27

2.1K 307 227
                                    

Minho ilk defa mutlu uyanmıştı. Dün gece ekim ayı olmasına rağmen, inanılmaz derecede soğuk olan havadan dolayı eve erken geçmişlerdi. Minho birçok şeyi anlatmasa da hiç kimsenin bilmediği bir sırrını Jisung ile paylaşmıştı. Bu bile Minho için büyük bir adımdı. Hayatında bir dönem yaşamaktan vaz geçecek raddeye geldiğini,  yine onu düşünerek yaşama tutunduğu insana anlatmıştı. Minho'nun artık grupla ilgili somut adımlar atması gerekiyordu fakat önce tüm her şeyi Jisung'a anlatmalıydı. Delta kendini bu yüzleşme için hala hazır hissetmiyordu.

Gece eve geldiklerinde Jisung mutfakta gördüğü güller ile mutlu olmuş, Minho'nun beklediği sıcak sarılmayı öpücük ile taçlandırmıştı. Şimdilik arkadaş grupları dışında ilişkilerini gizli tutmayı tercih etmişlerdi. Minho üstü kapalı şekilde bazı sorunları halletmesi gerektiğinden bahsetmiş, tüm olayları zaten bilen Jisung onu anlayışla karşılamıştı.

Aynanın karşısında son kez kendine bakan Minho fakülteye gitmek için evden çıkmadan önce Jisung'un odasına girdi. Beyaz pijamaları ile beyaz çarşafların arasında uyuyan, güzel sevgilisine baktı. Dün oldukça hareketli bir gün yaşadığından  mışıl mışıl uyuyordu. Minho, Jisung'un yatağına yavaşça oturdu. Betanın yüzüne gelen saçlarını hafifçe yüzünden çekip kulağının arkasına itti. Beta yan yattığı için kafası sağ tarafa dönüktü. Dolgun ve pürüzsüz yanakları, uzun kirpileri, şekilli kaşları, minik sevimli burnu ve dolgun dudakları ile Jisung, Minho'ya mükemmel seyir keyfi sunuyordu. Minho birlikte uyudukları bir zamanda bütün gece güzel betayı izlemeyi aklının bir köşesine not etti. Delta daha fazla kalmak istese  de derse gitmesi gerekiyordu. Dolgun yanağa güzel bir öpücük bırakıp, yataktan kalktı. Hafif kıpırdanan betaya bakıp yavaşça odadan çıktı.

Minho fakülteye geldiğinde direk dersliğe geçmişti. Bu dersi diğer üç arkadaşı ile ortak alıyordu. Sabah saatindeki derse gelen Minho'nun gülümseyen yüzünü gören arkadaşları bir süre gördükleri şeyin gerçekliğini idrak edemediler.

Hyunjin, yüzünü buruşturarak, "o, sabah dersine gülümseyerek mi geliyor yoksa beynim ve gözlerim uykusuzluktan bana oyun mu oynuyor?" diye sordu.

"Senin beynin oyun oynuyorsa benimki de oynuyor. Halbuki benim sade ve sakin bir yaşantım var. Neden böyle oldu ki acaba?"

"Günaydın, ne kadar suratsızsınız sizi görence tüm keyfim kaçtı."

"Beynimiz oyun oynamıyormuş, bu gerçekten neşeli ve enerjik!" dedi Chan, mutsuz bir ifade ile.

"Her neyse dersten sonra işiniz var mı?"

"Eve gidip uyumak dışında bir işim yok" dedi Hyunjin.

"Eve gitmeyi unut."

"Eve geçeceğim, Felix'le kahvaltı yapacağız."

"Felix bizim eve geçecek, kahvaltıyı unut."

"Yani hiçbir işim yok gibi belki şirkete uğrarım."

"Bugünlük şirketi unut. Çıkışta benimle geliyorsunuz. Seungmin ve Jeongin benim evin karşısındaki evi tuttu. 11.00 de mobilyalar gelecek, kurulumu mobilya mağazası yapacak ama biz de yanlarında oluruz. Bugün betalara, yeni evlerine yerleşmelerinde yardımcı olacağız. Yemekleri de bizim evde yeriz. Jisung size yemek yapmak istedi."

Chan çevresine karşı katı ve duyarsız olan deltanın bu yardım sever haline şaşırmıştı. Sadece Chan değil diğeri iki alfa da duyduklarını idrak etmeye çalışıyordu.

"Hepiniz tamamsınız, o zaman."

Minho diğerlerinin cevap vermelerine fırsat vermeden yerine oturup telefonunu eline aldı. Gelecek hafta sonu için Jisung'u şehir dışına çıkartmak istiyordu. Rutuna iki hafta vardı. Bu hafta grubun gözüne batmamak için cumartesi akşamı Seungri'nin gece kulübüne gideceklerdi. Aslında hiç gitmek istemiyordu ama iki defa üst üste gitmezse dikkat çekeceği için delta bir nevi gitmek zorundaydı.

Beta/MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin