Jisung huzurla yatağına girmişti. Uzun zaman sonra Minho'nun kokusunu bu kadar yoğun almıştı. Delta ile olan sarılmaları betaya çok iyi gelmişti. Minho'ya olan duyguları iyice gün yüzüne çıkmıştı. Diğerleri ile eve çıkma fikrine pişman olmuş gibiydi. Minho ile arasındaki buzlar eridikçe Jisung daha da çekiliyordu, deltaya. Gece yatarken bile sabah hyungunu evde görmenin umudu ile uykuya daldı.
Jisung, sabah kurduğu ilk alarma uyanmıştı. Deltanın odasının kapısına geldiğinde duyduğu bildirim sesi ile Minho'nun evde olduğunu anladı. Bugün dersi Minho ile aynı saatte başlıyordu. Hızla odasına dönüp, banyoya girdi ve elini yüzünü yıkadı. Aşağı inip kahvaltı hazırlamaya başladı. Minho'nun sevdiği şeylerden hazırlamak istiyordu.
Minho ise yavaş yavaş uyanıp, kendine gelmeye çalıştı. Betanın nerde olduğunu anlamak için delta algılarını kullandı. Minho'nun deltası, söz konusu Jisung olduğunda Minho ile gayet iyi anlaşıp onunla bir çatışmaya girmiyordu. Betanın evde ve alt katta olduğunu anlayan Minho yataktan kalktı ve banyoya geçti. Yüzünü yıkayan Delta yüzünü tam kurulamadan üzerine taktığı tişört ile alt kata indi. Mutfaktan gelen sesleri işitince yüzünde gülümseme ile mutfağa ilerledi. Mutfağın girişinden durup bir süre kendisini fark etmeyen Jisung'u izledi.
Jisung, kendini kaptırmış Minho'nun sevdiği şeyleri yapacağım derken olayı biraz abartmıştı. Telaşla mutfakta koşturan sevimli beta Minho'yu güldürmüştü. Minho yaslandığı kapıda bir süre daha Jisung'u izlemek istese de betanın zorlandığı gördüğü için mutfağa girmişti.
Jisung sebzeleri doğrarken ocaktaki krepleri hatırlayıp, "hiiiii!" diye, yüksek olmayan bir çığlık atıp ocağa dönerken, krepleri çeviren deltayı görünce olduğu yerde kaldı.
"Hyung ne zaman uyandın?"
"Çok olmadı, bu arada misafirimiz mi var?"
Minho masaya bakarak konuşmuştu. Onun bakışlarını takip eden Jisung dolu masayla gözlerini kocaman açtı.
"Hyung!!!"
Minho birden yüksek sesle ve telaşla konuşkan betaya yaklaştı. "Han-ah bir sorun mu var, bir şey mi oldu?"
"Hyung ben sadece sana sevdiğin şeylerden pişirmek istemiştim." Jisung masaya bakıp alt dudağına sarkıtarak konuşmuştu. Beta, hyungu için bir şeyler yapmak istemişti fakat bu kadar abarttığını fark etmemişti.
Minho, Jisung'a iyice yaklaşıp çenesinden tutup kafasını kaldırdı, biraz daha betaya yaklaşıp konuştu. "İnan çok mutlu oldum ama biraz fazla olmuş gibi, hım?" betanın yüzü iyice düşünce, "Sorun değil güzelim bugün tüketmemiz gerekenleri yanımıza alırız, bizimkilerle birlikte yeriz ne dersin?" dedi.
Jisung kaçırdığı bakışlarını, duydukları ile deltaya çevirmiş, kocaman gözleri ve mutlu yüzüyle deltaya gülümsetmişti. "Ay hyung çok güzel olur!"
Jisung hyungunun bu önerisi ile mutlu olmuştu. Aklına arkadaşı Amber'la okul bahçesinde yemek yediği günler gelmişti. Ama bir dakika o artık bir liseli değildi ki! "Hyung üniversitede bu tarz şeyler saçma olmaz mı?"
Minho kaşlarını çattı. "Neden saçma olsun?"
"Ne bileyim üniversiteliyiz ya, kendi götürdüğümüz yemekleri oturup yememiz falan tuhaf olmaz mı?"
"Olmaz tabi ki en fazla arkadaş grubumuz dikkat çeker, o kadar."
Jisung, delta ve arkadaş grubu ile fakültede takılmaları nasıl bir etki bırakır diye düşünürken, Minho'nun ise aklına betaların, grubun radarına gireceği gelmişti.
"Hyung acaba diyorum ki, diğerlerini mi çağırsak kahvaltıya?"
Minho daldığı düşüncelerden betanın sesi ile çıktı. Biraz geri çekilip yeniden masaya ve tezgahın üzerindekilere baktı. "Haklısın diğerlerini çağırıp güzel bir kahvaltı yapabiliriz. Hem bugün hepimizin dersi öğleden sonra vaktimiz çok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beta/Minsung
FanfictionBeta olan Jisung üniversiteyi okumak için, Busan'dan Seul'e gelir. Fakat bir sorun vardır. Ailesi yakın aile dostlarının delta oğlu ile kalmasını ister. Jisung yıllar önce tüm bağını kopardığı delta ile kalmak isteme de ailesine karşı gelemez. Ev h...