21.Sahil (+18)

1.6K 18 18
                                    

Bölüm biraz uzun. O yüzden yavaş okuyun. İyi okumalarrr.

Vote ve yorum unutmayın canlarım ♥️

"hop! Bak bak!" Dedim gülerek.
Kaya bana dönüp gülmeye başladığında, Ayaz tımarhanede gibi davranıyordu.

Kaya elindeki dondurmayı havaya kaldırıp, Özgürlük heykeli pozu verdi.
"Aşkım bana bak!" Dediğinde kahkaha attım.

"Siz manyaksınız!" Dedi Ayaz.
Ayaz'a dönüp "bakıyorum da modun düşük, karın seni terk mi etti yoksa!?" Alaylı sesimle Ayaz'ın gözleri kısıldı.
Gülüşüm hızlıca solarken Kaya'yla göz göze geldik. Kaya dondurmasını yalayarak. "Lan mal!" Dedi, "sevişirken bıraktı dimi yine?" Dediğinde Ayaz yastığı kafasına attı.
"Mendebur herif, kes sesini!" Dediğinde ben de güldüm.

"İntikam, soğuk yenen bir yemektir aslan parçası. Halledersin sen!" Dediğimde bana hak verdi. "Karım ne derse o." Diyerek kaya da bana katıldı.

Dirseğini omzuma koydu.

"Sizin işiniz kolay tabii! Madurun derdini anca ben anlarım!" Dediğinde kaşlarım havalandı, "yoksulu ancak yoksul anlar, değil miydi o?" Diye sormamla ayaz kaşlarını çattı "aynı şey!" Diyerek sinirle oturduğu yerden kalktı.
"Ben gidiyorum," eliyle kafamdaki tencereyi gösterdi. "Size iyi delirmeler!" Diyerek evden çıkıp gitti.

Gözlerim kocaman olurken Kaya'ya döndüm. "O mendebur benim miğfeime laf mı etti!?" Diyerek kafamdaki tencereyi gösterdiğimde kahkaha attı. "Sanırım biraz da deli ilan edildik." Diye ekledi cümleme.

"Gerçekten, bir gün tımarhanelik olacağız!"
"Seninle her yere varım, güzelim." Dediğinde sırıttım.
"Güzelin miyim gerçektennn." Dedim n'leri uzatarak. Sırıttı. Bu bu gün dördüncü gerçekten mi? Diyişimdi.

Her seferinde bıkmadan, öylesin. Diyordu.

Bazı şeyler, gelip geçicidir. Bazı şeyler ise, gelir ama asla geçmek bilmez.
Demiş adını unuttuğum biri. Kaya hiç geçmesin istiyorum. Hep kalsın.

Acıyla dolu hayatımda bir anda filizlendi o, kurak çöllerimde çiçekler açtırdı.

Tek renkten oluşan kalbime, sevgiyi tattırdı.

"Öylesin tabii." Dedi gülüşünü soldurmadan bana döndü. "Sen, hayatında gördüğüm en değerli taşsın." Dediğinde kaşlarımı çattım.
"Kahraman!" Dediğimde hımm? Diye bir ses çıkarttı. "Sen bana taş mı demek istiyorsun!?" Dudağının kenarı kıvrıldı. "Hayır." Dedi net bir sesle.
"Sen değerli taşsın. Kaya'nın, değerli taşısın." Dedi.

Güldüm. "Baştan öyle desene! Ağzına sıçacaktım, az kalsın!" Dediğimde kahkaha attı. "Hadi gel gezelim, sıkıldık evde." Dediğimde bana katıldı. "Çok güzel bir yer var, gitmek ister misin?"
"Olur."

Elini uzatıp kafamdaki tencereyi çıkartıp kenara koydu. "O hala orada mıymış?" Dedim şaşkınlıkla. Sözlerime sırıttı. "Oradaymış." Dedi.

Bu adamın kafasındaki anlamak çok zordu.

Elimi tuttu. "Gel hadi!" Diyerek beni üst kata çekiştirdi. "Yavaşla düşeceğiz!" Gülerek söylediklerimle yavaşladı. "Ben varken düş(e)mezsin!" Dedi.

Haklıydı, düşsem bile kaldırırdı.

Giyinme odasına girdiğimizde dolaba yöneldi. İki tane, beyaz sweatshirt çıkarttı. Altına ise, kendine bir eşofman, bana da şort çıkarttı.

Psikopat(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin