Dokuz Güneş Tanrısı 2

Bölüm 358

DOKUZ GÜNEŞ TANRISI
Pubfuture'ın reklamları

Yue Sha, normalde nazik olan Prenses Yuemei'nin sırtına birkaç iğne batıracağını gerçekten beklemiyordu.

Xiao Yuemei'nin elindeki iğne de sıradan bir iğne değildi. Yue Sha'nın bedenine saplandı ve Yue Sha'nın Dao çekirdeğini mühürledi.

"Prens Sha, nasıl hissediyorsun?" Xiao Yuemei kıkırdadı, bir sürü demir zincir çıkardı ve Yue Sha'yı bağladı.

Yue Sha, kederle haykırırken kıyaslanamaz bir şekilde dehşete kapılmıştı, "Prenses Yuemei, ne yapıyorsun? Seni asla gücendirmedim ve sana karşı çok iyiyim!"

Xiao Yuemei sandalyeye oturdu, bacak bacak üstüne attı ve tatlı bir şekilde gülümsedi: "Sen köpek, hayvanlar kadar iyi olmayan birçok şey yaptın, seni öldürmemin sebebi gökler adına!"

“Ben… Bir hayvandan daha kötü ne yaptım?” Yue Sha biraz sinirlendi, “Eğer beni öldürürsen, Yue Wu Ulusu kesinlikle bu konuyu Xiao Wu Ülkenle sonuna kadar takip edecektir. Hatta iki ülke arasında bir savaşa bile neden olabilir!”

"Xiao Wu Ülkesi prensesi olmadığımı söylersem, bana gerçekten inanır mısın?" Xiao Yuemei Aynalı Savaş Ruhunu çıkarıp Yue Sha'nın karnına koydu. "Ne tür kötü şeyler yaptığını dikkatlice düşün."

Yue Sha bunu düşündü ve sonra şöyle dedi, "Hançer atma pratiği yapmak için yaşayan insanları kullanmamla ilgili olabilir mi? Yoksa binlerce işe yaramaz köleyi mi yakıyorum?"

"Görünüşe göre çok fazla iğrenç şey yapmışsın!" Xiao Yuemei aynasına bakarak şöyle dedi: "Dövüş ruhun fena değil, Platin Rüzgar dövüş ruhu, zar zor idare eder!"

Yue Sha öfkeyle, "O köleler artık işe yaramaz. Onları yakarak öldürmezsek, ölmelerini mi bekleyeceğiz? Ben hançer atma pratiği yapmak için yaşayan insanları kullanıyorum ama hepsi dövüş sanatları çalışamayan işe yaramaz insanlar. Bunda ne yanlış var? Ben bir Dövüş Kralı'nın oğluyum ve onlar benim ellerimde ölebilirler!!" dedi.

Pat!

Xiao Yuemei bunu duyduktan sonra Yue Sha'nın yüzüne tokat attı ve öfkeyle bağırdı, "Yeter! Şimdi ellerime düştün, benim gözümde sakattan farkın kalmayacak. Seni istediğim gibi öldüreceğim! Tıpkı senin o insanları öldürdüğün gibi!"

"Cesaret mi ediyorsun... Ben bir Savaş Kralının oğluyum!" diye kükredi Yue Sha: "Kuzey Ruh Şehri'nde ölürsem, kesinlikle kaçamayacaksın!"

Xiao Yuemei kısa bir kılıç çıkardı ve Yue Sha'nın boynunu kesti!

BOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO!

Yue Sha'nın bilincinin kontrolü altında, güçlü bir güç patlayarak bu küçük binayı yok etti!

Qin Yun ve Xiao Yuemei şiddetli patlamanın etkisiyle havaya uçtular ve harabelerin arasında kaldılar.

"Biri beni kurtarsın!" diye bağırdı Yue Sha.

Xiao Yuemei, Yue Sha'nın vücudunda bu kadar güçlü bir eşya olmasını beklemiyordu. Elini sallayarak iğneleri aldı.

Aslında gitmeyi planlamıştı ama aniden Savaş Dao Diyarı'nın birkaç güçlü aurasını hissetti. Hepsi Savaş Dao Diyarı'nın beşinci veya altıncı seviyesindeydi.

Qin Yun aceleyle uçup Xiao Yuemei'yi yakaladı. Gölge Gücünü onun vücuduna aşıladı ve karanlıkta saklanmasına izin verdi.

Xiao Yuemei, Qin Yun'un aurasını hissetti ve hoş bir şekilde şaşırdı. Direnmedi.

Qin Yun, Xiao Yuemei'yi getirdi ve villadan uçarak çıktı. Karanlık bir sokaktan hızla geçip sessizce hana geri döndüler.

Odasına döndükten sonra Qin Yun, Xiao Yuemei'yi yere bıraktı.