Bu bölümün bir şarkısı olsa ne olurdu?
Dinlediğinizde hikayemizi hissettirecek, beğendiğiniz şarkıları yoruma yazar mısınız?
*
Bu hikayenin sesi olup, fark edilmesine destek verin lütfen. Çok fazla askeri kurgu olduğunu biliyorum ama bu gerçek kişiler ve olayların kurgusu...
Beğenmeniz ve yorum yapmanız o kadar değerli ki...
Şimdiden teşekkürler.
Keyifli okumalar (kalp)
*
OLCAY
44. Dağ ve Komando Taburu, Orgeneral Sami Başarı Kışlası'nın içerisindeydi. Havalimanından yürüyerek yarım saat mesafede olduğunu tecrübe ettikten sonra kışlanın içerisinde de bir o kadar yürümem gerekiyordu. Bu kışla, birçok birliği ve büyük bir lojmanı barındıran bir tümendi. Kapladığı alan bakımından Yüksekova'nın dörtte üçü sayılabilirdi. Benim taburum ise, tümenin tam ortasına denk gelen bir mevkide yer alıyordu. Bu da demek oluyordu ki, yolum uzundu. Nizamiyeden kendimi özel bir araçla aldırabilirdim. Fakat beni birkaç gün sonra bekleyen taburuma sürpriz yapmak istiyordum. Kelimenin gerçek anlamını kullanacak olursam da baskın.
Havanın ayazına aldırış etmeksizin yürümeye başladım. Kaç tane tabur, kaç tane karargâh binası geçtiğimi saymayı bırakmıştım. Kafamdaki haritaya göre yaklaşmış olmalıydım. İlerideki mavi bereli topluluk da bunu kanıtlar nitelikteydi. Saatime baktım. Öğlen içtimasına yetişmiştim ve bunun verdiği haklı gururuyla adımlarımı hızlandırdım. Askeri -normal aralık-nizamda sıralanmış askerlere göz gezdirerek arkalarından geçtim. Karargâh Bölüğü, 1. Bölük, 2. Bölük, 3. Bölük... Gözüme bir ayrıntı takıldı. 2. ve 3. bölüğün, bölük komutanları içtimaya çıkmamıştı. Peşin hükümlü olmak istemiyordum ama geçerli bir mazeretleri yoksa benden bugün çekecekleri onlara burada görev yapacağım süre zarfında yeterdi.
Birkaç gözün radarında olduğumu hissedince başımı Karargâh Bölüğüne çevirdim. Kendi içtimasını yöneten kıdemli üsteğmenin bakışlarından hoşlanmamıştım. Belli ki o da benim askerleri incelememden hazzetmemişti. Sivil olmam buna en büyük neden olabilirdi. Adımlarımı tabur binasına kadar takip etti. Kim olduğumu sorguladığından emindim. Tanışacaktık ama önce gerekli prosedürleri yerine getirmeliydim.
Tabur binası tek katlı, orta boyutta klasik dikdörtgen bir bina idi. Askeriyede yıpranmış bina görmek imkansızdı ama bu binaların eski olduğu gerçeğini değiştirmezdi. Gıcırdayan bir kapı eşliğinde içeri girdim. Rüzgarlıkta bulunan kaza-olay tablosundaki vukuata göz gezdirdim. Neyse ki Tabur, benden 8 sene önce bir olay yaşamıştı. Demek ki herkes üzerine düşen vazifeyi yerine getiriyordu.
Herkes içtimada olduğundan odamı bulmak iç güdülerime kalmıştı. Önce sağ koridora, ardından sol koridora baktım. Sağ taraftaki hareketlilik, çoktan adımlarımı kendi üzerine çekmişti. Botlarımın zeminde bıraktığı tok ses eşliğinde kapalı kapıların üstünde yazan tabelaları okudum. Personel kısmı, nam-ı diğer S1, istihbarat kısmı- S2, harekât eğitim kısmı-S3, lojistik kısmı-S4 ve tabur komutanı odası.
Odamın da kapısı kapalıydı ama içeriden gelen sesler koridora kadar taşıyordu. Birkaç kişinin olduğunu gösteren hararetli derbi muhabbetini bölercesine kapıyı açtım. Yüzbaşı olduğunu gördüğüm üç kişinin bakışları aynı hızla bana döndü. Sivil giyinişimle yaptığım hareketin tezatlığını sorguluyorlardı. Aralarındaki en ciddi ifadeli duran yerime vekalet eden Karargâh Bölük Komutanı olmalıydı. Saygısızlığıma müsamaha göstermeyecek bir havası vardı. Aranan diğer iki kanında hangi bölüklere komutanlık yaptığı az sonra ortaya çıkacaktı. Artık son derece sakin, sinek uçsa sesi duyulacak kadar sessiz bir odadaydık. Dile dökülmeyenlerin tenhalığında rahatsız bakışların odak noktasındaydım. Tepkisiz ama bir o kadar intihara yönlendirecek kadar güçlü bakışlarımı tek tek dolaştırdım. Birinin göz bebeklerinde yüzen kargaşayı yakalamıştım. O da benim kim olduğumu... Karargâh Bölük Komutanıyla göz göze geldiğim anda esas duruşa geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEHADET
Художественная прозаBu hikaye gerçek kişiler, olaylar ve mekanlar içermektedir. Mesleki gizlilikten ötürü isimlerde ufak kelime oyunları yapılmıştır. Lütfen okurken sadece kurgu gözüyle değil, yaşanmış olay örgüsüne bakın. Hikayenin çıkış noktası ilk bölümdedir. Keyifl...