Aradan geçen saatlerin ardından ekip Tony'in evinde toplanmıştı. Natasha hariç herkez oradaydı. Herkez bir köşede sessizce otururken kapı aniden açıldı ve içeri Morgan girdi.
Morgan: Babaaaa, abiiiiii. Nerdesinizzz?
Peter: Babamız uyuyor birtanem.
Morgan: Neden? Bu saatte uyumaz ki babam.
Peter: Babamız birazcık hasta Morgan. Onun için uyuyor.
Morgan: Babam hiç hasta olmaz ki? Nesi var?Peter gerginlikle yüzünü sıvazladığın da söyliyecek birşey bulamıyordu. Morgan ise ısrarla abisine bakıp bir cevap bekliyordu. Steve Peter'ın girdiği çıkmazı görünce Morgan'ı kucağına aldı.
Steve: Güzel bayan. Babanızla çok ilgilisiniz.
Morgan: Normal değil mi sonuçta o benim babam.
Steve: Haklısınız güzel bayan ama ben de amcanım ve şuan babanı çok kıskandım.
Morgan: Aramızda kalsın ama sen en yakışıklı amcamsın.
Bruce: Heyy seni duydum küçük Stark.Bruce oyuncu bir tavırla yaklaşıp Morgan'ı gıdıkladığın da Steve bir kaç adım geri çekildi. Aralarında ki şey ufak bir oyuna dönüştüğün de Peter derin bir nefes alarak geri köşesine çekildi. Yaşadıkları yetmezmiş gibi hala uyanmayan babası şu an Peter'a hiç yardımcı olmuyordu.
Jarvis: Anthony uyanıyor Peter.
Peter: Ohhhh, çok şükür.Peter yerinden fırlayıp hızlıca üst kata çıktı. Babasının odasına geldiğinde kapının kolunu çevirdi ama kapı kitliydi.
Peter: Jarvis kapıyı aç
Jarvis: Anthony kesin talimat verdi ondan başkasının odaya erişimi yasak.
Peter: Şu an kural zamanı değil Jarvis. Babam iyi değil ve şuan tek kalmamalı. Hemde o odada.
Jarvis: Peter...
Tony: Tartışmayın iyiyim ve çıktım odadan.Peter dolu gözleriyle babasına sarıldı sıkıca. O sırada koşarak gelen Morgan ikisinin de dikkatini dağıtmak için yeterli bir sebepti.
Morgan: Babacığımmm...
Koşup babasının kucağına atlayan Morgan sıkıca babasına sarıldı. Tüm gücüyle sıktığını hisseden Tony az da olsa güldü.
Tony: Bebeğim böyle yaparsan beni boğarak öldüreceksin.Morgan kızgın bir şekilde babasına baktı. Tony kızının ilk defa böyle gördüğü yüzüne şaşırmaya fırsat bulamadan, Morgan küçük elleriyle babasının ağzına çok da yavaş olmayacak şekilde vurdu. Sonra da babasını göğsünden ittirmeye çalışarak kucağından indi. Babasına eğilmesini söylediğin de Tony yere çömeldi. İşaret parmağını babasının hala göğsünde olan reaktöre vurarak konuştu küçük Stark.
Morgan: Bir daha, senden ölüm lafını duymayacağım baba.
Tony: Tamam küçük Stark sakin ol.
Tony gülümseyerek kızını kollarının arasına aldı. Kokusunu içine çekerken kapanan gözleri bir nebze olsa huzuru tattığı için de nefesini bıraktı.
Jarvis: Bayan Romanof geldi, yanında da bir misafiri var.
Tony: Şu durumda ne misafiri?
Jarvis: Bana birşey söylemedi Anthony.Tony kızını kucağına alıp merdivenlerden inmeye başladığın da Peter'da onun arkasından ilerledi. Tony hala gergindi uyandığın da Lisa'nın durumunu sormuştu Jarvis'e ama bir gelişme olmadığını duymak onun içini kemiren kurdu tekrar harekete geçirmişti. Aşağıya indiklerinde Natasha'nın yanında ki çocuk Tony'in dikkatini çekmişti. Kumral saçları, aynı onun gözlerine benzeyen gözleri endişe ile etrafta dolaşıyordu. Ama çocuğun tek dikkatini çektiği kişi Tony değildi, küçük Stark'ta dikkatlice çocuğa bakıyordu.
Morgan: Baba resmen bu çocuk senin küçüklüğün gibi.
Natasha: Bu çok normal Morgan.
Peter: Nasıl yani?
Natasha: Tony biraz seninle konuşalım mı? Sana anlatmam gereken şeyler var.Tony kafasını sallayıp önüne gelen ilk odaya girdi. Düşünceler beyninin içinde dönerken baskın gelen ihtimal yutkunmasını engelliyordu.
Natasha: Konuşmayı çok iyi bildiğim halde şu an nereden başlayacağımı bilmiyorum Tony. Lisa benim bu konuşmayı bir gün yapacağıma çok emindi ve teorik bir çok konuşma önerdi ama şimdi ne diyeceğimi inan bilemiyorum.
Tony: O benim çocuğum dimi?
Natasha: Evet
Tony: Lisa ve benim çocuğumuz...
Natasha: Evet Tony
Tony: Ve siz senelerce bunu benden sakladınız.
Natasha: Ben öğreneli çok olmadı. Ama evet sakladım çünkü Lisa öyle istedi.
Tony: Lisa öyle istedi diye sen bunu hem bana hem de o çocuğa yaşatmayı uygun mu gördün Nat?
Natasha: Tony Pepper ile bir çocuğunuz olacaktı, Lisa ise seni terketmişti. Ne yapmasını bekliyordun? Bebeği babasız bırakma diye kendi hayatından çıkmışken kendiyle beraber bir bebeği sürüklenmişti o hayata? Eğer yapsaydı sen Morgan'ın yüzüne bakar mıydın?
Tony: Bunlar bahane Natasha. Lisa'nın bahaneleri.
Natasha: İki aya yakınken öğrenmiş hamileliğini siz o zaman Pepper ile evlilik hazırlığındaydınız. Pepper'ın karnı büyümeye başlamıştı, öyle yada böyle evleniyordunuz ve o bebeğin hayatını çalmak istememiş.
Tony: Ama bizim bebeğimizin hayatını çalmış.
Natasha: Ne yaparsam yapayım sana Lisa'yı onun ifade edeceği gibi ifade edemem. Sadece emin olduğum doğru bildiği şeyi yaptığı. O çocuğundan seni hiç esirgemedi. Hep kendini kötü gösterdi ve seni sevdirdi ama John ikinizi de çok sevdi. O seni tanıyor Tony.
Tony: İsmi bu mu, John mu?
Natasha: Anthony John Foster
Tony: O da mı...
Natasha: Evet senin ismini koydu. Sen sormadan söyleyeyim ona sadece Lisa Anthony dedi hep.
Tony: Neden şimdi?
Natasha: Senden başka kimsesi yok Tony. Artık ona bakma sırası sende.
Tony: John'u buraya getirir misin?
Natasha: ElbetteNatasha çıktığın da Tony saçlarını karıştırarak ofladı. Natasha çocuğun onu tanıdığını söylemişti ama ne John'un ne tepki vereceğini kestiremiyordu. İki çocuğu vardı ama şimdi içinde sanki ilk defa baba oluyormuşcasına bir heyecan da vardı. Natasha ve John içeri girdiklerinde John, Tony'in karşısına oturdu.
John: Teyze bizi yanlız bırakır mısın?
Natasha: Tamam.
John: Evet seni dinliyorum baba, ne sormak istiyorsun?
Tony: Beni ne kadar tanıyorsun?
John: Fazlasıyla
Tony: Beni seviyor musun?
John: Evet
Tony: Bu yaşta bu özgüveni nerden buldun sen?
John: Annem bir ajan babam ise demir adam. Özgüvenin yersiz değil.
Tony: Peki ya sen?
John: Ben Anthony John Foster. Sekiz yaşıma yaklaşıyorum. IQ seviyem 228.
Tony: Benim...
John: Biliyorum baba senin 213. Boynuz kulağı geçti mi?
Tony: Geçmiş..
John: Baba cevaba neredeyse eminim ama annem nerde?
Tony: Göreve gitti.
John: Annemin dediği kadar hazır cevapsın baba, ama görevde olamaz. Annem görevde olsaydı ben burda olmazdım.
Tony: Nasıl yani?
John: Annem saha önce de göreve gitti baba ama beni buraya hiç getirmedi. Annem yaşıyor mu baba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stark'ın Doğuşu
أدب الهواةIf Not Us, Who? If Not Now, When? . . . . BİZ DEĞİLSEK, KİM? ŞİMDİ DEĞİL İSE, NE ZAMAN?