Tony hızla girdiği hastanede bağırmaya ve yardım istemeye başladı. Getirilen sedyeye Elisabeth'i yatırıp onu götürmelerine izin verdi.
Aradan geçen 1 saatin ardından doktor içeriden çıktı. Buraya geldiklerinden beri sabırla beklemeye çalışıyordu doktoru Tony. Clint ve Tony aynı anda "Durumu nasıl?" Diye sorunca bir kaç saniye birbirlerine bakıp sonra doktora döndüler. "Bayan Foster'ın durumu stabil ama bebeği kaybettik. Üzgünüm Bay Stark." Tony duydukları ile olduğu yere çöktü ama Clint onun aksine yıkılmamış öfke topuna dönmüştü. "Senin yüzünden lan! Seni korumak için önce bedeninden vazgeçti, şimdi de bebeği. Sen ona nefret kusarken o sana birşey olucak diye korktu." Natasha gelip Clint'i tuttu. "Hadi Barton gel Lisa'nın yanına gidelim." Natasha ve Clint odaya girdikten bir kaç dakika sonra Elisabeth'in çığlıkları yankılanmaya başladı. Tony gözlerini kapatıp bekledi. Eli kapı kolunda asılı kaldı içeri girip girmemek konusunda kararsızdı. Aniden verdiği karar ile arkasını dönüp hastaneden çıktı.2 hafta sonra:
Tony Fruy'in çağrısı üzerine depoya gitti. Önüne konulan evrak ile Fruy konuştu. "Bu senin değerlendirme raporun. Oku bakalım." Tony göz devirip dosyayı açtı içinde tek bir sayfa vardı. "Gözetim yapılan Tony Stark, fevri ve değişken hallerinden dolayı ufak bir eğitime tabi tutulması ayriyeten zırhı olmadığı zamanlarda kendini korumakta zorluk çektiği tespit edilmiştir. Ufak bir eğitim ile Iron Man Avengers'a girmeye layıktir." Tony güldü "Hiç şaşırmadım aslında." "Buraya kadar Lisa'nın yazdığı rapordu şimdi devam et ve Barton'ı oku." "Tony Stark: Kendini beyenmiş, ben yapılı, uyumsuz biz adam. Görev anında kurulacak ekibe bir tehlike oluşturabilir. Iron Man Avengers için uygundur, ama Tony Stark değildir." Tony durdu ve okuduğu şeye tekrar baktı. "Ne yani beni kabul ediyor ama beni kabul etmiyormusunuz?" "Evet bu karışık durum için danışman olmanızı istiyoruz." Tony güldü "Paranız yetmez." Elisabeth kahkahasını bastıramadı. Odanın bir köşesine sinmiş onları dinliyordu. Farkedildiği için ortaya ilerledi. "Para ile olmayacak zaten, Shield size eğitim verip dövüşmeyi öğretecek, siz de danışmanlık yapacaksınız Bay Stark." Tony Elisbeth'in resmiliğine karşı tek kaşını kaldırdı. "Sen benim konuşma alanıma dahil değilsin, sahibin burda onunla konuşuyorum." Clint Tony'e doğru hamle yapınca Elisabeth onu tuttu. "Burda işimiz bitti Barton, görevlerimize gitmeliyiz." "Sen çık ben geliyorum." Elisabeth kafa sallayıp depodan çıktı. Clint ise Tony'in boğazına yapıştı. "Lan o kız senden sonra kendine eziyet etti. Budapeşte de 2 hafta kaldı. Her tarafı yara bere içinde geldi ama ne kazandı biliyormusun? Hiçbirşey Stark. Bir daha ona bulaşma yoksa beni zırhın bile durduramaz." Clint Tony'i omuzlarından ittirip dışarı çıktı. "Tamam kabul ediyorum ama beni Elisabeth çalıştıracak." "Olmaz o bir kere senin görevinden vazgeçti tekrar vermem." "Görev olarak değil zaten öğretmenim olarak beni eğitecek. Ya o, yada ben kabul etmiyorum." Fruy biraz düşündü. "Nalet olsun Stark tamam, istediğin gibi olucak yarın üsse gel." Tony istediğini almanın rahatlığı ile çıktı depodan. Ama bir kaç saniye sonra ne yaptığını farketti. Düşünmemişti ve sırf Elisabeth ve Clint bilmişlik taslıyorlar diye Elisabeth'i öğretmeni olarak istemişti. Sertçe yutkundu Tony. Ondan uzakken bile kendini zor zapt ederken şimdi yakında olma fikri onu gerdi. Arabasına binip kafasını direksiyona yasladı. "Aptal Tony, şimdi nasıl ondan uzak durucaksın." Oflayarak arabayı çalıştırdı, yarın zor bir gün olucaktı ve Tony 43 saattir uyumuyordu. Eve gidip hızlı bir duş alarak uyumak için ilaç içti ve uyudu.Elisabeth mor üniformasını giyerek saçlarını sıkı bir at kuyruğu yaptı. 2 hafta sonra ilk defa ekibi bile yüz yüze gelecekti, herkez Tony Stark görevini batırdığını biliyordu. Tepkiyi kestirmeye çalıştı sonra vazgeçip omuzlarını dikleştirdi ve sahaya indi. "Günaydın Ekip" "Günaydın Anka" Elisabeth hafifçe gülümsedi ekibi ona bağlıydı. Saygılarının sarsılacağını düşünmüştü ama beklediği gibi olmamıştı. Yan ekibin kaptanı Mark Elisabeth'e seslendi. "Tony Stark görevinde başarısız olmuşsun doğru mu Anka?" Elisabeth derin bir nefes aldı, işte başlıyordu. "Evet Mark" "Kaptanları başarısız olan bir ekip ne işe yarar ki. Sen daha kendin görev halledemiyorsun ekibin ne yapsın?" "Bu seni ilgilendirmez Mark ben ekibimden ekibim benden memnun. İşine bak." Elisabeth tekrar ekibine döndü. "Ekibinden memnunsun ha? Tony Stark'ın altında inlerken ekibini düşünüyormuydun da şimdi konuşuyorsun?" Elisabeth sinirle bir soluk verdi "Derdin benim dimi, 10 dakikaya ringte ol Mark. Bakalım kim kaptan olmaya layık." "Nesine? Kuru kuruya dövüşemem? Ben kazanırsam ekibini alırım" Elisabeth kararsız kaldı onların üzerinden iddaya girmek istemiyordu. "Onları karıştırma, ben onların üzerinden iddaya girmem." Diye tısladı Elisabeth ekip Anka'nın huyunu biliyordu, hep bir ağızdan "Kabul" diye bağırıp kaptanlarına selam verdiler. Mark gülerek uzaklaşırken Elisabeth tüm hırsıyla takımına döndü "Ne yapıyorsunuz siz? Sizi idda malzemesi yapmasına nasıl izin verirsiniz?" Genç bir delikanlı bir adım ileri atıp kaptanına baktı. Birşey söyleyeceğini anlayan Elisabeth tek kaşımı kaldırıp genci onayladı. "Biz size güveniyoruz hem bu idda için hem de görev için. Ayrıca bazılarının aksine (çocuk daha güçlü bir sesle, bağırarak konuşmaya başladı) üstün körü değil detaylı bilgileri aldık. Görevden kendiniz vazgeçmişsiniz bu da demek oluyor ki hatanızı herkezden önce siz farkettiniz ve hatanın üzerine gitmek yerine geri adım attınız. Ve Anka bunu da bazıları bilmiyor heralde ama sen bizim kaptanımızsın. Kimle ne tür bir ilişkin olduğunun bizim ile alakası yok." Çocuk tekrar selam verip geri yerine geçince Elisabeth gülümsedi. "Adın ne senin?" "Peter Benjamin Parker, Anka." "Kaç yaşındasın sen" "22" "Burası için biraz genç değilmisin neden yaşıtların ile dışarda değilsin ajan?" "Benim arkadaşım ya da bir hayatım yok. Kimsem yok. Ajan Barton ile tanıştım ve beni buraya getirdi." "Artık var Ajan Parker." Elisabeth gülümseyince Peter'da ona heyecanla gülümsedi. "Evet Ajanlar 25 tur atılacak, başlayın." Bir kız Elisabeth'e baktı. "Dövüşünüzü izlemeyecek miyiz?" "Hızlı olun turları bitirin ve gelin maçı izleyin." Peter "Başlayalım mı Anka?" Elisabeth boynundaki düdüğü üfleyince ilk hareketlenen Peter oldu. Elisabeth arkasından gülümseyerek baktı sonra ciddileşip ringe yürüdü. Mark onunla alay ederken Elisabeth eldivenlerini takıyordu. Öfkesinin onu ele geçirmesine izin vermişti. Günlerdir yumrukladığı kum torbası yerine yaşayan birşeyi yumruklamanın ona daha iyi geleceğini düşündü. Gong çaldığında dövüş de başlamıştı. Elisabeth dikkatli ama sert bie şekilde yumruklarını sergilerken beklemediği bir anda Mark'ın attığı tekmeden kaçamadı ve bu tekme onun iki büklüm olmasını sağladı. Mark pis pis sırıtırken Elisabeth ne yapmak istediğini anladı. Mark pis oynamak istemiş ve bilerek Elisabeth'in anca düzelen yarasına tekme atmıştı. Yara kapanmış olsa bile daha anca anca vücudu toparlandığı için Elisabeth'in canı yanmıştı. Ayağa kalkmaya çalışınca karnına giren sancı ile inledi. Elisabeth daha yarası iyileşmeden düşük için ameliyata girmiş ve karnının diğer yarısı da bunun için kesilmişti. Yaranın olduğu kesiğin durumu iyiydi. Ama diğer dikiş için aynı şeyi söylemek mümkün değildi. Peter "Hadi Anka, kalk ve savaş." Elisabeth çocuğun heyecanına gülümsedi. Kafasını çevirdiğinde ekibinin toplanmaya başladığını gördü. Onlar için ayağa kalkması gerekiyordu. Canının acısını görmezden gelmeye çalışarak kalktı. Mark pis oynamak istiyorsa Elisabeth'de ona istediğini vermeye karar verdi. Yüzüne tehlikeli bir gülümseme kaplarken kafasında kurduğu şema ile saldırıya geçti. Gong'un çalmasına saniyeler kala, Mark yüzündeki kanlar ile yerde Elisabeth ise ayakta duruyordu. Ekibi bağırmaya başladığında Eliaabeth biraz da olsa gülümsedi. Bakışları Mark'ın ekibine dönerken kenardan ona bakan çikolata rengi gözleri gördü. Elisabeth "Şimdi neden geldin Tony" diye düşünürken, Elisabeth Tony'in, sahaya ilk inip ekibi ile selamlaştığından beri orada olduğunu bilmiyordu. Halbuki Tony konuşmaların en başından beri üstteydi. Olayları Jarvis aracılığı ile izlemiş. Elisabeth acıdan inleyince duramamış ve aşağıya ringin yakınına gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stark'ın Doğuşu
FanfictionIf Not Us, Who? If Not Now, When? . . . . BİZ DEĞİLSEK, KİM? ŞİMDİ DEĞİL İSE, NE ZAMAN?