•••Mucize•••

48 4 0
                                    

Tony ve John uzun süre odadan çıkmadılar. John'un soruları ve konuşma şekli Tony'i etkilese de cevap verirken zorlanıyordu. Onun gibi hazır cevap bir adam bile bu çocuğun karşısında zorlanırken onu Tony'in çocuğu olmadığını düşünmek aptallık hissi veriyordu.

Tony'den:

Kapı hızla açıldığın da dönüp oraya bakmama gerek olmadığını zaten biliyordum. Bu evde benim kadar sabırsız bir kişi vardı o da kızım. Ondan beklenmeyecek kadar sakin adımlarla yanıma yaklaştığın da durumu garipsemeden edemedim. Küçük Lisa'm neşeli enerjik ve fazla hiperaktifti. Şimdi ise tam tersi davranıyordu. Önüme geçip elini John'a uzattı.
Morgan: Morgan Lisa Stark.
John: Anthony John Foster.
  Her zaman yapacağının aksine kucağıma değil de yanıma çektiği sandalyeye oturunca tek kaşım kalkmış kızımı süzüyordum, kesinlikle birşeyler çeviriyordu. Ama şuan ne olduğunu anlamamıştım.
Morgan: Eee ne konuşuyorsunuz bu kadar zamandır kapalı kapılar ardından?
Tony: Meleğim...
John: Babamla hasret gideriyoruz, sen de Stark'sın babamın nesisin?
Morgan: Öncelikle babam dememelisin John, nedenine gelirsek kendisi benim babam.
John: Öyle mi, o zaman babamız demeliyim.
Morgan: Sen babamız da deme hatta çok alışmadan ikile burdan, çakma Anthony.

Morgan oturduğu sandalyeden kalkıp John'a adımladığın da John da geri durmamış kalkıp kızımın üzerine yürümeye başlamıştı.

John: Ne yapacağımı bana sen mi söyleyeceksin?
Morgan: Ben bir Stark'ım, istediğime istediğim şeyi söylerim.
John: Yanlız unutma istersen ben de bir Stark'ım.
Morgan: Foster, sen Foster'sın az önce kendini öyle tanıtmadın mı?

Zevkle arkama yaslandım ve iki huysuzu izlemeye başladım. Onlara bakarken gözümün önüne gelen Lisa ve kendime hayrandım. Kızım huy olarak tamamen bana benzerken oğlum da Lisa'ya benziyordu. İşler tamamen karışmadan müdahale etmeyecek ve beni paylaşamamalarını izleyecektim.

John: Soyaddan daha önemli birşey varsa o da kandır. Ve bildiğim kadarıyla ben de Stark kanı var.
Morgan: Daha önce niye yoktun o zaman?
John: Annemleydim.
Morgan: O zaman şimdi de annenin yanına dön!
John: Bana emir verme!
Morgan: Bana bağırma!
John: Gün farkıyla ben senden büyüyüm onun için küçük kız kardeş ol ve benimle düzgün konuş.
Morgan: Bunca zaman hayatımız da olmayan birine abilik yaptırmayacağım. Benim tek abim var o da Peter.
John: Huh, Peter benim dayım zaten sen abi diyebilirsin.
Morgan: Nasıl Peter senin dayın?
John: Annem ve Peter dayım kardeşlermiş. Sonra babamız onu evlat edinmiş ama önemli değil annem Peter'ı hep kardeşi olarak sevdi, onun için benim dayım.
Morgan: Hala Anne Anne diye öten bir çocuksun sen. Annenin dizinin dibine gidip ağlasana biraz?
John: Lisa bir daha annemi konuya dahil etme!
Morgan: Sen de babama baba deme. Bunca sene yoktun bundan sonra da olma Anthony.
John: Sanki kendi isteğimden gelmedim. Senin hayatın mahvolmasın diye gelmedik biz.
Morgan: O ne demek oluyor?

John'un bildiği gerçek ile yutkundum. Bir an karışmayı düşündüm ama madem John biliyordu Morgan da bilmeliydi. Bu yük tek başına John'un omuzlarında olacağına iki kardeş bu yükü paylaşmalıydılar.

John: Annem senin hayatın maf olmasın babamız seni bırakmasın diye sen doğmadan babamızı bırakıp gitmiş.
Morgan: Daha açık konuş Anthony.
John: Kaldırabileceğinden emin misin Lisa?
Morgan: Sen kaldırabildiysen ben de kaldırabilirim yaşlarımız arasında çok fark yok Anthony
John: Babamız ve annemin karışık bir aşk hayatı olmuş. Birbirlerini çok seviyorlarmış ama bir şekilde ayrılmışlar. Sonra hayat onları tekrar bir araya getirdi ama bu sefer de ortada annen, Bayan Pots vardı. Başta birbirlerinden uzak dursalar da duyguları onları esir almaya başlamış tam birbirlerine kapılacakları zaman Bayan Pots senin haberini vermişler. Annem bir gece daha babamızın yanında kalmış o gece bir mucize olmuş ve ben olmuşum. Tabi annem beni o zamanlar bilmiyormuş. Babamı bırakıp gitmiş, aradan baya bir zaman geçmiş annem beni öğrenmiş ama gene de babamın yanına gelmemiş. Çünkü anneme göre babamız anneme çok düşkünmüş, üstüne bir de benim haberimi duyarsa annemi de beni de asla bırakmaz gitmemize izin vermezmiş. Onun için annem babamızın karşısına bir daha hiç çıkmamış beni de söylememiş.
Morgan: Baba sen annemi sevmiyor musun?
John: Annemi sevdiğine göre senin anneni nasıl sevebilir ki?
Morgan: Ben babama sordum. Baba?
Tony: Seviyorum kızım.
John: Peki ya benim annem? O senin onu sevdiğine çok emindi.
Tony: Lisa'yı da seviyorum evlat.
John: Bir karar ver hangisini seviyorsun?
Tony: Pepper benim için bir arkadaş, dost ama Lisa, o benim hayatım...
Jarvis: Anthony hemen labratuara gelmen lazım.
Tony: Ne oldu? Yoksa...
Jarvis: Labratuar Anthony, hemen!

 Stark'ın DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin