İnsanla bazen istemedikleri şeyleri yapabilirdi peki, bunların sorumluları kendileri miydi yoksa, bireyi teşvik eden kişiler miydi?
Saat gecenin 03.46'sı, o kadınla aralıksız konuşmamızın ardından saat 02.08'de eve dönmüştüm. Ona benimle gelmesini söylesem de beni reddetti ve cebindeki küçük telefonunun numarasını verdi.
Eve geldiğimde yağmur hala yağıyordu. Kimseyle konuşmadan, direkt olarak odama çekilmiş ve asla çıkmamıştım. Bir süre de çıkmayı düşünmüyordum.
O kadın kimdi? Neden Kaya, onu öpmesine rağmen aralarında bir şeyler olmadığını söyleyip duruyordu!?
Aklımdaki sorulardan uzaklaşıp yorganı kafamdan attım.
Komodinin üzerindeki sigara paketinden sigarayı çıkartıp dudaklarıma koyduktan sonra, çakmakla ucunu yakıp kafamı geriye yasladım.
Çok yorulmuştum.
Kaya'nın söyledikleri aklımda geziniyor, huzur bulmamamı engelliyordu. Hoş, bu hayatta daha ne kadar huzu vardı acaba, benim tatmadığım?
Üstümde hala elbisem vardı.
Elbisemi tek hamlede çıkartıp kenara attım. İç çamaşırlarımla yatağa geri girdiğimde biraz olsun alanım genişlemiş gibi hissediyordum.
Hastalıklı zihnim bu sefer, şu an mutluluktan ağlayan insanlara kaydı. Sahi, ben acı çekerken kaç kişi mutluydu? Çok gülen çok ağlar demişler. Ben kimin gülüşünün bedelini ödüyordum.
Derin bir nefes alıp yatağımdan çıktım. Altıma kareli bir pijama ve, üstüme siyah bir uzun kollu, balıkçı yakalı body giydim.
Odandan çıkıp, spor odasına doğru ilerlerken, aklımı düşüncelerden uzaklaştırmak için ıslık çalmayı bile denemiştim. Ama bir türlü gitmiyor, aksine daha da artıyordu.
Spor salonuna geldiğimde, boks torbasının karşısında durup derin bir nefes aldım gözümde Kaya'yı canlandırarak torbaya sert bir yumruk attım.
Beni yine bırakmıştı! Yine peşimden gelmeyerek benim yine gitmeme izin vermişti! Oysa, dur dese durur, yanına giderdim.
Bir yumruk daha attığımda torbaya sert vurmuş olacağım ki, torba dönerken yüzüme serçe çarptı. Acıyla geriye doğru düşerken dudaklarımın arasından bir çığlık koptu.
Çığlığımla beraber, İrem hışımla salona girip yanıma koştu. "İyi misin!?" Derken yanıma çömeldi.
Cevap vermeden gözlerinin içine baktığımda, derin bir nefes alıp beni yerden kaldırdı. "Neden uyumadın?" Diye sorduğunda, "uyuyamadım." Dedim.Bir süre gözlerimin içine baktı, bense o hariç her yere bakmıştım.
"Onu aramamı ister misin?" Kafamı me kadar hızlı ona çevirdim bilmiyorum ama yüzünde bir tebessüm oluştu. "Gel hadi!" Diyerek beni salondan çıkartıp, kendi odasına götürdü.Ben yatağa otururken O, masadaki telefonunu alıp, kalçasını masaya yasladı. Telefonda bir numarayı tıkladıktan sonra, telefonu hoparlöre aldı. Üçüncü çalışta açıldı telefon.
"Alo?" Ayaz'ın sesiyle gözlerimi kıstım.
"Ayaz?"
"Efendim Karıcığım?" İrem göz devirerek,
"O, abin nerde de telefonunu sen açtın!?" Diye sorduğunda, Ayaz dilini damağına vurmuş olacak ki cık, diye ni ses geldi. "Onu aramadın ki. Kocanı özledin de bahane mi arıyorsun yoksa, sesimi duymak için?" Ayaz'ın yüzündeki tebessüm, telefona bile yansımıştı. İrem gözlerini devirip kusuyorumuş gibi yaptı. "İnan bana, burada seni aldatabileceğim bir sürü yakışıklı var çakma zeus!" Ayaz'ın sinirle nefesini duydum.
"Hiç biri ben edemez." Diyerek egosunu düşürmemek için çabaladı, ama ben gerçekten bu konuşmadan sıkılmaya başlamıştım. İrem bunu anlamış olacak ki, "telefonu abine ver!"diyerek Ayaz'a emir verdiğinde ayaz gür bir kahkaha patlattı. "Sihirli sözcükler bebeğim." Diyerek üzerine vurgu yaptı Ayaz. "Siktiğimin telefonunu abine verir misin kocacığım!?" İrem'in sözlerine ben bile kendimi tutamayarak kıkırdadığımda İrem göz devirdi.
"Hay hay," Ayazın sesiyle telefonda hareketlenme oldu.Telefon en sonunda Kaya'nın eline geçtiğinde kalbim duracak gibi olmuştu. Daha dün duymuştum sesini, bir inanası bu kadar özlemek çok zararlıydı. Özellikle bana.
"Alo?" Kaya'nın telefondaki sesiyle zorlukla yutkundum.
"Ooo, Kaya bey, gününüz nasıl geçiyor?" İrem'in alaylı sesi, sadece onu daha fazla konuşturmak içindi.
"Yine ne istiyorsun!?" Kaya'nın sesi boğuktu, içmişti."Hiç, hiç bir şey, ben ne zaman senden bir şey istedim ki?" İrem hala onunla dalga geçiyordu.
"Benden bir şey istememiş olmana, Ayazın biçimsiz götü bile inanmadı." Dediğinde Ayaz'ın arkadan kahkaha attığını duydum. İrem sinirle göz devirerek. "Hahaha, Yeşimsizlikten espiri yeteneğini geliştirmeye mi karar verdin sen öyle!?" Diye bir cümle kurduğunda, Kaya derin bir nefes alıp, "O nasıl?" Kafamı hızla kaldırıp, İrem'in gözlerine kenetlendim. "Sana kırgın." Dedi iki kelimeyle, benim ona sayleyemeyeceğim o iki kelimeyi başkasının kurması çok garibime gitmişti.Kaya derin bir nefes daha alıp, "onu kırdım. Yine." Dedi.
İrem bu sefer sustu. İkisi de konuşmayı kestiğinde kısa bir sessizlik oluştu. "Uyuyor mu?" Sessizliğin ardından duyulan Kaya'nın sesiyle yine yutkundum. Kafamla onayladım İrem'i, İrem mesajı alıp, "uyuyor." Dedi.
"Anladım." Sesi kırgın çıkıyordu. Ama, kırgın olması gereken ben değil miydim?
"Ona neden yalan söyledin?" İrem'in sorusuyla kafamı kaldırdım.
Kaya derin bir nefes adlı. "Kimin umrunda ki? Artık bir önemi kalmadı. Elimdeki tek şey olan, Yeşim'i kaybettim." İçimde bir şeylerin parçalandığını, ama aynı zamanda da birleştiğini hissettim. Kalbimin durması gereken yerde büyük bir boşluk vardı. Belki de durabilecek bir kalbim kalmamıştı."Yeşim'in umrunda, Kaya." İrem'di konuşan.
"Seni kafasında o kadar çok affetmeye çalıştı ki, dünkü partiye bile geldi."
"Biliyorum geldiğini." Dedi Kaya duraksamadan. İrem kaşlarını çatarak bana baktı. Bunu ona söylememiştim.
"Bunu bilmiyordum?" Dedi İrem söylenerek.
"Çünkü bilmen gereken bir şey değildi" Kaya'nın cevapları net ve düzdü. "Ne planlıyorsun?" Diye sordu İrem.Kaya sakinlikle, "Reha'yı alıcam. En kısa zamanda planlara başlayacağız." Dedi. Reha'nın adının geçmesiyle gözlerim doldu.
"Bir kaç gün önce de aynı şeyi dememiş miydin? Ah pardon 2 ay önce." Dedi İrem.
"O planda Yeşim de vardı. Ama o, şu an kendi burnunun dikine gidecektir. Onun gözünde bir yalancıyım. Planıma asla dahil olamaz."
Kaya emindi söylediklerinden. Haksız da değildi."Ne kadar sürer plana başlamanız?"
"En kısa zaman dediğime bakma İrem, uzun süreli bir plan, açıkları var ve açıkları dolduramazsam plan batar. Ve sonucunda kaybedeceğim tek şey kızım olmaz." İrem gerildiğimi hissederek, onun cümlesini yarıda kesti. "Anladım." Yine bir sessizlik oluştuğunda, bu sefer yine Kaya bozdu, "Yeşimi benim terime öp olur mu?" Dedi hüzünle, irem bir yandan kafasıyla onaylarken, "olur." Dedi.
Sonrasında telefonun kapanma sesi ile büyük bir sessizlik oluştu."Daha iyi misin?" Desi gözlerimin içine bakarak.
Kaya'nın planını merak etmiştim. Kaybedeceği tek şeyin kızı olmayacağını söyledi. Sanırım, zaten beni çoktan kaybetmişti. Kaybedecek başka neyi olabilir di ki?
"Benden ne sakladığını biliyor musun?" Diye sorduğumda, İrem'in gözlerinden kısa bir karartı geçti. Ama bunu gülüşünün arkasında saklayarak. "Bilsem söylerdim." Dedi.
Derin bir nefes alarak onun yatağına uzandım. Birilerinin benden bir şeyler saklamasından artık gerçekten bıkmıştım. Artık gücümün kalmadığını hissediyordum.
Biri, iğneyle kanımı alır gibi, bütün enerjimi çekiyordu sanki.
İrem'de yanıma uzanıp bana sarıldığında, bende ona sarıldım.
"Geçecek." Dedi tek kelimeyle.Gözlerimi kapatıp rahatça yattım yanında. O da, alnıma bir öpücük bırakıp gözlerini kapattı.
Umarım geçerdi.
||Bölüm sonu||
Şimdi, ohm, zurnanın zartt dediği yerdeyiz. Koitaba kısa bir ara vereceğim çünkü bölüm toplamam gerek. Farkettim ki kitapta fazlasıyla zaman atıyormuşum. Ama bu sefer son alacak, bir sonraki bölümde yapacağım atlama gerçekten son.Sizleri seviyorum ♥️
Vote ve yorum unutmayınn.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat(+18)
Teen Fiction3 yıl önce arkadaşımın abisi tarafından kaçırıldım. Arkadaşımın abisine aşıktım. O, ona olan hislerimi farketti. Sevgili olduk. İlk başlarda herşey harikaydı. Taki o geceye kadar. 01.12.2023👻 Bütün olaylar ve karakter kurgudur!