Dokuz Güneş Tanrısı 2

Bölüm 302

DOKUZ GÜNEŞ TANRISI
Pubfuture'a göre reklamlar

Qin Yun da Lan Huayu'ya şaşkınlıkla baktı. Birinci sınıf kemik çeliğini dövdüğünü bilmiyordu!

"Kıdemli Lan, bunun doğru olduğundan emin misin?" Birisi şüpheyle sordu.

"Doğru ama bu en düşük kalitede, üst sınıf bir kemik çeliği. Ancak bu, yüksek dereceli kemik çeliğinden çok daha iyi!" Lan Huayu, tecrübesiyle yanılacağından çok emindi.

O anda birçok Yazıt Ustası oraya doğru yürüdü ve birkaç yüz jin ağırlığındaki birinci sınıf kemik çeliğini birer birer aldı. Birbirleriyle temas kurduktan sonra suskun kaldılar ve koltuklarına ancak utanç içinde dönebildiler.

Onlar, bu gururlu yaşlı Yazıtçılar, aslında küçük bir şeytan tarafından aşılmışlardı!

"Hımm!" Ji Kailin de kıskançlıkla homurdandı. O da bir Yazıt Ustası olmak istiyordu ama böyle bir yeteneği yoktu.

Yazıtları öğrenmek onun kıskandığı bir şeydi!

Lan Huayu diğer Yüksek Dereceli Kemik Çeliklerini tartmayı hızla bitirdi.

Qin Yun'un altında en ağır olanı üç yüz jin'den biraz fazlaydı. Qin Yun olmasaydı onun standartları çok yüksek sayılırdı.

Lan Fengjin tarafından dövülen Yüksek Dereceli Kemik Çeliği 260 jin ağırlığındaydı ve oldukça iyiydi. Yedinci sırada yer aldı!

"Bu turun rekabeti sona erdi. Qin Yun birinci sırayı aldı. Mavi Ruh Aziz Sarayı'nın orta dereceli Ruh Yazıtları olan Rüzgar Kontrol Yazıtı ödülünü aldı!" Lan Huayu bunu yüksek sesle duyurdu ve birçok Yazıt Ustasının Qin Yun'a kıskançlıkla bakarken şaşkına dönmesine neden oldu.

Rüzgarı Kontrol Eden Yazıt çok pratik bir yazıttı.

Eğer bazı ekipmanlara oyulmuş olsaydı uçabilirdi. Eğer bunu aynı ekipmanın üzerindeki uçan canavar totem yazılarıyla birleştirirse daha hızlı ve daha iyi uçabilirdi.

Birçok Yazıt Ustası için, düşük dereceli bir Rüzgar Kontrol yazıtı elde etmek bile kötü değildi, hele orta dereceli bir yazı!

Herkes Mavi Ruh Aziz Sarayının ne kadar cömert olduğuna gizlice hayret ediyordu. Rüzgar Kontrol Yazısı ilk turda ödüllendirilseydi ikinci turda ne olurdu?

Qin Yun canavarın derisini aldı ve ona bakmadan sakladı. Daha sonra hemen teşekkür etti.

İlk tur bittikten sonra kalabalık, yüzlerinde her türlü şok ifadesiyle ana salonu terk etti.

Qin Yun çok yorgundu. Zhuo Chuan'ı Lan Huayu ormanına kadar takip etti.

Küçük bir eve döndükten sonra Qin Yun aceleyle odasına girdi ve hızla uykuya daldı.

Lan Huayu ve Lan Fengjin geri döndüğünde, Zhuo Chuan'ın girişin yanındaki taş sandalyede oturduğunu gördüler. Qin Yun tarafından dövülen birinci sınıf kemik çeliğine bakıyordu.

"Yaşlı Zhuo, eğer sen olsaydın, bu kadar kısa bir sürede birinci sınıf kemik çeliğini yüksek kaliteli malzemelerden dövebilir miydin?" Lan Huayu yüzünde bir şaşkınlık iziyle sordu.

Zhuo Chuan başını salladı. "Bilmiyorum. Hiçbir zaman bu tür şeylere odaklanmadım. Mümkün olsa bile Qin Yun'a yetişemeyebilirim!"

Lan Fengjin şaşırdı, "Bunu bile yapamıyor musun? Bunun senin için kolay bir iş olacağını düşündüm!"

Lan Huayu kaşlarını çatarak şöyle dedi: "Bunu yapabilirim ama en fazla yalnızca altı yüz poundluk birinci sınıf kemik çeliğini dövebilirim. Qin Yun'dan çok daha güçlü değilim. Çünkü başlangıçta ondan daha güçlüyüm. Eğer benim uygulamama sahip olsaydı kesinlikle beni geçerdi!"