Tony uyandığın da kolunda yatan kadını izledi. Çok güzel görünüyordu. Yüzüne gelen saçları hafifçe düzeltirken Elisabeth uyandı. "Günaydın güzelim" Tony en sıcak gülümsemesi ile bakıyordu kadına ama Elisabeth uyanmaya hiç niyeti yokmuşcasına dönüp kafasını Tony'in göğsüne gömdü. "Uyanmalısın, seni yatakta bırakıp kalkmak istemiyorum Lisa, kurul toplantısı var bugün. Dün ortaya bıraktığım bombadan sonra gitmem gerekiyor." Elisabeth aklına gelen şey ile derin bir nefes aldı "Bak ne diyeceğim Anthony. Bugün yataktan hiç çıkmayalım ve yatalım olmaz mı?" Tony kıkırdadı ve Elisabeth'in saçlarının arasına bir öpücük kondurdu. "Şu günü bir atlatalım sonra yataktan çıkmayız. Ama şimdi kalkıp duş almamız lazım. Obadiah birazdan beni almaya gelir." Elisabeth durdu bu isim ona tanıdık gelmişti. "Obadiah kim?" "Babamın çok eski bir dostu ben işleri elime alana kadar şirketi ve üretimi idare etti benim de bir nevi akıl hocam sayılır." "Ona güveniyor musun Anthony?" "Kaçırılmadan öncesine kadar gözüm kapalı güveniyordum. Ama aklım karıştı kime güveneceğimi şaşırdım. Neyse hadi kalk banyoya gidelim." Elisabeth Tony'in uzattığı elini tutup banyoya ilerledi.
İkisi de hazırlanmıştı. Tony Elisabeth'in saçlarını yıkamış şimdi de kurutuyordu. Elisabeth halinden memnundu. "Senin kendi kokunu daha çok seviyorum ama şimdi ben gibi kokuyorsun." "Bende senin kokunu seviyorum ve senin gibi kokmak hoşuma gitti Anthony." Onlar gülüşürken Jarvis'in sesi duyuldu "Bay Obadiah geldiler efendim, sizi soruyorlar" "Aşağıda beklesin geliyoruz Jarvis." "Ben gelmeyeyim istersen siz halledin." "Hayır Lisa sende gel toplantıya girmek istemezsen yakınlarda bir avm var seni oraya bırakırım biraz alışveriş yapar gezersin." "Buna hayır diyemiyorum Anthony, toplantının düşüncesi bile sıkıcı, keşke sende benimle gelsen." "Güzelim alışveriş toplantıdan daha sıkıcı, ben halimden memnunum." Diyip güldüğünde Elisabeth yalandan omzuna vurdu. Tony cebinden çıkardığı cüzdandan bir kart çekti ve Elisabeth'e uzattı. "Beğendiğin herşeyi al kartın limiti yok." "Bir kadına limiti olmayan bir kart vermek çok tehlikelidir Anthony bunu bilmiyor musun?" "Ben kadınlara bu zamana kadar sadece kartvizitimi verdim güzelim, kartımı verdiğim ilk kadınsın ve senden saklayacak birşeyim yok istediğini alabilirsin." "İlklerinin çoğunu benle yaşaman beni mutlu ediyor." "Beni ise çok şaşırtıyor Lisa, yapmam dediğim ne varsa yapıyorum seninle." Gülümseyip dudağına ufak bir Buse kondurdu.
Obadiah "Vay vay vay bugün dünden çok daha iyisin Tony." "İlacımı aldım ve rahatım Obadiah." Birbirlerine sarıldılar. Obadiah nazikçe Elisabeth'in elini tutup öptü. "Ben Obadiah Stane, bu çapkının arkasını toplayan adamım memnun oldum Bayan Foster." "Bende memnun oldum bay Obadiah." Elisabeth rahatsızca elini çekti adamda hoşuna gitmeyen birşeyler vardı. "Evet Tony bana göstermek istediğin birşey var mı?" Tony şaşırdı ama şaşkınlığı üzerinden atması bir kaç saniye sürdü. "Tek cevap Rhodey mi, Pots mu?" "Hangisinin olduğunun ne önemi var hadi göster bana." Tony gömleğinin bir kaç düğmesini açıp ark reaktörünü gösterdi, bu sırada Obadiah'ın gözlerinden bir parlama geçti. Elisabeth bundan hiç hoşlanmamıştı. "İşte bu! Kurulu oyalamamız için bir bahane, artık yep yeni bir alana yöneliyoruz Tony." "Toplantı ne zaman?" "Bir saat sonra olucak Tony, hadi hazırsan çıkalım mı?" "Sen nabzı bir kontrol et Obadiah ben Elisabeth'i Avm'ye bırakıcam sonra yanınıza gelirim." "Pekalaa, tekrar görüşmek üzere Elisabeth." Diyerek yanlarından ayrıldı. Elisabeth adamın evden çıktığına emin olunca konuştu "Anthony benim içime sinmeyen birşeyler var bu adama dikkat etmelisin." "Bende farkettim her zamankinden farklı bakıyordu gözleri ama uyarın için sağol güzelim, dikkat edicem." "Ee ne yapıyoruz şimdi beni hemen Avm'ye bırakmayacaksın dimi?" "Hayır aşağıda bana yardım etmen gereken bir konu var, deneyimli olduğun birşey." İkili aşağıya indiler. Tony şifreyi girince kapı açıldı ve içeri ilerlediler "Ne yapacağız burada Anthony?" "Göğsümde ki aletin ömrü bitmek üzere Lisa bende daha iyisini yaptım onu takıcaz." "Deneyimlisin dediğin de anlamalıydım. Parlaklığı azalmaya başlamış zaten ama sen söylemesen anyalamazdım." Elisabeth yine yalan söylemişti dün akşam reaktörü farketmişti ama Tony şüphelenmesin diye sessiz kalmıştı. Tony sedye gibi bir şeye yatınca Elisabeth de Jarvis ve Tony'in dediklerini dinleyerek reaktörü değiştirdi. Elisabeth ellerini yıkarken Tony'e seslendi "Bende bir Jarvis istiyorum, hayat kolaylaştırıcı birşey bu." "Tatlım Jarvis'i sana veremem o benim ilk göz ağrım. Senin telefonun mu var?" "Evet dün seni beklerken Endüstriden aldım." "Mmm, şifren ne?" "Şifrem yok Anthony?" Aklına gelen ile gülümsedi ve tekrar konuştu kadın "Telefonum elimdeyse numaranı da kaydeder misin?" "Tabi hallediyorum Lisa." Tony telefonun yanından kalkınca Lisa da hazırdı, telefonu eline alıp ekrana dokundu. "Tarama tamamlandı, Merhaba Lisa." Elisabeth neredeyse telefonu elinden düşürecekti. "Anthony sen naptın?" "Sana Jarvis'i veremezdim bende yedekte ki yapay zekalarımdan olan Kayli'yi verdim." Elisabeth şok ile adama baktı. "Ben sana şaka yapmıştım." "Şaka yada gerçek istedin ve verdim. Ve sen sormadan söyleyeyim, hayır Lisa her isteyene yapay zeka vermiyorum." Tony gülünce Elisabeth de gülmüştü kollarını adamın boynuna dolayıp teşekkür etti. Tony ise hınzırca gülüp kadını öptü. "Ben teşekkürü böyle alıyorum güzelim, hadi çıkalım." Sonrasın da toparlanıp evden çıktılar. Tony dediğini yapmış ve Elisabeth'i Avm'ye bırakmıştı. Elisabeth depo gibi bir yere indiğin de Nick onu bekliyordu.Flashback:
Cama tıklatılması ile dikkatim dağıldı. Bu Caulson'dı. Camı açtığımda bana bir telefon verip gülümsedi birşey demeden yanımdan uzaklaştı. Telefonu açınca içinde bir mesaj olduğunu gördüm.
Fruy: Görev özeti ver Anka.
Evet Elisabeth'in görev lakabı Anka'ydı. Özet vermek için kısaca durumdan bahdedip Fruy'e onunla yüz yüze görüşmek istediğini yarın net bir yer belirleyip konum atıcağını yazdı.
Flashback son..Elisabeth avm fikrini duyduktan sonra telefondan kısa bir araştırma yapıp Fruy'e konum atmıştı ve şimdi Fruy karşısındaydı.
Elisabeth: İşler sarpa sarıyor Nick, görevi bırakmak istiyorum.
Fruy: Neden?
Elisabeth: Duygularım görevimin önüne geçiyor ve işimi aksatıyorum.
Fruy: Sen mi? Güldürme beni Lisa, sen görevin önüne hiçbirşey koymazsın.
Elisabeth: Ama koydum Nick. Tony için bir adamın bana dokunmasına izin verdim hemde defalarca kez sırf o ölmesin diye.
Fruy: Lisa sen kimse sana dokunmasın diye bir çok görevi tehlikeye attın şimdi gelmiş bana Tony Stark için kendimi feda ettim mi diyorsun?
Elisabeth: Seçeneğim yoktu Nick, ya ben kendimi feda edicektim ya o ölücekti. Adamların şakası yoktu.
Fruy: Görevi bırakmak istemeni onaylıyorum Lisa. Bir kaç gün daha Tony Stark'ın yanında kal. Natasha ve Barton Budapeşte'den dönünce onlardan birini göreve getiricem.
Elisabeth: Tamam direktör.Elisabeth Fruy'in onun için getirdiği çantayı alarak ordan ayrılıp yukarda gördüğü camcıya ilerle di. Tony için bir hatıra bırakmak istiyordu. İstediğini anlattıktan sonra ordan çıktı. 1 saat beklemesi gerekiyordu. Boş boş mağazaları gezdi. Tony'in parasını harcamayacaktı, zaten hediyesini de kendi parasıyla almıştı. Gezmekten sıkılınca bir dükkana girip kahve aldı. Saat dolmak üzereyken Tony Elisabeth'i aradı. "Güzelim işim bitti hadi çık dışarı gidelim. Elisabeth adımlarını hızlandırdı "5 dakikaya çıkmış olurum ufak bir işim kaldı." "Tamam ben kapıdayım, beni bekletme seni özledim." "Bende seni özledim Anthony" diyerek telefonu kapattı. Hediyesini paketletip çıkışa doğru yürümeye başladı.
Arabaya bindiğinde Tony kadına gülümseyerek bakıyordu. Elisabeth Tony'in yanağına bir öpücük kondurup elinde ki paketi ona uzattı. "Bu ne güzelim?" "Benden sana bir hediye, hatıra da diyebiliriz." Tony merakla paketi açtı. İçinden çıkan şey ile gülümsedi. Bu Tony'in yaptığı ve bugün çıkarttığı ilk reaktördü. Dışına "Tony Stark'ın kalbi olduğunun kanıtı" yazılmış ve cam bir fanusa koyulmuştu. Tony gülümsemesine engel olamadı. "Nasıl beyendin mi?" "Beğenmek ne kelime bayıldım Lisa. Bunu laboratuarın baş köşesine koyucam." "Beyenmene sevindim Anthony." "Ee başka birşey almadın mı?" "Şımarmaya yer arıyoruz bakıyorum bu hediye yetmedi mi?" "Sen bana verilmiş en güzel hediyesin zaten Lisa. Tutsak edildiğim yerde bana hayatıma çok değerli bir parça bahşedildi başka birşeye ihtiyacım yokki. Ben seni kastetmiştim, kendine birşey almadın mı?" "Sen bana fazlasıyla şey almışsın zaten Tony, bir şeye ihtiyacım yoktu bende almadım." Tony elbette biliyordu, kart dökümanına bakmıştı arabada beklerken ama bir kuruş bile harcanmamıştı. Elisabeth onu yanıltmamış ve bir kez daha ona gerçekten Anthony olarak değer verdiği için yanında olduğunu ispatlamıştı. "Ama benim için demişken, kurt gibi acıktım Anthony, çizburger yemeye götürür müsün beni?" Tony mümkünmüş gibi daha çok gülümsedi. "İsteğiniz benim için emirdir hanım efendi, kemerlerinizi bağlayın Stark yolculuk hizmetleri sizi çizburger yemeğe götürüyor." İkisi de kahkaha atmıştı. Tabi onları uzaktan izleyen Nick Fruy'den habersizlerdi. Tony arabaya çalıştırıp çizburgerciye doğru sürmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stark'ın Doğuşu
Hayran KurguIf Not Us, Who? If Not Now, When? . . . . BİZ DEĞİLSEK, KİM? ŞİMDİ DEĞİL İSE, NE ZAMAN?