39.tanışma ve birleşme +18

356 7 4
                                    

Gökçen'den (ikizlerle tanıştıktan 2 gün sonra)

Yeşim'in olmadığı bir gün daha. sıkıcı.
Oturduğum Yeşim'in sandalyesinde geriye doğru yaslanıp ayaklarımı masaya uzattım. Ellerimi başımın arkasına atıp gözlerimi yumdum.

Yeşim'in hayatı kolay geçmemişti. Bu binada bulunan kimsenin hayatı kolay geçmemişti. Ama herkes gibi Yeşim de çabalıyordu. Bazı şeyleri başarabilmek için.

Derin bir nefes aldığımda odanın kapısı açıldı. Yeşim'in gelmesini umut ederek gözlerimi heyecanla araladım. Umutlarım bir bir kül olurken gelenin Aden olması sinirlerimi bozmuştu.
"Ne işin var?" Diye sorduğumda bana göz devirerek yanıma geldi. "Yeşim sana bakmamı istedi." Dediğinde çoktan yanıma gelip kalçasını masaya, ayaklarımın yanına dayamıştı. "Kendime bakabileciğimi biliyorsun." Diye çıkıştığımda göz devirdim. "Evet ama o inatçılıkla birini öldürme diye buradayım." Dediğinde göz devirerek çekmecelerde birini açıp Yeşim'in parasından aldım. Parayı ona uzattığımda, "al ve git." Dedim. Parayı alıp geri çekmeceye koyduğunda şaşkınlıkla ona baktım. "Aptalsın." Dedi sakince.

Gözlerim öfkeyle kısılırken hızla yerimden kalkıp karşısına geçtim. O ise kollarını göğsünde birleştirmiş uzun boyu sayesinde bana üstten üstten bakıyordu. İşaret parmağımla onu gösterdim. "Bana bir daha hakaret edersen o ağzına ikisinin sikini sokmaktan çekinmem!" Diye bağırmamla  şaşkın bir şekilde bana baktı. Yavaşça üzerime eğildiğinde, yüzündeki üstün gülümseme ile, "sanırım çok gördün?" Demesi bir oldu. Hala havada duran elim hızla rotasını boğazına yönlendirdiğinde hamle yapmasına izin vermeden boğazına yapıştım. "Şimdi bir daha söyle puşt!" Diye çemkirdiğimde elleri birleşme noktasında ayrılıp belimi buldu.

Ayaklarım yerden kesildiğinde ben ne olduğunu anlamadan masanın üzerine yığılmıştım. "Buraya Yeşim için geldin. İnan umrumda değil." Dediğinde sesindeki duygusuzluk fazla belirgindi. Acıyla ellerim boğazından ayrıldığında kendi eli kontrol amaçlı boğazında gitti. Sorun olmadığını anladığında eliyle kalkmamam için karın boşluğuma baskı uyguladı. "Öyleyse ne olmuş!?" Dediğimde ellerim karnıma bastıran bileğine gitti. Gülerek boştaki elini de başımın yanına sertçe koyduğunda titreyen masayla yutkundum. "Yeşim güçlü biri, ama saf. Çabuk güvenir. Eğer bir ajan olduğun ortaya çıkarsa seni kendi ellerimle öldürürüm küçük hanım." Sesindeki tonlama bunu kesinlikle yapabileceğini gösteriyordu. Yutkunma gereksinimine bulunduktan sonra gözlerim iftira ile kısıldı. Bileğini tutan elimden birini başımın yanındaki elinin bileğine götürdüm. Bileğini tuttuğumda göz temasını kesmemeye yeminli gibiydik. "Ona hayran olmak için tanımama gerek yok. Yeşim harika bir insan ve onun için ne gerekiyorsa yapacağım." Dediğimde yüzümde üstün bir gülüş belirdi. Aynı onunki gibi.
"Ve eğer, hain sen çıkarsan," bacaklarımı beline doladım. Onu hafifçe kendime çektiğimde, "o güzel sikini zevkle kesicem!" Sözlerimle hafifçe irkilerek doğruldu.

Yutkunduğunu hareket eden adem elmasından anlamak zor değildi.
Onun üzerinde üstünlük kurmak çok eğlenceli. Yeni bir oyuncak, en azından Yeşim yokken. Benim için iyi olacaktı.

Elleri bedenimden ve masadan ayrıldığında bacaklarıma gitti. Bacaklarımı çözdümünde yerimde doğrulup onu izledim. "Seninle çok işimiz var, ufaklık!" Dediğinde, "biraz daha ufaklık derse-" lafımı eliyle kesti. "Anladık beni sünnet edersin!" Dediğinde yüzümdeki gülümseme büyüdü. "Uslu çocuk." Dememle ekşittiği yüzünü bana doğru çevirdi. "Ben mi!?"
"Yok nenem!"

Kapı tekrar açıldığında bu sefer Aden'in aynısı olan ikizi girdi içeriye. "Ne bekliyosun hala hızlı ol demedim mi!?"
Diye söylenerem içeriye daldığı da bani fark ederek sustu. Başıyla selam gerdikten sonra, bu iksinin arasındaki farkın kişiliklerinde olduğunu anlamak basitti. Aden şimdiye kadar gördüğüme göre sonirli bir tipti kardeşi ise onun aksine sakindi. Yingyang gibi.

Psikopat(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin