Geceleyin kuşların sessizce uçuştuğu sakin zamanlar gibi ruhumun sessiz kalıp seni düşünmesi gibi yalnız olan duyguların uçup gitmesi kadar ağır olan samimiyetsiz insanların dengesi kadar yorgunum. Ruhumun gıdasının senin kadar tatlı olmadığı için üzgünüm. Aslında herşeyin ile mutlu edip kendini benim ile paylaşarak mutlu edebilirdin. Sana çok fazla gelen o kalbi sağa sola dağıtmak yerine o yükü beraber taşıya bilirdik. Ne mutlu ederdin beni. Sesinin tenime yapışması gibi. Var sayalım bunları duyguların gece geç vakitlere kadar bir kalpten tüm damarlara yayılması gibi karamsar olup içimizi yercesine uyuyalım. Senin yokluğun bana koymaz desemde aklımdaki sen düşüncesini hep bir kenarda oturtup geceleyin almam onu beslemem de senin düşüncelerini yanıltmasına engel değil. Nereden bilebilirsin ki tek taraflı duygularımı. Ruhumu tanıman yardımcı olurmuydu sana? Tekrar seni düşüneceğimi anlayabilirmiydin her güneşin doğduğunda veya battığında güzelce off diyip arkanı dönüp gitmezmiydin. Düşünmek ruhuna işlemeliydi senin tenine dokunan bir erkekten soğumalıydın bence ruhunu taş edip denize atıp kaç sektiğini düşünür gibi olmamalıydın. Aşkı başka yaşamalıydın sevgi dolu,mutlu,huzurlu barışçıl neden bunları denemedik. Hep kafamızda olan düşünce ' nede olsa buda gidicek' ile az da olsa teselli ettik ruhumuzu, ya bedenimizi? O pamuk ellerinin değmediği tenimi cezayir menekşesi gibi açan yüzünü.
Çok garip geliyor bu duygular şimdi çok uzakta olman engel gibi aşkı başka yaşayamadık sende kokunu başka kişilerde aramak gibi nefissiz oldu bu beden. Oysaki biz eştik,eşsizdik sevgiliydik,yol arkadaşıydık, düşünceli ve huzur verendik. Yavru bir kuş gibi çırptık kanadımızı yerden göğe uzanan up uzun yola saldık bir birimizi şimdi git ara ucunu gökyüzünün ulaşılmaz derinliğinde.