Deltanın otopsisi yapılmış ama sonuçlar kamuoyu ile paylaşılmamıştı. Sağlık bakanı olayı gizli tutmuş, deltanın cenaze törenine katılmıştı. Aile, cenaze töreninin de basını istememişti.
İçişleri bakanı ise, Minho'nun cenazeye katılmamasını istemişti. Başkan ve savunma bakanının, deltalara yönelik bir plan içinde olduklarını ve içeriğin bilinmediği için tedbirli olunmasını gerektiğini bildirilmişti. Bu yüzden Minho, işkence gördükleri zamandan bu yana tanıdığı, çok yakın olmasa bile sevdiği kişiler arasında olan deltanın cenaze törenine katılamamıştı.
Changbin, Chan ve Hyunjin cenaze törenine gitmişlerdi. Minho yapayalnız kaldığı evde artık kafayı yiyecek gibi hissediyordu. Daha fazla bu sessizliği dayanamayacağını anlayan delta hazırlanıp biraz dışarı çıkmaya karar verdi. Kapıdan çıkarken karşı eve baksa da sevgilisinin evde olmadığını bildiği için çok oyalanmamıştı.
Jisung bugün derse gitmişti. Sadece mimarlık mühendislik fakültesinde dersler iptal edildiği için diğer bölümler derslere devam etmişti. Beta derslere girse de, sadece yok yazılmamış oluyordu. Zihni tamamen delta ve olaylarla dolu olduğu için kafasını hiçbir şeye veremiyordu. Sabah arayan annesi ve Suzy teyzesi ise iyice darlamışlardı, betayı. Onların konuşmaları yüzünden zihninde oluşan kötü düşünceler içini kemiriyordu.
Jisung telefona gelen mesaja baktığında yine Amber'dan olduğunu görmüştü. Arkadaşına olanlardan üstü kapalı bahsetmişti. Jisung'un anlattığı şeylerden sonra telaşlanan genç beta, sürekli Jisung'a Minho'yu da alıp, Amerika'ya gelmesini söylüyordu. Aslında Minho'yu alıp sadece ikisinin olacağı bir yerlere gitmeye ciddi anlamda ihtiyacı vardı. Fakat sorunlar o kadar büyüktü ki, günlerdir karşı eve bile gidemiyordu. Tüm bu düşüncelerle boğuşan beta dersin bittiğini fark etmemişti. Jisung, Jeongin'in omuzuna dokunması ile irkildi.
"Jisung hadi toparlan gidiyoruz."
"Ders bitti mi?"
"Bitti hatta hoca öndeki alfanın birine sinirlenip oldukça gürültü bir şekilde derslikten çıktı, duymadın mı?"
"Dalmışım."
Tek kelime ile onun bütün duygu durumu atlamaya yetiyordu. Jeongin arkadaşının sırtını sıvazlayıp kitaplarını eline aldı. Jisung'un kitapları toplamasına yardım etti. Telefon görüşmesini sonlandırıp yanlarına gelen Seungmin, "hadi gidelim saat 17.00'de başkan, konuyla ilgili bir açıklama yapacakmış, Jungsuk açıklamanın içeriğine göre hamlelerimizi yapacağız, dedi."
Jeongin birden gülmeye başlayınca Jisung ve Seungmin betaya bakıp neden güldüğünü anlamaya çalıştılar. "Bakmayın öyle geçen gün Savcı Min, Savcı Park ve Jungsuk'un bir araya gelip ortak planla hareket etmeleri aklıma geldi." Diğerleri hala anlamaz şekilde bakınca Jeongin isyan ederek, "düşünsenize savcılar ve mafya bir masada oturup aynı tarafta hareket ediyor."
"Yani bunda şaşılacak pek bir şey yok, her ülkede zaman zaman bu tarz şeyler olmuş, derin devlet meseleleri hiç konuya girip başımızı ağrıtmayalım." dedi Seungmin.
"Sorunu çözsünlerde kim nereye oturuyorsa otursun hiç umrumda bile değil." dedi Jisung.
"Bugün pek iyi değilsin."
"Bilmiyorum Seungmin içimde garip bir huzursuzluk var."
"Gülüyorum ama ben de bu aralar pek iyi şeyler olmayacak gibi hissediyorum." dedi Jeongin.
Seungmin, asıl zor olan kısmın şimdi başlayacağını bildiği için arkadaşlarına sahte teselli sözleri söylemiyordu. "Neyse biz eve gidelim ve başkanı izleyelim. Ondan sonra ne olur zamanla göreceğiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beta/Minsung
FanfictionBeta olan Jisung üniversiteyi okumak için, Busan'dan Seul'e gelir. Fakat bir sorun vardır. Ailesi yakın aile dostlarının delta oğlu ile kalmasını ister. Jisung yıllar önce tüm bağını kopardığı delta ile kalmak isteme de ailesine karşı gelemez. Ev h...