Beta/Minsung

36

"Hyung, ne oldu?" diye sordu Jisung, titreyen sesiyle.

"Minho yok, hiçbir yerde yok! Saatlerdir bekliyorum ama yok!"

"Ne demek yok hyung?"

"Hastaneden çıktıktan sonra Minho'nun evine geldim. Evini tamamen kontrol ettim. Defalarca Minho'yu aradım ama yanıt alamadım. Hala onun evinde bekliyorum."

Jisung sızlayan koluna rağmen doğruldu ve Seungmin'den telefonu yaklaştırmasını istedi.

"Hyung biraz daha orada bekler misin, belki gelir. Biz de Jungsuk ve savcılarla görüşelim."

"Tamam Sungie ben buralardayım."

"Tamam hyung haberleşiriz."

Jisung kalkıp üzerine ceketini giydi. "Bu şekilde bekleyemeyiz, başkanın konuşmasından sonra Minho'ya zarar vermiş olabilir." dedi Jisung.

Jisung'un telaşına hak veren betalar onun gibi hazırlanmaya başladılar. Onları şaşkınlıkla izleyen Hyunjin, en sonunda oturduğu yerden kalkıp, "ne yapacaksınız?" diye sordu.

"Dedim ya hyung önce Jungsuk ile görüşüreceğiz sonra da savcılarla görüşeceğiz."

"Duydum Jisung ama bunun için çıkmanızı gerek yok. Şu an ortalık fazlasıyla karışık, sizin için sağlık bakanının ayarladığı bu yer, en güvenli yer. Görüşmeleri özel iletişim araçlarınızla yapın. Bakın ben şimdi Minho'yu aramak için çıkacağım. Hatta şu işbirliği halinde olduğumuz emniyet müdürü ile görüşeceğim. Siz de lütfen ne yapacaksanız buradan yapın, tamam mı?"

Betalardan ses gelmeyince Hyunjin ses tonunu daha da alçaltıp, "hiçbir şey yapmayın demiyorum size, sadece emniyetli bir yerden yapın ya da yanınızda bizden biri varken çıkın."

"Seninle gelelim hyung!"

"Benim iyi bir seçenek olmadığımı biliyorsunuz."

"Tamam hyung sen merak etme biz burada görüşmeler yaparız."

Hyunjin, Han'a şüpheyle bakınca beta, "hyung haklısın, çok ciddi bir şeyim yok ama bu kolla zayıf bir hedefe dönerim. Birileri peşimizdeyse eğer benim yüzümden Seungmin ve Jeongin de hedef olur. Bu yüzden dediğin gibi bakanın bizim için ayarladığı bu özel güvenlikli yerde durmamız daha iyi olur. Hem birazdan Savcı Min Yoongi buraya gelecek, ne yapılacaksa buradan yaparız. Sen bizi düşünme Minho hyunga odaklan." dedi.

Han'ın konuşmasından sonra ikna olan Hyunjin kapıya doğru ilerlerdi. Onu geçirmek için yanında yürüyen Jeongin, kapıya geldiklerinde Hyunjin'in elini tuttu. Hyunjin, güzel betanın yanağını tuttu. Jeongin yanağını tutan ele yaslandı. "Hyunjin dikkatli ol lütfen."

"Dikkat ederim güzelim. Sen de dikkat et, yemeklerini aksatma ve sakın bir aksiyona dahil olma. Burası en güvenli yer buradan ayrılma, sağlık bakanına güvenmesem seni asla yalnız bırakmazdım. Ama şimdi gitmem lazım."

"Tamam hiçbir aksiyona dahil olmam. Sen beni merak etme, ayrıca babana da dikkat et."

"Tamam güzelim." Hyunjin eğilip betanın dudaklarına yumuşak bir öpücük bıraktı. Alfa çekilmeyip ikinci bir öpücük bıraktı. Hyunjin çekilirken betanın gamzesinin üzerine dudaklarını bastırıp çekildi. Alfa ilk defa bu duyguları tadıyordu. Gizli saklı yaptıkları buluşmalar artık yetmiyordu. Jeongin'e sarılıp rahat rahat dolaşmak istiyordu. Derin bir nefes alıp betanın kendine özgü kokusunu içine çeken alfa, gücünü toplayıp betadan ayrılıp, kapıyı açtı. Betaya bakıp iç çekerek çıktı.

Jeongin, Hyunjin'i yolladıktan sonra tekrar içeri döndüğünde arkadaşlarının farklı yerlerde telefon görüşmeleri yaptığını gördü. Kanepeye oturan Jeongin, diğerlerinin telefon konuşmalarını bitirmelerini bekledi. O esnada televizyonu açan beta ilk açtığı kanalda karşısına çıkan son dakika haberine baktı. İteawan'da yan yana iki gece klübünde yangın! Haberin başlığını okuyan Jeongin detayları dinlediğinde; yangın, yaşanan arbede sonucu ilk belirlemelere göre 110 kişi hayatını kaybettiği sayının daha fazla olabileceğini öğrenmişti. Yangın, iki gece klübünde çapraz şekilde çıkmış, insanların çıkışını engellecek şekilde şiddetli başlamıştı. Bu durum bir kundaklama ya da saldırı ihtimalini düşündürmüştü. İçişleri bakanın, olay bölgesi ulaştığını ve hala caddeki izdihamın devam ettiğini söyleyen spiker, yangından dolayı net görüntü veremediklerini ifade etmişti.