gitmek istemeyen tarafı dinleyip gitmemişti. En sonunda kafeye ulaşmışlardı. Betalar manzarası güzel olan büyük masaya geçmişlerdi.

Beta/MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin