Taş devrinde , taşa aşık olmuş taş kalpli kadın gibiydin bende. Yaptığım her şey itici yazdığım şiirler kafiyesiz ve de haykırışımı duymaksızın ilerlemek yordu beni. Çok fazla içimde sen tüketmem kıskandırsa da insanları, bir köşede düşündürmek zihnimi karalıyordu. Ne garip geliyor bu duygular şimdi. Değişen güzelleşen Dünya da boşa çizilen yollar gibi ulaşılmaz oluyor aşk. Yürünen kaldırımların eksik taşları gibi göze batıyor sevgi, artık yaşlanıyor Dünya aşkı bile göremiyor, sevgi eriyor, hasret yükseliyor. Hasret içinde boğulacak insanlar. Aşk bitecek Dünya bir kez daha katledecek aşıkları.
Sözlerin ceylan derisine yazıldığı zamanlara dönmek istiyorum , halk ozanlarının sürükleyici şarkıları gibi o küçük yüreklere aşkı aşılamak istiyorum. Modernleşen aşkları sınamak yerine saf bir aşk istiyorum belkide. Üzülen kalbin ferah bir gökyüzüne kavuşması ve de okunan gazellerin yüreğimize işlemesini. Çok şey istemiyorum değil mi? Söylediklerim sadece bir avuç mutluluk.
Asırlar dır süren aşklar için, yıllarca benim olurmusun?