•••IronMan'in Doğuşu•••

141 11 3
                                    

Zırh bittiğinde zafer ve gururla gülümsedi Tony Stark. Bu zamana kadar yaptığı en iyi şey karşısında duruyordu. Kısıtlı zamanı, verimsiz ortamı ve el verimsiz şartlara rağmen bir zırh yapmayı başarmıştı. Tabi olay başarmak ile bitmiyordu sırada zırhı çalıştırmak ve doğru kullanmak vardı. Elisabeth'in yardımı ile zırhın içine girdi. Elisabeth'e bilgisayardan aktifleştirmeyi açması için şifreyi söylediğinde ikisi de yükleme çubuğunu görünce sevindi. Elisabeth Tony Stark'tan aldığı direktifler ile vidaları sıkmaya başladı. Dışardan gelen sesler ile Tony'nin gülümsemesi soldu, " Onları oyalamalıyız, konuşmalısın Elisabeth." Elisabeth Macarca konuşmaya başladığında Tony sadece yükleme çubuğunu izliyordu. Neredeyse dolmak üzereydi. Adamlar kapıyı açmak için zorlama başladıklarında Tony gergince bir nefes aldı. Başaramama ihtimali beynine hücum ederken gözleri Elisabeth'in üstündeydi. Kadın çok gergin duruyordu. " Sakin olmalısın Lisa. Neredeyse 2 aydır burda yanımdasın. Bana güveniyorsun dimi?" Tony'nin beklenmedik sorusu ile Elisabeth ona baktı. Elisabeth kimseye güvenmezdi ama bu adam beklemediği bir şekilde onu kendine çekiyordu. Usulca başını salladı, isminin kısaltmasını ondan duymak içinde garip bir kıpırtı yaratmıştı ve bir kaç saniyeliğine gözlerini kapatıp kendini odaklamaya uğraştı. Kapıdan gelen gürültü ile hafifçe sıçradı. Tamamen dikkat çekmişlerdi artık kaçar bir yolları yoktu tek ümitleri dolmak üzere olan çubuktu. Elisabeth hem bu kadar adamı indirip hem de Tony Stark'ı koruyamazdı. Tahmininden fazla adam olduğunu biliyordu ama çubuğun dolmasına çok az kalmıştı ve bu süre zarfında adamları oyalayabilirdi. Tony'nin çenesi Elisabeth'in ne düşündüğünü anlamışcasına gerildi.
" Sakın aklından geçen o saçma şeyi yapmaya kalkışma Lisa. Bu ölüm olur. Çok yaklaştık. Plana sadık kal ve yanımdan ayrılma." Dediğinde Elisabeth yanağının içini kemirmekle meşguldü, " Zaman kazanmamız lazım Anthony. Burda durursak bizi kıskıvrak yakalarlar. Ben onları oyalıyacağım ve ölmeyeceğim. Sende bu nalet zırhı çalıştırıp beni kurtaracaksın tamam mı?" Tony onaylamamıştı kesinlik ama kesinlikle bunu onaylamıyordu, " Hayır bu çok saçma onları oyalayamazsın seni direk öldürücekler." Gözleri büyüyerek yerden silahı alan kadına baktı Tony " Lisa. Hayır." Dişlerinin arasından tıslarcasına konuştuğunda Elisabeth dönüp bir kaç saniye Tony'e baktı, " Lisa Evet" gülümseyip dışarı çıktığında derin bir nefes aldı. Ayak seslerini duyunca elinde ki tüfeği yanına yasladı ve sessizce geçmelerini bekledi. Şuanlık 2 kişilerdi ve silah ateşlemesine gerek yoktu. Birinin arkasından geçip boynunu çevirerek kırdı. Diğer adam arkasını dönünce koca gözlerle baktı Elisabeth'e, karşısında ki kadından böyle birşey beklemediği çok açıktı. Hızlı tepki veremedi, Elisabeth ise fırsatı kullanıp onu da yere serdi. Tony ise hala çubuğu takip ediyordu. Adrenalinin tamamen vücuduna yayılıldığını hissetti, bu da yetmezmiş gibi korkuyordu. Tony Stark bir kadın için çok korkuyordu. Ard arda 3 el silah sesi duyunca ne zaman tuttuğunu bilmediği nefesini bıraktı Tony. Gözü sinirle seğrirken %87 olan enerji paneline baktı. "Sikerim %100'ünü bu da yeter" Zırhı bağlı olduğu zincirlerden tek hamleyle kurtarıp hızla kapıya yürüdü. Dışarı çıkıp adamları gördüğünde onlar son gördüklerinin öfke ile parlayan bir çift çikolata rengi göz olduğunu bilmiyorlardı. Stark önüne geldiğini devirirken kenarda büzülmüş karnını tutan kadını gördü. Hırpalanmıştı ama iyi iş çıkardığını biliyordu. Zırhı aldıktan sonra yerdeki yatan adamları görmüştü onları Elisabeth'in devirdiğinin farkındaydı. Etrafındaki adamlar bitince maskesini kaldırdı ve güven verici bir şekilde gülümsedi, " Seni deli kadın, o kadar adamı nasıl devirdin?" Elisabeth acı ile güldü " Beni hafife mi alıyorsun yoksa ben mi yanlış anladım Anthony?" Tony tam ismini duyunca hafifçe yüzünü ekşitti ama kalbi tam tersini yapıp hızlanmıştı, " Bana tam adımla hitap etme Lisa, ben Tony Stark'ım. Anthony kulağa çok acemice geliyor." Elisabet dudaklarından silemediği gülümseme ile karşısındaki adama baktı birşey söylemek için ağzını açmıştı ki karşısında ki adamı görünce dudakları düz bir çizgi haline geldi. Tony kadının bakışlarından bir terslik olduğunu anlayınca gözlerinin bitiştiği noktaya kafasını çevirmeden kolunu kaldırıp püskürtücü ile alev püskürtmüştü. Karşısında ki adam geriye sendelemiş ve elindekini düşürmüştü. Tony Elisabeth'i omzundan tutarak kalmasına yardım etti. Elisabeth kalkarken kenarda gördüğü beze erişmişti, Tony'e baktığında Tony, Elisabeth'in ne istediğini hemen anlamıştı. Bezi elinden alıp yara olan kısma kat yaparak koydu, Elisabet'in belindeki kemeri çıkarttı ve bezi sabitleyerek sıktı. Elisabeth küçük bir inilti ile acısını belli ettiğinde Tony kemeri gevşetmek için hamle yaptı. Elisabeth ise Tony'in elini tutarak onu durdurmuştu.
  Kendine gelen Terörit başı gülmeye başladı, " Siz iki aptal birbirinize mi aşık oldunuz, Ne o Stark yokluktan çapkınlığı bırakıp aşık olmaya mı karar verdin?" Tony dişlerini sıkarak bir hamle yapmaya kalktığında Elisabeth onu durdurdu. Tony öfke ile Elisabeth'e baktığında kadın hafifçe gülümsedi ve fısıldayarak 'sakin ol' dedi. Tony sanki bu komutu bekliyorcasına yumuşadı. Öfke vücudunu terk ederken o Elisabeth'in ellerini tutan parmaklarına baktı ve hiç düşünmeden (ki bunu kolay kolay yapmaz) elleriyle yanındaki kadının ellerini sıkıca kavradı. Terörist başı olan adam bu duruma kahkaha attı, " Ne o Stark yoksa aşık mı oldun, hemde benim artığıma. Yanında ki kadının, seni kaçıran adamın altından geçtiğini unuttun mu?" Elisabeth içinde büyüyen öfkeyi bastırmak için gözlerini kapadı, Tony'i sakinleştirmişti ama kendi zıvanadan çıkmak üzereydi, ama adam bunu önemsiyor gibi durmuyordu, " Baktın mı tadına Tony, bende ki de soru 2 aydır aynı kafeste duruyorsunuz illaki baktın tadına." Tony kadının elini istemsizce sıkmaya başladı. "Dayanılmaz bir parça dimi? Hatları, sıcaklığı, kokusu, teni.." Artık Tony bir boğa gibi öfke ile soluyordu. Sorun ise şuydu Tony tek değildi Elisabeth de öfkesine hakim olmakta zorlanmaya başlamıştı. "Muazzam bir uyumu var. Hem de güzel inliyor. Ahahahaha" Tony hamle yapacakken Elisabeth ondan önce davrandı. Elini hızlıca çekti ve karşısındaki adama yürüdü.
Kadın sağlam bir yumruk atınca karşısında ki adam sendeledi ve gülmeye başladı, " Öfkeli halin de baya bir güzelmiş bunu altımda inlerken de yapmalıydın." Deyip iğrenç bir kahkaha attı. Bu Tony için bardağı taşıran son damla olmuştu. Adama doğru yürüyüp Elisabeth'i arkasına çekti. Tek seferlik olan şansını kullandı ve zırhına yerleştirdiği silahı adamın kafasına nişan aldı ama son anda verdiği karar ile adamın tepesinde ki duvara ateş açtı ve adamın taşların altında ezilmesini yüzünde tehlikeli bir gülümseme ile izledi.
  Elisabeth ise şaşkındı. O silah şimdi kullanılmak için değildi. Onu kullanarak dışarda ki silahları patlatacaklardı. " Ne yaptığını sanıyorsun Anthony, o silah bunun için değildi. Dışardaki silahları patlatacaktık yada çok kalabalık gelirlerse de kullanabilirdik. Bu adam için.." Tony sinirle bir soluk verdi " Başlarım silahlara da diğer köpeklere de. Biliyorum Lisa bu it için değildi ama dediklerini duymadın mı? Daha fazla sabredemedim onu parçalara ayırmak için yeterli vaktim yok onun için  üzerine bir duvar çökerttim ve ezilişini izledim. Buna değdi." Elisabeth şaşkınlıkla izliyordu karşısında ki adamı. Belgeler gözünün önüne geldi, Tony Stark böyle bir adam olarak tanıtılmamıştı ona. Ama buraya geldiği ilk günden beri defalarca kez Tony dosyalarda ki gibi bir adam olmadığını kanıtlamıştı ona. Elisabeth düşüncelere dalmışken elinden çekilmesiyle kendine gelmişti. Tony onu arkasına almış dışarı çıkıyordu. " Burda kal ve kendini koru" yerdeki silahı verirken söylemişti bunları. Elisabeth başı ile onayladı Tony'i, maske kapanırken içtenlikle gülümsedi adam. Arkasını dönüp ayağa kalktığında gülümsemesi silinmiş yüzü ciddileşmişti. Kimse görmese de Elisabeth bunun farkındaydı. Aradan geçen yarım saatti. Elisabeth eğitiminden dolayı zaman tuttmakta iyiydi. Kimse yanına gelmemişti. Tony ise ilerdeydi onu görebiliyordu, el hareketleri ile ayağa kalmasını isteyen adama uyum sağladı Elisabeth. Zırhın bacak kısmında ki ışık yanınca uçacağını anlamıştı. Açıklığa tırmandı ve Tony Stark'ın onu almasını bekledi. Tony onu belinden yakalayınca hızla kollarını boynuna doladı ve gözlerini kapadı. Ne kadar ilerlediklerini bilmiyorlardı ama bir anda sarsılınca gücün bittiğini ilk anlayan Tony Stark olmuştu. Korkuyla büyüdü maskenin altındaki gözleri. Kadını imkanı varmış gibi daha da sardı, yere yakın olan oydu ve bu daha da gerilmesine neden oluyordu. Sabırla bekledi Tony. Düşeceklerine emin olduğu an zırha son bir manevra yaptırdı ve kendi yere yakın durdu böylelikle çarpan kendi olucaktı. Beklenen olduğunda çölde oldukları için kuma çakıldılar. Elisabeth Tony'e göre nispeten daha iyiydi en azından kumun içine gömülmemişti. Ama Tony kumdaydı ve düşmenin etkisiyle zırh parçalanmıştı. Tony bunun normal olduğunu düşündü, mağarada yapılan bir zırhın bu kadar dayanması bile bir mucizeydi. Elisabeth gülmeye başladığında Tony başta durumu anlamadı, sonra kendine bakınca kadına hak vererek gülmeye başladılar.
  Bu gülüş hem kuma batan Tony, hem kurtuldukları içindi. Ve tabi Iron Man. Tony şimdiden kafasında yeni taslaklar oluşturmaya başlamıştı. Evine kavuşup biraz soluklandıktan sonra ilk işi bu zırhın çok daha iyisini yapmak olucaktı. Elisabeth de bunun farkındaydı. Sözlere gerek yoktu ikisi de bakışlarından İron Man'in gelişini görmüşlerdi.

 Stark'ın DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin