Dokuz Güneş Tanrısı 2

Bölüm 261

DOKUZ GÜNEŞ TANRISI

Pubfuture'a göre reklamlar

Xiao Xuanqin, Qin Yun'un yanına yürüdü ve canavar derisinin yoğun çizgiler ve noktalarla kaplı olduğunu görünce haykırmadan edemedi, "Bu gerçek mi? Bu ruh yazıtları neyi temsil ediyor?”

“Henüz bilmiyorum ama gizli bir mekanizma olabilir! Bu şekilde kurulmasının nedeni mezarın çekirdeğine girmek olmalıdır. İşin özü, mezarın içindeki çeşitli büyük oluşumlar için enerji kaynağını korumaktır."

Bu sadece Qin Yun'un tahminiydi. Daha önce okuduğu kitaplardan yola çıkarak bu sonuca varmıştı. Birçok büyük ruh formasyonunun bunun gibi bir çekirdeği olacaktır.

Örneğin, savunma bariyerinin çekirdeği olan Tian Qin İmparatorluğu'nun imparatorluk şehri, sarayın derinliklerinde yer alıyordu.

Normalde büyük bir oluşum büyüsünün çekirdeğe daha iyi bağlanabilmesi için belli bir düzeni izlemesi gerekirdi.

Qin Yun taş evlerin düzeninden birkaç sonuç çıkarmayı başarmıştı. Şimdi, büyük dizinin kalbine bir giriş bulup bulamayacağını görmek için onları dikkatlice analiz etmesi gerekiyordu.

İki saatten fazla süren analizin ardından nihayet bazı ipuçları buldu ve o canavar derisi parçası üzerinde yaklaşık on noktayı daire içine aldı.

"Xiao Teyze, hadi gidip taş evlere bakalım." Qin Yun derideki birkaç noktayı işaret etti ve şöyle dedi: "Belki de bu taş evlerde bir şeyler saklıdır."

Xiao Xuanqin, Tian Xiao İmparatorluk Mezarı'na tam olarak buradaki sırları araştırmak için geldi. Tam da beklediği gibi Tian Xiao İmparatorluk Mezarı'nda bulunacak birçok sır vardı. Eğer Qin Yun olmasaydı kesinlikle ipuçlarını keserdi.

“Tamam, birlikte gidelim!” Xiao XuanQin dedi.

Qin Yun canavar derisini tuttu ve o yönü işaret etmeden önce üzerindeki noktaları saydı. “Bu sıradaki beşinci taş ev” dedi.

Hızla ilerleyip taş eve girdiler. İçini aydınlatmak için hafif taşlar kullandılar ve ardından tabutun kapağını açtılar. Dikkatlice inceledikten sonra hiçbir şey bulamadılar.

"Yeşim tabutun altında olabilir mi?" Xiao XuanQin dedi.

Qin Yun, taş levhaya çarpmadan önce ağır yeşim tabutu uzaklaştırmak için hemen zihin enerjisini kullandı.

“Bu taş evi zaten araştırdık. Haydi bir sonrakine bakalım.” Xiao Xuanqin, "Canavar derinizde işaretlenmiş bir düzineden fazla hedef var. Sabırla gidip tek tek inceleyeceğiz; mutlaka bir şeyler bulacağız.”

Qin Yun başını salladı ve onunla birlikte taş evden çıktı. Bir sonraki hedeflerine doğru yola çıktılar.

Sonraki dört ila altı saat içinde on iki taş evi dikkatle incelediler ama hiçbirinde bir şey bulamadılar. Şu anda sadece üç taş ev kalmıştı.

On üçüncü taş evi inceleyip ağır yeşim tabutu kaldırdıklarında yerdeki taş döşemelerin biraz farklı olduğunu keşfettiler. Özellikle fayanslara sopayla vurulduğunda ses 'bang bang bang' çıkıyordu, bu da yerin boş olduğu anlamına geliyordu.

"Bir şey buldum!" Qin Yun tüm taş tabletleri yerden kaldırırken çok mutluydu.

Taş kiremitleri kaldırdı ve altında, içine altın bir anahtarın yerleştirildiği boş bir çukur gördü. Altın anahtarı havaya kaldırmak için zihinsel gücünü kullandı.

Anahtarın şekli ilk girdiklerinde kullandıklarına benziyordu. Özel bir kapıyı açmak için kullanıldığı belliydi.

"Bu anahtar nereye gidiyor?" Xiao Xuanqin sordu.