Tony'den:
Geldiğim yer savaş alanıydı. Yukardan uçuyordum ama aklıma gelen ile bulutların arasına yükseldim.
Tony: Jarvis, hadi kaybolalım.
Jarvis: Zevkle Anthony. Öncelik bildirmedin?
Tony: Natasha'nın anlattığına göre ortalık çok karışık. Önce bana Bruce ve Steve'in yerini sapta, ayriyeten depoda ki tüm zırhları ayarlayıp buraya getir ama ben komut verene kadar hepsi gökyüzünde olsun ve görünmesinler.
Jarvis: Lisa için ne yapmamı istiyorsun Anthony.
Tony: Gereken tüm araştırmanı yap o sırada biz de güçlenelim böylece onu almam daha da kolaylaşsın.
Jarvis: Anthony, Hawkaye'nın cesedini saptadım ne yapmamı istersin?
Tony: Zırhlardan biri ile onu al ve ormanlıktaki eve götür.
Yazar'dan:
Tony derin bir nefes aldı, daha doğrusu almaya çalıştı. Şuan onun için herşey fazlaydı. Uzun hatta çok uzun bir süre sonra zırhını giymişti, bu günden hep çok korkuyordu ama yaşayacağını da biliyordu.Jarvis'in yönlendirmesi ile virane olan binaya girdi. Tıkırtıyı duyan Steve hızla gizlendi, bruce gizlenemeyecek kadar yorgun durumdaydı. Zaten Hulk onun ölmesini engelliyordu. Steve zırhı görünce olduğu yerden çıktı. Kendini belli eden yaraları vardı, Tony kaskını açtı.
Steve: Iron Man, ha?
Tony: Natasha herşeyi anlattı, gel sana pansuman yapalım yüzbaşı.
Steve öfke ile soludu. Eli şakaklarına gittiğinde sakin olmaya çalıştı ama başaramayınca içinde tutmaya çalıştığı öfke ile Tony'e bağırdı.
Steve: Natasha haber verdi öyle mi? Aradığım da o telefona baksaydın şu an bu durumda olmazdık Tony. Lisa'yı alamazlardı. Sen buna engel olabilirdin!
Steve öfke ile kükrediğinde Tony başını yere eğdi. Steve'in haklı olduğunu biliyordu. Gelirken beyninde yankılanan cümlelerdi bunlar. Ne ekip bu hale gelirdi ne de Lisa kaçırılabilirdi. Pişmanlık ile sessizleşti Tony. Bir kaç derin nefesin ardından yavaş ama temkinli adımlarla Steve yürüdü. Kolundan çıkarttığı soğutucuyu Steve'in yaralarına sıktı. Steve birşey demedi ama gözlerinde yanan ateş her an Tony'e saldırabileceğinin işaretiydi.
Bruce: Şuan yapılmayanları konuşmamızın bize bir katkısı olmaz. Toparlanmalı ve plan yapmalıyız. Lisa orda çok dayanamaz.
Tony: Neden daha önce haber vermemiş?
(Neden bana haber vermedi?)
Bruce: Kimseyi tehlikeye atmak istememiş, kendi başına atlatabileceğine inanmış
Tony: 3 sene boyunca mı, Bruce?
(3 sene perişan halde savaşmaya mı çalıştı?)
Bruce: Lisa'yı biliyorsun Tony. Hatta en iyi bilen sensin. Bana sorman biraz garip değil mi?
Tony: Haklısın
(Benim tanıdığım kadın benden destek alabilirdi. Durum bu kadar içinden çıkılamaz hale gelmeden ona yardım edebilirdim Bruce. En azından size değil bana haber vermeliydi)Tony içinden geçenlerin tam tersini söylemiş olsada üstelemedi ve hepsini içinde tuttu.
Jarvis: Anthony, Peter evi birbirine kattı. Pepper ona bildiklerini söylemiş. Peter Natasha'nın üzerine gidince herşeyi öğrenmiş. Sadece Peter değil Pepper da öfkeli ikisi de seni arıyor kimi açmamı istersin?
Tony: 6,5 senedir tamamen sana odaklıyım Jarvis. Sence hangisini açmalısın?Peter: Baba? Bana söylemeden nasıl gidersin?
Steve Peter'ın Tony'e baba demesinin şaşkınlığı ile kafasını kaldırıp Tony'e baktı.
Tony: Burası çok karışık evlat birinin orayı koruması lazımdı.
Peter: Natasha, demir lejyonerler, Friday burada baba. Nerde olduğunu söyle yanına gelicem.
Tony: Lisa için bu kadar endişelenme evlat ben halledicem tamam mı onu sana getiricem.
Peter: Benim derdim Elisabeth değil baba, derdim sensin anlamıyor musun? Senelerdir zırha elini bile sürmedin. Şimdi felakete gidiyorsun. Yanında olmak istiyorum.
Tony: Pet, sakin ol evlat. Senin babam Iron Man. Ne kadar kullanmadığım önemli değil bu zırh benim bir parçam...
Tony'in cümlesini yarıda kesen Jarvis oldu. Jarvis yabancı bir numaradan görüntülü çağrı uyarısı verince Tony duraksadı. Bir ihtimal bu 10 Halkanın işi olabilirdi. Tony çağrıyı onayladı o an zırhın başlığı kapandı.
Terörist: Naber Stark? Sahalardan çekildiğini duymuştum. Hala bu kız sana olduğundan farklı şeyler yaptırıyor.
Tony: Seni şerefsiz. Bırak onu yoksa yüzünün yarısının ezilmesi ile kurtulamazsın bu sefer.
Terörist: Onunla çok azıcık bir işim kaldı Stark, sonra kız senin merak etme.
Tony: Ne yaptın ona?
Terörist; Güçlendirdim.
Tony: Nerede o göster bana
Terörist: Benim için zevk ama bakalım sen ne hissedeceksin.
Adam bir kaç adım atıp kapıdan geçince bir sedyeye bağlanan Lisa'yı gördü yaraları vardı üzerinde ki penye Tony'e aitti. Tony burukça gülümsedi ama gülümsemesi hemen soldu çünkü penyeden daha çok dikkat çeken şey kıyafetlerinin açıkta bıraktığı teninde gezinen kırmızılıklardı. Tony öfke ile tısladı.
Tony: Ne yaptın ona?
Terörist: Yaşlanıyor musun yoksa aptallaşıyor musun Stark? Dedim ya onu güçlendirdim.
Tony: Seni geberticem, yavaşça ve acı içinde yapıcam bunu.
Terörist: Uyandırın da sevgilisini görsün.
Elisabeth'in boynuna bir iğne batırdılar. Bir kaç saniye sonra Elisabeth gözlerini hafifçe açtı. Kalkmaya çalıştığın da acı ile inledi.
Elisabeth: Seni adi. Burdan çıkınca seni geberticem.
Terörist: Hahaha, biliyor musun? Sevgilin de az önce aynı şeyi söyledi.
Elisabeth teröristin gösterdiği yere bakınca Tony'i gördüğü sanal ekran ile duraksadı. Ama toparlanması çok zamanını almadı.
Elisabeth: Tony git burdan. Steve ve Bruce'u bul onları da al ve git. Bu şerefsizi sakın dinleme Tony.
Terörist Elisabeth'e Tokat attığın da kadının yüzü yana döndü. Tony öfkeyle elini duvara geçirdi. O farketmese de Steve ve Bruce duvarda ki göçüğü görmüş endişe ile bir kaç saniye birbirlerine bakıp Tony'e dönmüşlerdi.
Terörist: Bu kadar yeter. Sana soru Stark, anlaşmamı istersin savaş mı?
Tony: Anlaşmanı söyle
Terörist: Teslim ol, kızı bırakayım.
Tony: Gerçeklik payı olan bir anlaşma.
Terörist: (sırıttı) Teslim ol, daha fazla acı çekmesin.
Tony sessizleşince Terörist kahkaha attı.
Elisabeth: Tony hemen ekibi al ve dön. Ben başımın çaresine bakarım bu şerefsizi dinleme.
Terörist: Seni ikna etmek için bir kaç numaram var aslında Stark.
Teröristin verdiği işaret ile Elisabeth'e bir iğne daha batırdılar. Kadın çığlık atmaya başladığında Tony acı ile gözlerini kapandı ve sendeleyip yan tarafında ki duvara yaslandı.Tony: Yeter, dur artık ne istersen yapıcam. Durdur şunu.
Terörist'in kahkahası Elisabeth'in çığlıklarını bastırırken iğneyi çektiler. Elisabeth nefes nefese kalmıştı.
Terörist: Birbirinize söyleyecek son bir şeyiniz var mı?
Elisabeth: Anthony, Hayır!
Tony: Anthony, Evet!Çağrı kapanırken Tony daha fazla ayakta duramayıp olduğu yere çöktü. Kaskını açıp nefes almaya çalışırken gözlerinin önünden Lisa'sının o hali gitmiyordu.
Tony: Yerini saptandığını söyle bana dostum.
Jarvis: Herşey tamam Anthony. Şimdi plan yapmamızın zamanı.
Steve: Ne kadar gücümüz var, ne durumdayız?
Jarvis: Zırhların tamamı gök yüzünde gizli. Bay Banner Hulkbuster'ı siz de Mark32'yi alıcaksınız Bay Rogers. Gerisi benim kontrolümde olucak.
Bruce: Benim için olur. Hulk şu an çıkmamak için can atıyor.
Steve: Tony birşey söyle saldırmadan önce plan yapmalıyız.
Tony: Plan yok. Lisa'yı daha fazla orda bırakamam. Ben teslim olucam.
Peter: Baba saçmalamayı kes ve hemen bana yerini söyle. Yanına gelicem.
Tony: Sen hala kapamadın mı?
Peter: Kapatmadım ve zırhtan konuştuğun için herşeyi gördüm ve duydum baba.
Tony: Evde dur evlat. Ben halledicem.
Peter: Nasıl? Kendini öldürterek mi? Hemen bana yerini söyle yoksa dünyayı birbirine katarım. Biliyorsun baba yaparım.
Tony: (kıkırdadı) Biliyorum çünkü sen benim oğlumsun. Şimdi babana güven ve evde kal evlat. Kardeşini koru ve dünyayı da. Ben yanınıza gelene kadar bunu benim için yapar mısın?
Peter: Baba..
Tony: Yapar mısın evlat?
Peter: Tamam ama döneceksin. Eğer dönmezsen seni babalıktan reddederim.
Tony: Bu yeterli bir tehdit evlat.... O zaman anlaştık dimi?
Peter: Anlaştık. Baba kendine dikkat et tamam mı ve ne olursa olsun bize geri dön.
Tony: Dönücem Peter. Şimdi kardeşinin yanına git ve hiçbirşey anlamamasını sağla. Ona da kendine de çok dikkat et.
Peter: Seni seviyorum baba
Tony: Bende seni seviyorum evlat.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stark'ın Doğuşu
FanfictionIf Not Us, Who? If Not Now, When? . . . . BİZ DEĞİLSEK, KİM? ŞİMDİ DEĞİL İSE, NE ZAMAN?