36. geç kalınmışlıklar

180 8 2
                                    

Vote ve yorum unutmayın aşklarım...

**

Aşık olmak değildi Özgürünki, öldürmek ve acı çektirmekti.

Ellerimi uzattım, "yeniden dene," Dedim yutkunarak. Uzattığım parmaklarım göğüs kafesinden akan kana dokunduğunda yutkundum.
"Pişman değilim, sevgilim!" Hiç düşünmeden zorlukla dudaklarının arasından çıkan gelişmeler sinirimi bozmuştur. Nasıl bana hala sevgilim diyebilecek yüze sahipti!?
Cümlesine devam etmeye çalıştı, ama öpücükler ona izin vermedi. Öksürükleri arttıkça ağzına dolan kanlar etrafa fışkırıyordu. Gözlerimi acıyla kıstım. Ona acıyor muydum!?  Kendine gel Yeşim!

Ama, sanki onun göğsündeki yata benim göğüsümdeymiş gibi canım yanıyordu.
Olmayan bir yata vardı bedenimde. Ya da zihnimdeydi. Oluk oluk kan akıyordu göğüs kafesimden. Elim yavaşça göğüs kafesimin buldu. Atılan silah da Özgüren isabet etmişti. Beni korumuştur. Beni neden korumuştu!?

Her şeyin zihnimin bir oyunu olduğunu umud ederek parmaklarımı sıktım. Göğüs kafesinden yaraya parmaklarımı soktuğum acı dolu çığlıkları attı. Bu muydu Özgür'ün bayıldığı çığlıklar? Berbat!

Gözlerime baktı. Gözleri, acıma duygusu olmayan zihnimin en derinine işledi. Sanki artık her şeyin bittiğinin farkında gibiydi. Dudakalrı bu sefer güçlükle aralandı ama çığlık atmak için değildi. Dudaklarından zorlukla dökülen acı dolu kelimeler fazlasıyla boğuktu. "Pişman değilim!" Dediğini anlayabiliyordum. Konuşmak ona ne kadar zor geldiyse gözlerinden acı dolu bir yaş düştü. Son gücünü toplar gibi derin bir nefes alıp acı dolu gözlerle baktı bana. "Sence seni o eve hapis etmeseydim benimle kalır mıydın!?" Dedi. Kendini avutmaya çalışıyordu.

Kafamla reddettim. Ama içten içe, benimle gel dese koşa koşa gideceğimin farkındaydım. Onunla sonsuza dek yaşardım. Ama O, şansını çoktan kaybetmişti. İstediğinin ben olmadığımı artık biliyorum. İstediği acı dolu çığlıklarımdı. "Senden son bir şey isteyebilir miyim?" Dedi tek tek zorlukla. Nasumca gözlerime baktı. Kafamla onu onayladım. Her mahkumun son bir dileği olurdu ve onun da son bir dilek hakkı olabilirdi.

Zorlukla yutkunduğunda, "beni son kez eskisi gibi öper misin?" İsteğiyle yutkundum. Kaşlarım çatılırken kafamı iki yana sallayarak kendime gelmeye çalıştım. Derin bir nefes alarak ona doğru eğildim. Dudakalrım, dudaklarını bulduğunda O, hiç bir şey yapmadı. Eskisi gibi zevkle öpmeye çalıştım onu, ama işe yaramadığını fark ettiğimde, Kahramanı düşündüm dudakalrım bilinçsizce onu öderken, geriye çekilip bu işkenceye bir son verdim. İlk önce tükürdüm sonra da dudağımı elimin tersiyle sildiğimi gözlerim ona kaydı.

Ağlıyordu. Ama. Yüzünde acı dolu bir tebessüm vardı. "Demek eskiden gerçekten bir şeyler farklıydı." Dediğinde bu onun son sözleri olmuştu. Gözleri gökyüzüne kilitlendiğinde yutkundum. Neden ölen benmişim gibi hissetmiyordum?

Gözümden bir damla yaş daha akarken, paralarımı biraz daha derine soktum.elim göğüs kafesinin içindeyken sola doğru çevrildi, kalbi parmaklarımın arasında edilirken. Acıyla izleyerek son bir kaç göz yaşı döktü. "Yeniden dene," Dedim yarım kalan cümlemi devam ettirerek. "Ama bir sonraki hayatında, Ucube!" Yüzümdeki tebessümün aksine bir damla yaş dütÿ gözümden. Yanağımda süzülen yaşı bıçağı tutan elimin tersiyle sildiğimi yüzüm kan olmuştu.
"Cehennemde iyi yanmalar."

***

Oturduğum topraktan hiç kalkmamıştım. Saniyeler, dakikalar belki de saatlerdir.
Yavaş yavaş kokmaya başlayan cesetler gözlerimi alamadım. Gözlerimde yaş kalmamış, elimdeki kanların kurulmasına izin vermeyen yağmur hala dinlemiştim. Çevremdeki adamlarımız, Özgürün çürümeye yüz tutmuş cesedi hariç, diğer cesetleri almışlardı. İrem Bile şu an beni yanlız bırakmak istiyordu.

Psikopat(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin