7

2.3K 358 209
                                    

Jisung, Minho'nun verdiği anahtar ile eve girdi. İçeri baktığında salonun boş olduğunu gördü. Önce mutfağa sonra da üst kata çıktı. Odalardan ses gelmeyince Minho'nun evde olmadığına karar vererek üzerini değiştirip mutfağa indi. Anne babası çalıştığı için yemek yapmak konusunda kendini oldukça geliştiren Jisung, yemek hazırlarken Minho'yu da düşünerek fazladan yapmayı ihmal etmedi. Başta tatsız şeyler yaşasalar da geçmişi düşünce şu an herhangi bir yerinde bir yara izine sahip değilse bu hyungu sayesindeydi. Minho'nun kolundaki izi hatırladıkça hyunguna olan minnettarlığı asla bitmeyecekti.

Yemekler hazır olduktan sonra biraz oturup, Minho'yu beklemeye karar verdi. Bir saat  sonra hava iyice kararınca Minho'ya mesaj atıp atmama konusunda ikileme düştü. Mesaj atacak kadar samimi hissetmiyordu. Neyse diyerek ayağa kalktı ve mutfağa geçti. Hazırladığı yemeklerden tabağa böldü. Masayı kurup açtığı kolası ile yemeğini yemeye başladı. Bugün tanıştığı arkadaşları ile birden o kadar samimi olmasına hem çok sevinmiş hem de çok şaşırmıştı.  Bir ay kadar zamanı vardı. Bir ayın sonunda bu evden gidecekti.

Jisung ağır ağır yediği yemeğini bitirmiş bulaşıkları yıkamıştı. Saate baktığında 21.15 olduğunu gördü. Minho için ayırdığı yemekleri paketleyip, odasına çıktı. Jisung, 'acaba gelip uyudu mu' diye Minho'nun odasına gidip kapısını çaldı. Ses gelmeyince merakına yenik düşüp odanın kapısını açtı.

Kapının kilitli olmasını bekliyordu fakat açık olan kapı onu şaşırtmıştı. Yavaşça aralayıp karanlık odaya ne olur ne olmaz diye telefonunun ışığı ile göz attı. Yakalanma korkusu ile hızla odadan çıktı. Oldukça sade ve lüks bir odaydı. Ev zaten genel olarak lüks bir evdi. Oldukça masraflı diye düşündü. Kendi ailesi bu boyutta bir evde tek başına kalmasına mümkün değil izin vermez hatta bu kadar lüks bir evde öğrenciyken oturması için bütçe ayırmazlardı. Babası bir miktar tutumlu bir adamdı. Aslında Delta olmak her zaman bir ayrıcalıktı. Kimse bir beta için üstelik pasif bir beta için böyle bir masrafa girmezdi.

"Ailem bana yurda izin vermiyor adam koca evde tek yaşıyor! Delta olmanın ayrıcalığı bu olsa gerek!"

Toplumda kendini her zaman belli eden tür farkı vardı. Sayıları çok az olan deltalar her zaman tüm saygınlığı ellerinde tutan kişilerdi. Kore eski devlet başkanları genelde deltalardan oluşuyordu. Minho'da ya bir bürokrat olacaktı ya da kendi şirketinin patronu olacaktı; deltalar asla emir almazdı. O yüzden her zaman en yüksek mevkiler deltalara ait olurdu.

Jisung odasına dönerken Minho'nun 'burası çalışma odama sakın girme!' dediği odayı merak etti. Minho'nun yatak odasına yaptığı gibi önce kapıyı çaldı. İçeriden ses gelmeyince kapının kolunu yokladı. Yatak odası gibi kapının açılmasını beklerken kilitli kapı ile hayal kırıklığına uğrayarak odasına gitti.

Jisung-Amber
Sungie
Selam
Uyuyor musun?
Orada saat kaç ki?
Zaman farkına alışamacağım
Neyse görürsen yaz lütfen
Özledim seni..

Jisung telefonunu kapatıp, bir süre boş boş etrafı izledi. Yapacak hiçbir şey bulamayınca yanında getirdiği manga serisine başladı. Okuduğu manga oldukça sarmış şimdiden bir saat geçmişti. Kendine süt ısıtıp biraz daha okuyup uyumaya karar verdi. Hızla aşağı inen beta telefonu yanına almayı unutmuştu.

Ocağı açıp sütü ısıtırken salona döndü. Saat oldukça geç olmuştu. Kapıyı alttan ve üsten kilitleyip hızla mutfağa dönüp taşmak üzere olan sütün altını kapattı. Sütünü evden getirdiği favori bardağına koyarak odasının yolunu tuttu. Odaya girdiğinde telefonunu ışığının yandığını gördü. Amber diye düşünerek hemen telefonu eline aldı. Ekranda gördüğü şey ile kahkaha atmaktan kendini alamadı. Bu çocukları çok sevmişti.

Beta/MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin