Dokuz Güneş Tanrısı 2

Bölüm 347

DOKUZ GÜNEŞ TANRISI
Pubfuture'ın reklamları

Zi Qingcheng çevresine baktı. Başlangıçta burası ağaçlarla doluydu ama şimdi karmakarışıktı.

Geçmişin tehlikelerini düşündüğünde, içinde kalıcı bir korku hissetti. Neredeyse korkunç bir ölümle ölecekti.

Qin Yun gidip dövüş do almı yetiştiricilerinin dövüş ruhlarını çıkardı. Bunlar aşağı dövüş ruhları olsa da, çok uzun süre saklanabilirlerdi. Gelecekte faydalı olabilirler.

“Qin Yun, sen de yaralanmadın mı!? Benimle gel!” Zi Qingcheng bunu söyledikten sonra, Qin Yun'un kaçacağından endişe ederek aceleyle elini tuttu.

Qin Yun gerçekten de oldukça yorgundu. Hızlı koşmasına rağmen, biraz da acı çekmişti.

"Nereye?" diye sordu.

"Seni iyileştirmeye götüreceğim!" Zi Qingcheng, havada uçarken Qin Yun'u çekti.

Menekşe Ruh Yıldız Sarayı'nın tam ortasında küçük bir göl vardı.

Göldeki adada çok sayıda mor çiçek ve ağaç vardı. Çok güzel bir mor bahçeydi.

Bahçede üç katlı bir bina vardı.

Bu Zi Qingcheng'in köşküydü!

Zi Qingcheng, Qin Yun'u birinci kata ve birkaç koridordan geçerek yer altı merdivenlerine getirdi.

Çok geçmeden, yumuşak beyaz bir ışıkla dolu taş bir odaya vardılar.

Taş odanın içinde beş-altı metre genişliğinde dairesel bir havuz vardı.

Havuzdaki su mor renkteydi ve mor bir sis yayıyordu!

“Kardeş Buharlı Çörek, sanırım seni iki kere kurtardım, değil mi?” Qin Yun havuzun başında durdu ve gülümseyerek söyledi.

"Bana Kızkardeş Buharda Pişmiş Çörek demene izin verilmiyor!"

“Abla Buharda Pişmiş Çörek, Abla Buharda Pişmiş Çörek, Abla Buharda Pişmiş Çörek…” Qin Yun birkaç kez bağırdı. O kadar öfkeliydi ki Zi Qingcheng ayaklarını tekrar tekrar yere vurdu.

"Doğru, beni iki kez kurtardın! Şimdi, sana Menekşe Ölümsüz Göletim'e girmene izin vererek karşılığını vereceğim!" Zi Qingcheng konuşurken havuzu işaret etti.

Qin Yun havuza baktı ve kaşlarını çatarak, "Bu Havuz çok güçlü mü?" diye sordu.

"Elbette güçlü. Görünüşüm yaşlı değil, bu Mor Ölümsüz Gölet'e güveniyorum! Sadece yaraları iyileştirmekle kalmıyor, aynı zamanda Dao Bedenini de yumuşatabiliyor!"

"Bu benim sırrım!" dedi Zi Qingcheng kayıtsızca.

"Peki bütün bu suyu nasıl elde ettin?" Qin Yun tekrar sordu.

"Endişelenme. Aşağı mı iniyorsun?" Zi Qingcheng yumuşakça homurdandı.

Qin Yun dudaklarını kıvırdı ve şöyle dedi: "Soyunacağım. Arkanı dön!"

Zi Qingcheng'in yeşim taşı gibi yüzü, aceleyle vücudunu döndürdüğünde kızardı ve ancak bir 'putong' sesi duyduktan sonra geri döndü.

"Nasıl hissediyorsun?" diye sordu hemen.

Qin Yun bunu hafifçe hissetti ve havuzdaki enerjinin çok özel olduğunu fark etti. Dokuz güneşin ruhsal enerjisinden biriydi.

Dokuz Yang Enerjisi'nin tek bir türü olmasına rağmen, sıvıya dönüştürüldüğünde çok önemli bir katkısı oldu.