•••Tuzak•••

61 4 0
                                    

Adamlar ateş etmeye başladıkların da Steve çevik bir şekilde yan taraftaki masayı önlerine devirdi. Herkez bir köşede kalmıştı. Elisabeth'in gözleri etrafta dolaştı. Ölenler ve yaralananlar vardı. Tony Pepper'ı bir köşeye çekmişti, gözleri nefesi hızlanan Bruce'yi görünce çıkartmadığı kulaklığına iki kez dokundu. "Beni duyuyor musun Nat?" "Evet Lisa." "Nat neredeysen hemen Bruce'un yanına git. Yeşil adam şu an isteyeceğimiz son şey." Natasha onu onaylayıp Bruce'nin yanına gittiğin de onu sakinleştirmeye çalışıyordu. "Fruy beni duyuyor musun?....Fruy?.... Nalet olsun ihtiyacım olduğunda bir kere de ortalıkta ol be adam." "Sakin ol Elisabeth bir yolunu bulucaz." "Sadece ikimiziz Steve. Natasha Bruce ve Tony şuan devre dışı. Barton ise yok. İlk görevden patladık çok güzel." Elisabeth'in nefesleri hızlanırken Steve bir küfür mırıldandı ve "gene mi?" Diye sordu. "Oha pantik atak level atladı Stevie. Sen küfür ettin?" Elisabeth zorla cümlesini tamamladığında Steve daha çok gerildi "Şimdi değil Elisabeth, hem seni kontrol edip hem onlarla dövüşemem. Nefes al derin derin nefes al." Steve derince nefes aldığında Elisabeth ona uymaya çalıştı. Bir anda parçalanan camlar ile ikisi de kafasını oraya çevirdi. 1 zırh 3 robot geldiğinde Tony olduğu yerden çıktı ve zırhına girdi. "Olduk 6 kişi bence ilk görev için iyiyiz,bir hulk'umuz yok ama iki ajanın açığını fazlasıyla kapatırlar." "Sen burada kal biz bunları halledelim. Derin nefes al tamam mı." Elisabeth çıkıp dövüşmek istiyordu ama faydasından çok zararı olacağının da farkındaydı. Nefes almaya çalışırken birinin arkasından yaklaştığını hissetti. Adam "Rogers'ı kaçıran kadını buldum efendim." Dediğinde Elisabeth gülümsedi. "Buldun ama yakalayamadın, naber?" Diye sorarken olduğu yerde dönüp adama bir çelme taktı. Adam yeri boylarken bacağına sakladığı çakısını adama sapladı. Boynuna asılı olan tüfeği alıp kendi boynuna astığında diğer bacağına sakladığı tabancasını çıkarttı. Olduğu yerden basit hedeflemeler ile bir kaç adamı indirdi Steve'in arkasından elinde bıçak ile yaklaşan adamı görünce az önce indirdiği adama sapladığı hançeri alıp adama saldırdı. Arkalarında ki tüfekli adamı farkedince önünde ki adamı Steve ve kendine siper etti. "Ben sana orada kal demedim mi?" "Ben bir Avengers'ım Steve, savaş için eğitim aldım, oturamam." Tony son anda önlerine durduğunda elindeki hologram kalkanı önlerine tuttu. Kafasını çevirip ikiliye baktı "Konuşacağınıza odaklanın yoksa ölüceksiniz" Tony önlerinden çıkıca Elisabeth siper alıp beline taktığı tüfeği hizaladı. "Bunların arkası kesilmiyor, Natasha ne durumdasınız?" "Binadan çıktık, quinjet yolda dayanın. Bende geliyorum." "Hayır Natasha sen koca adam ile kal. İkinci bir krize fırsat vermeyelim." Bruce "Seni duyuyorum Lisa ve haklı olman koca adamın canını sıkıyor." Elisabeth güldü "ikinizden de özür dilerim, bana kızgınlığını sonraya saklasın. Onunla daha tanışmadım şu an olmasa da tanışmaya hevesliyim." Barton "Bence çok da heveslenme ben tanıştım çok da sevecen değil." Elisbeth kahkaha attı "sen nerdesin Barton ekip ölmek üzere" "abartma ölmüyoruz Barton'ın eline koz verme sonra susmaz." Bunu diyen Tony'di uzun zaman sonra ona hitaben konuşmayı Elisabeth'i gülümsetmişti. "Görev anca bitti yoldayım. Hawkeye sizi kurtarmaya geliyor." Tony oflarken Steve konuştu "Elisabeth'i uyarmak için geç kaldın Stark. Bartın şimdiden havaya girdi." "Korkmayın beyler, şurdan çıkalım ben onu sustururum." Elisabeth'in gözü Pepper'a iliştiğinde üzerinde ki kırmızı noktayı farketti. Hızla Pepper'a koşarken "keskin nişancı var" demeyi de ihmal etmemişti son anda Pepper'ı çekmişti ama kurşun onun bacağını sıyırmıştı. Canı yanan Elisabeth acıyla inledi. Steve "Elisabeth. Ses ver iyimisin?" Elisabeth gözlerini kapatıp biraz soluklandı "İyiyim kurşun bacağımı sıyırdı. Sana pantalon giyeyim demiştim Natasha. Şuan elbisem de koca bir delik var." Barton "Derdin bu mu gerçekten? Siz kadınları hiç anlamıyorum." Steve "Eğer bu akşam kendini öldürtmezsen sana o elbisenin aynısından alıcam." Dediğinde kadın hafifçe güldü. Elisabeth yanında korku ile duran kadına baktı "Pepper iyimisin, yaralanmadın dimi?" "Ha-hayır, iyiyim." "Tamam bak şu köşeyi görüyor musun oraya saklan orası kör nokta. Tony robotlardan birini yolla ve Pepper'ı buran çıkart." "Beta Pepper'ı çıkart buradan?" Elisabeth delik olan yerden elbiseyi yırttı ve yarasına sarıp düğüm attı "Sözünü aldım yüzbaşı bana bir elbise borçlusun." Quinjet terasa yakşırken Clint "Geliyorum terasa çıkın." Steve beklemeden Eliaabeth'e yönelip onu kucağına aldı. Clint adamların tarafına ateş açtığın da Steve oldukları yerden çıktı ve quinjete koştu. Her zamankinin aksine Tony da quinjete bindi. Steve Elisabeth'i oturtup sardığı yarasını açtı "Clint ilk yardım çantası nerede." Arkanda yukardan 2. Bölmede." Steve ilk yardım çantasına yönelirken Tony zırh ile Elisabeth'i taradı. Jarvis "Mikrop saptanmadı, kurşun sıyırmış derin bir yara değil ama kan kaybı mevcut." Steve hızlıca bir pansuman yapıp yarayı sardı ve diğer koltuğa uzattı Elisabeth'in bacağını. Clint quinjeti otomatik pilota alıp Elisabet'e yürürken "Bu akşam yemek yok mu yani?" Diye dudaklarını büzdüğünde Elisabeth güldü. "Aklın fikrin yemek Barton. Müjde topal değilim. Yemeğini hazırlarım." Clint Elisabeth'in yanıma oturduğun da Elisabeth kafasını Clint'in omzuna koyup gözlerini kapadı. "Yapmasan daha iyi sanki Elisabeth." "Sorun yok ben iyiyim." "O zaman ben de sana yardım ederim." Elisabeth güldü "Sen Benjamin'e çok benziyorsun, pekalaa ihtiyar yardım et." Steve "Benjamin kim?" Clint içten bir kahkaha attı "Kardeşi sayılır, yani bu demek oluyor ki seni de kardeşi görüyor yüzbaşı." Tony de gülüşünü bastıramayıp kıkırdadığın da bakışlar ona döndü "Nee? 70 yaşındaki adamı bir çocukla bir tutmanız komik?" Tony gülerken onlar da gülmüştü. Tony tabiki bunun için gülmemişti ama onun beyni hızlı çalışıyordu, o cevap insanıydı. Bu özelliği sayesin de kimse Clint'in Kardeş benzetmesini yani Elisabeth'in Steve'e başka gözle bakmayacağını söylemesinin hoşuna gittiğini anlamamış oldu.
Avengers üssüne geldiklerinde Clint ve Steve ne kadar Elisabeth'e yardım etmek istese de kadın onları reddedip yürümeye başladı. Kapı açıldığın da onları gören Peter hızla ablası yerine koyduğu kadının yanına geldi. "Nasıl her seferinde kendini yaralamayı başarıyorsun anlamıyorum. Biraz daha dikkatli olsana abla!" Diye kızarken ablasını belinden tutup yürümesine destek oluyordu. Diğer erkekler izin vermeyen Elisabeth Peter onu tutunca sesini çıkartmamıştı. "Bu kadar korkma ufaklık benden kolay kolay kurtulamazsın." "Senden kurtulmak isteyen kim?" "Sen neden burdasın peki Benjamin?" Peter duraksadı tepkiyi biliyordu ve korkmuştu. Elisabeth Peter'ın göğsünün sol tarafında ki A amblemini görünce Peter'ı kendinden ayırdı. "Nasıl, ben seni tembihlemedim mi kimseye birşey söyleme diye?" "Ben demedim zaten, sen göreve gidince Nick gözünü üstüme dikti. Açığımı yakalamış." "Seni uyardım Peter, dikkat et dedim." "Dikkat ettim abla ama ortaya çıkmam gereken durumlar oldu." "Sana gerekirse çıkma dedim." "Ben bunu saklayacağım diye insanlar mı ölseydi abla, bu bencillik olurdu?" "Hayır aptal seni korumuş olurduk, bunlar için daha çok gençsin." "Sen ajan olduğun da benden daha küçüktün abla?" "İşte tam da bu yüzden, benim yaşadıklarımı yaşama diyeydi herşey." Steve "Biriniz ne olduğunu anlatabilir mi?" Elisabeth sinir ile Steve'e döndü. "Olan şu yüzbaşı, bu çocuğum özel güçleri var, kendine örümcek adam diyor. Bunu saklamasını ortaya çıkması için erken olduğunu söyledim. Ama açık vermiş ve Fruy onu yakalanmış şimdi bu yaşında Avenger olucak başımıza." Elisabeth geri Peter'a döndü "Neler ile uğraştığımızı görüyor musun Peter? Parti için gittik ve baskına uğradık. Her an tuzağa çekilebiliyoruz. Eğlenmeye, dinlenmeye hiçbir şeye zamanımız yok ve hep diken üstünde durmamız lazım. Çünkü düşman bu anlarımızı kolluyor." "Altından kalkabilirim abla, tek başıma olmamdan ise sizinle olmam daha iyi değil mi?" "Sen sadece bir ajan olarak kalıp uzunca bir süre göreve çıkmadan eğitim görücektin." Steve "Tamam bunu yarın konuşursunuz. Hadi içeri geçelim, bu halinle daha fazla ayakta durma." Elisabeth itiraz etmek için Steve'e döndüğünde Steve kadına kollarını göğsünde birleştirip tek kaşını kaldırarak baktı "Peter hadi sen odana git ve uyu, ablan da biraz dinlenip sakinleşsin. Yarın konuşursunuz." Peter üzgünce Elisabeth'e baktı. Elisabeth ise kısa bir bakış atıp geri Steve'e döndü. Peter içeri girerken Elisabeth "O benim hareketim!" Steve güldü "Seninle o kadar fazla vakit geçirdim ki istemsizce hareketlerini benimsedim galiba, hadi daha yemek yapıcaz içeri geçelim." Elisabeth başını sallayıp içeri doğru yürüdü "Ne yemek istiyorsunuz bay Barton?" "Ne olursa, senin yaptığın herşeye razıyım küçük cadı." Clint yaklaşıp kadının omzuna kolunu attığında güldüler. Aradan biraz vakit geçince üstte Clint'in sesi yankılandı "Buranın bu kadar büyük olmasına gerek var mıydı Stark? Gel ve bize mutfağın yerine göster yoksa biz burda kaybolucaz." Tony "Çok söyleniyorsun Clint, 2 haftada yetişen bu?" "He yani daha büyüğünü mü yapacaktın?" "Ne bekliyorsun sadece odalar ve mutfak olan bir yer mi? Jarvis bu binada neler olduğunu Barton için sayar mısın?" Jarvis "2 adet antreman salonu, 1 adet spor salonu, 3 ring, 2 labratuar, odalar, 2 adet sauna, ufak çaplı bir hastane bölümü, 3 adet sanal dövüş odası, zırh kapsül odası, Nanoteknoloji üretim odası, teçhizat odası, araçlar, bir büyük ana salon, toplanma alanı, acil durum kabinleri, her üyeye özel üniforma ve hazırlık odası, quinjetler için garaj, dış erişime kapalı bir frekans odası, sinema salonu, oyun odası, 3 mutfak ki her katta bir tane mevcut, her odanın içinde olan banyo ve oda dışlarında olan lavabolar, ayriyeten de Hulk için sakinleştirme alanı, Bay Stark'ın değimi ile yıkıp dökebileceği bir alan da bulunuyor, sorgu odası, labratuar, Bay Stark'ın çalışma odası, Bay Stark'ın doğumhanesi ve hücreler var." Steve "sen bunların hepsini 2 hafta için de mi yaptın?" "Övünmek gibi olmasın yada olsun evet. Jarvis'in de ufak tefek desteği oldu ama çoğu işi ben hallettim." Clint "Stark'ı hafife mi alıyoruz biz?" Dediğin de herkez gülmüştü. Elisabeth "evet baylar bayanlar kimler acıktı?" Elisabeth bulduğu önlüğü giyerken Steve dolabı açıp malzeme çıkartmaya başladı.

 Stark'ın DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin