Yazar'dan:
Olayların sıcaklığı geçmiş, Tony Stark'ın öfkesi bedenini terketmişti. Zırhtan belli olmasa da Şuan titriyordu. Kalbini esir alan acı, sıkışmasına yetecek kadar büyüktü. Arkası kesilmeyen sessiz göz yaşları parçalanmış zırhın olduğu yere kadar sürdü. Geldiklerinde orda olamayan zırh ile Tony afalladı.Tony: Jarvis, yanlış yere mi geldim?
Jarvis: Hayır, Anthony
Tony: Zırh nerde?
Jarvis: Malibu'da ki evde.Tony titrek bir nefes verdi. Şu an tek istediği Elisabeth'e sarılmaktı ama bu ihtimal ondan çok fazla uzaktı. Elisabeth yaşamıyordu ama ölüsüne sarılma şansı bile yoktu. Tony daha fazla burda durmanın onu daha kötü yapacağını bildiği için havalandı ve eve doğru uçtu, zırhın içinde ki Peter da onun peşinden gitti. Babasının her an yıkılabileceğini biliyordu. O da sessizce ağlıyordu ama bunu babasına göstermeye niyeti yoktu ve onu yalnız bırakmaya da.
İnsan böyleydi zaten acısı olur o an yaşar sonra arkası kesilmeyen gelişen olaylar, özellikle öfke ve intikam hırsı kafasını meşgul ederdi. Ama öfke ve hırs bedeni terk ettiğin de asıl ait olduğu duyguya dönerdi insan. Tony Stark için de böyle olmuştu. Öfkeyle ayrılmıştı zırhın yanından, Jarvis tedbir amaçlı zırhı başka bir zırh ile eve yollamıştı. Tony'nin öfkesi ve hırsı durulduğun da aklına gelen ilk şey ise sevdiği kadın olmuştu. Duyguları beynine ve kalbine hücum edip esir aldığın da Tony Stark başka birşey düşünmeden sevdiği kadına yönelmişti.
Tony için fazla uzun gelen bir sürenin ardından Elisabeth ve ona ait olan eve geldi. Kapıya geldiğinde zırhını kapadı ve zile bastı. Küçük Lisa'nın onu çok merak ettiğine emindi. Peter da zırhtan ayrıldığı sırada kapıyı kızı açtı ve babasının boynuna atladı.
Morgan: Babaaaa
Tony: Lisa'mmTony akmaya hazır olan göz yaşlarını hissettiğinde kafasını gök yüzüne çevirdi ama bu yeterli olmamıştı.
Morgan: Babacığım neden ağlıyorsun?
Tony: Hani sana adını verdiğim Lisa vardıya, anlatmıştım onu sana hatırlıyor musun?
Morgan: Evet, yoksa Lisa geri mi geldi?
Tony: Geldi bebeğim geldi, ama bir daha hiç dönmemek üzere geri gitti.
Morgan: Neden? Yoksa onu gene mi kızdırdın?
Tony: Hayır yani bilmiyorum kızım ama gitmeden önce beni sevdiğini söyledi.
Morgan: Sevdiğini söylediyse kızgın değildir baba.
Tony: Umarım değildir Lisa'm.
Morgan: Abi sen de mi ağladın?Morgan'ın sorusu ile Tony Peter'a baktı. Oğlunun varlığından bir haber olmuştu ve o da en az kendi kadar yıkılmış görünüyordu. Morgan hızlıca abisine sarıldığın da Tony merdivenlere oturup ikisine baktı.
"Onlar için ayakta durmalıyım. Ben yıkılırsam onlar da çok üzülüyorlar." Diye düşündü içinden.Tony o an gerçeği net bir şekilde kavradı. Peter'da çok üzgündü ama babası daha da üzülmesin diye kendi duygularını belli etmeden babasının yanında olmuştu ve Tony'in bu hali onu imkanı varmışcasına daha çok üzmüştü. Morgan ise babasını böyle gördüğü an gözleri dolmuş. Burnu ağlayacak olmasının işaretini verircesine hemen kızarmaya başlamıştı.
Tony oturduğu yerden kollarını açtığın da zaten ona bakan Peter kardeşini kucağına alıp çöktüğü yerden kalkarak babasının yanına oturdu. Tony, Peter ve küçük Lisa'sına sıkıca sarıldığında sessiz bir kaç göz yaşının daha akmasına izin verdi. Hiçbiri kapıda sessizce ağlayan Natasha'nın farkına varamamıştı. Natasha durduğu yerden adımlayıp Tony'in boş yanına geçerek ona sarıldı.
Tony beklemeden yanına gelen kızıl kadını da kollarına aldığın da üçü de ağlamalarını durdurmaya çalışıyorlardı. Morgan'ı daha fazla etkilemek istemiyorlardı.
Happy Tony'in omzunu sıktığın da Tony derin bir nefes alarak yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi.
Tony: Kim çizburger yemek ister?
Morgan: Ben, ben , bennnnn.
Tony: Peter?
Peter: Olur baba.
Tony: Lisa'm, Happy ile gidip hepimize çizburger alır mısın?
Morgan: Evvvet
Happy: Hadi küçük Stark gel benimle
Morgan: Bana meyveli dondurma da alıcak mısın?
Happy: Bilmem almalı mıyım?
Morgan: Babaaa!
Tony: Kızım ne istiyorsa al Happy, hatta biraz gezin sonra çizburgerleri alıp gelin.
Happy: Nasıl istersen patron.Happy ve Morgan arabaya binip uzaklaşana kadar Tony yerinden kalkmadı. Araba gözden kaybolduğun da yerinden zorla kalktı.
Tony: Nerede?
Jarvis: Labratuarda, ama bir gariplik var?
Tony: Ne garipliği?
Jarvis: Zırhı buraya getirdikten sonra birleştirme işlemi yaptım. Zırhı defnedebil diye.
Tony: Ve
Jarvis: Şu an bir çeşit jenerasyon oluşumu var zırhın içinde. Emin olana kadar sana birşey söylemek istemedim.
Tony: Ne zaman emin oldun Jarvis.Tony eve gelmiş koşar adımlarla aşağıya labratuara iniyordu. Jarvis'in söylediği sendelemesine neden olduğun da eğer Peter yanında olmasaydı merdivenlerden düşebilirdi. Ama Peter babasını son anda sıkıca tutmuştu ve şimdi de tetikte olarak babasının peşinden gidiyordu.
Jarvis: Yarım saat kadar önce.
Tony: Neden daha önce söylemedin Jarvis?
Jarvis: İyi değildin Anthony. Ve Morgan da yanındaydı onun yanında ani bir tepki vermeni istemedim.Tony labratuara hızla girip gördüğü zırha yaklaştı. Patlamadan dolayı zırh hasar almıştı ama reaktörün ışığı yanıyordu. Kaskı açmak için hamle yaptığın da Jarvis onu durdurdu.
Jarvis: Anthony hayır. Şimdi değil.
Tony: Neden?
Jarvis: Zırhı açmamız jenerasyonu durdurabilir.
Tony: Ne kadar sürecek peki jenerasyon?
Jarvis: Bilmiyorum Anthony. Buna çok bel bağlama daha önce yaşanmamış birşey olduğu için kıyaslayıp sana bir yüzde veremiyorum. Şimdi bir duş al ve dinlen seni durumdan haberdar edicem.
Tony: Ama?
Jarvis: Peter rica etsem Anthony'i odasına götürür müsün?
Peter: Pekala... Hadi baba gel.
Tony: Hayır gitmiyorum. Beni zorlayamazsınız?
Jarvis: Üzgünüm Anthony ama beni buna sen mecbur bıraktın.Tony ensesinde hissettiği acı ile hafifçe inledi. Başı dönmeye başladığın da ise sendeledi. Peter onu hemen tuttuğun da Tony Stark'ın gözleri karardı ve bayıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stark'ın Doğuşu
FanfictionIf Not Us, Who? If Not Now, When? . . . . BİZ DEĞİLSEK, KİM? ŞİMDİ DEĞİL İSE, NE ZAMAN?