Yere inen Thor iki ajana baktı ve kadına doğru ilerledi. "Leydim." Derken eline ufak bir öpücük kondurmuştu. "Loki Teseract için burada." "Biliyorum Thor Teseract'ı çoktan aldı ve en iyi ajanlarımızdan birini de." "Ayriyeten bir profesörü" "Çok güzel Nick, bunu bir başarı gibi anlat. Sen ve ekibin bunlar olurken ne yapıyordunuz?" Fruy konuşmak için ağzını açtığında "Hayır, sus. Sen köşene çekil ve izlemeye devam et bundan sonrası Avengers ekibinde." Elisabeth arkasını dönüp ekibe baktı. "Bu Thor Asgard prensi ve malum düşmanımız Loki ile kardeşler. Loki tehlikeli sayılacak bir asaya sahip ve Teseract'ı aldı. Ayriyeten keskin gözlü bir okçu ve profesör ile birlikte. İyi şeyler planladığını düşünmüyorum. Tony, Jarvis'i kullanarak detaylı bir arama başlat ne bulursan. Thor, gökyüzü senin havadan arama yap." Tony ve Thor onu onaylayınca Steve'e döndü Elisabeth "Sen, ben ve Bruce üsse dönüyoruz. Biz de ordan tarama yapıcaz. Loki'nin elinde ki asa için belki birşeyler bulabiliriz, yada Teseract sen bizden daha bilgi sahibisin bu konuda." Steve ve Bruce da onayladı kızgın kadını. "Rhodey sen de askeriye ile iletişime geç onların taramalarına göz at ve saldırı için hazırlıklı olmalarını sağla" bu sefer Peter'a döndü "Shield üssüne git Benjamin kaynakları kullan ve bizim ekibimizden görevlendirmeler yap. Şuan herşeye ihtiyacımız var." Kızıl saçlı kadına döndü Elisabeth, Natasha Elisabeth'in aksine endişe ile bakıyordu ona, "Natasha sen bizi üsse götür sonra da quinjet ile gökyüzüne çık, ayriyeten kuşlarınla da irtibata geç belki birşeyler çıkar." Herkez onaylamış kızgın olan kadına bakıyordu "Hadi ne duruyorsunuz herkez görevinin başına, vakit kaybedemeyiz." "Bay Stark beni Shield üssüne götürür müsünüz?" Tony Peter' onayladı "Sıkı tutun pijamalı çocuk."
Güneş doğmuş ekibin elinde hala birşey yoktu. Elisabeth'in öfkesi ise fazlasıyla artmış neredeyse gözlerinden ateş püskürtecekti. Üsse yankılanan alarm ile bu sefer beklemeden yedek quinjete gittiler. Zaten üstte olan kimse üstünü değiştirmemişti. "Bruce sen burda kal ve bize yol göster illa ki kaçırdığımız şeyler var. Eğer Hulk'un bize yardım edebileceği bir durum olursa seni çağırıcam. İletşimden çıkma." Elisabeth gelen onay ile quinjetin komutasını alıp uçurmaya başladı. Kyli "Lisa Times Meydanından alarm var. Boynuzlu ve asalı bir adam insanlara diz çöktürmeye çalışıyormuş." Elisabeth jetin hızını arttırdı.
"Geldik yüzbaşı meydan senin."
Steve havalı bir iniş yaptığında elinde Tony'in verdiği kalkan vardı. Loki'nin ateş edeceği adamın önünde durup kurnaz Tanrı'nın dikkatini çekti. "Diz çok dünyalı." "Biliyormusun bunu çok söylediler ama gerçekleştirebilen hiç olmadı." Steve adama yürüyüp bir tekme atmaya kalktığında Loki çekildi. Loki çevikti ve kurnaz, Steve'in çoğu hamleleri boşa giderken Elisabeth tedbir için jeti hemen üstlerinde tutuyordu. Jetten bir anda müzik yükselince Tony'in geldiğini anlamamak aptallık olucaktı. Yere inip tüm silahlarını aktif edince Loki zırha baktı ve asayı kenara bırakarak teslim oldu. "Çok kolay oldu, bir terslik var." Diye söylenmeden edemedi Elisabeth. Steve, Tony ve Loki jete bindiğinde otomatik pilota alıp ayağa kalktı. "Vaaay jeti kullanana da bir bakın ne kadar ateşlisin öyle sen?" "Beni hatırlamadın mı yılan?" Loki ithamı duyunca biraz düşündü aklına gelen şey sinsice gülümsemesine neden oldu "Ahh, Eli çok değişmişsin ne yaptın kendine böyle? O güzel saçlarını neden kestin?" Elisabeth tehlikeli bir şekilde gülümsedi "Sana çekicek bir saç bırakmak istemedim yılan ama bakıyorum da seninkiler uzamış dejavu yaşamak ister misin?" Elisabeth boşluğa attığı soru ile aniden Loki'nin saçlarına yapıştı ve kafasını geriye doğru çekti. "Söyle Barton nerede? Ne yaptın ona?" "Bana zaaflarını çok belli ediyorsun Eli, bu seni daha kolay alt etmemi sağlar?" "Bana akıl verme yılan, sende akıl olsa dünyaya tekrar gelmezdin?" "Seni özledim Eli, dikkatini çekmek istedim." Elisabeth Loki'nin saçlarını daha çok çektiğinde adam acıyla inleyip sinir ile güldü. "Bak istediğin oldu dikkatimi çektin, bunun karşılığını alıcaksın yılan."
Aradan geçen saatlerin ardından değişen birşey yoktu. Loki konuşmuyordu. Thor da gelmişti ama hiçbirşey söylemiyordu. Elisabeth tersliğin farkındaydı. Herkez ayrı olduğu için ekibin kalanını Shield'in koca jetine topladı.jet ortadan kaybolduktan sonra Steve ve Tony arasında ufak bir tartışma olmuştu. Son anda asayı eline alan Bruce Loki'nin planını bir nebze de olsa açık etti. Loki onları birbirine düşünmek istiyordu. Böylece saldırmasını daha kolay olucaktı. O sırada üsse olan saldırı Clint'in yaşadığının kanıtıydı. Çünkü gölge modundan uçan bir üssü Loki yada profesör bulamazdı. Ama uçuş güzergahını bilen Clint kolaylıkla bulabilirdi. Saldırı başladığın da Elisabeth Clint'" arıyordu. Geçen dakikaların sonunda Clint'i gördüğünde hızlandı ama adam atlamış ve paraşütünü açmıştı. Aynı dakikalarda kafeste olan boğuşmadan sonra Loki de kaçmıştı ama Eliaabeth bunu bilmiyordu. Uçak sarsılınca ekrana patlayan kanatın sisteminin çöktüğüne dair bir yazı belirdi. Elisabeth hızla bilgisayara yönelip kameralardan durumu görmeye çalışırken kanadı düzeltmeye çalışan Tony ve onu koruyan Steve'i gördü. Bir anda yüksek bir kükreme olunca Hulk'un da aralarında olduğunu anladı. Kameraları hızla tararken Hulk ve Thor'un mücadelesini gördü. İşlerin karışıcağını biliyordu A24'ün kapısına yakın olan Bruce ve Thor'u görünce kapıyı açtı. Böylelikle ikisi de gemiden ayrılmış oldular. Kanatın aktifliğine erişince uçağı indirmek için komutaya geçti. Yere indiklerinde ise olan savaşı gördüler. Fesatlık Tanrısı ortalığın canını okumuştu. Yakınarak Thor'a döndü. "Siz iki odun oğlu, biriniz şehrin canını okudu biriniz kurtarmaya çalışıyor. Sonra konuşucaz bunları." Elisabeth son sözlerini söyleyip jetten indi ve savaşmaya başladı. Avenger da durmamış onlar da bu uzaylı canavarları öldürmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stark'ın Doğuşu
FanfictionIf Not Us, Who? If Not Now, When? . . . . BİZ DEĞİLSEK, KİM? ŞİMDİ DEĞİL İSE, NE ZAMAN?