Gözlerine ay ışığı vursun sevglim,karlı dağlarda ağaç gibi kuru olsun düşlerin, bozkurtlar sabaha doğru uyandırsın bizi titretsin korkusu ,sen beni o zaman gör. Islansın kaldırımlar, baştan yazılsın kaderler, susturulsun kalpler konuşturulsun rüyalar. Daha bir huzur versin çiçek bahçeleri,aşkı tazelesin papatyalar,kopsun yaprakları yeniden seviyor desin polenleri ve yeniden canlasın düşlerin hayata altın kaplama bir pencere ile bakalım daha bir değerli kılar belkide hayatımızı. Güldüren düşünceleri en iyi dost ile bir kahva masasında hatırları döktüğümüz an toparlayıp bir noktaya dalmak gibi geriye döndü zihin, daha bir geçmiş. Ne kadarda güzel geliyor anılar, güzel kılan kişilerden ayrıyken. Elimde olmayan birşeyi kalpte taşımam engel oluyor hayatıma,acı çektirmesi ise cabası, onu düzeltmek ise solduruyor çiçek bahçelerini hep bir bahçivan emeği gibi yeşerse de,yeniden dalları hep bir genç kalp tarafından koparılıyor, yeşermesi çok çabuk olsada izi kalan yaraların üstüne yara bağlamak alttaki yarayı acıtıyor aslında. İzi kalmış hayatın izini kaybetmek söndürse de aşkın ışıklarını,hep bir dağın arkasında doğdururdu güneşi akşam ise küstürsede güneşi ay , ay ışığı vurmuş gözlerin bozkurt gibi doğardı içime.