Ağlamak seni geri getirmiyecek biliyorum. İnatla gözlerimin bu konuyu hatırlatması çok saçma . Belki de kaldırımlara dökülen yağmur damlalarına heves etmiştir göz bebeklerim,her içime dökülen tuzlu suları benimsemiştir. Neden tatlı kılan şeyler acı veriyor hayatımıza? Kıymet bilmeyen sözlerimizi şiirlere yazmakmı bozuyor düzeni ya da rediflerimi tam aşk havasına katamıyoruz. Anlamış değilim bu düzensiz hayatı, boş yere dile getirilen imkansız aşkları platonik bir şekilde benimseyerek yaşayan insanları. Tek taraflı duygu işte acının bir tarafı siyah o bir tarafı ise bembeyaz , biz siyahtan devam edelim olurmu?
Aşk temel isterdi belki de önce yeni doğmuş bir bebek gibi hafif esintili rüzgardan korumak, gece onun için uyanıp sabaha kadar yalnız hissettirmemeye çalışmak. Zor geliyor bu duygular eller bomboş ken suya atılan yalnızlık demirleri batırıyor bizi. Hep bir özlemde boğuluyor birimizi. Hisler yenik düşüyor mavi derinliklere , iç açıcı olsada dibi kavuşmak için bahane arıyor hisler.
Şimdi ise kısa devre yapsın kalbim,ışıklar sönsün , kapansın kapılar,sular durulsun, yeni bir söz yazıcam sana ellerim inatla dökülsün kağıtlara, yaşlanan kalbim gülsün, ağır bir aşk karanlığı ile tüm hisler çoğalsın dağılsın gözlerimde gülüşler kaybettiğim kalbin geriye dönsün dalga geçeyim yalnızlıkla kül olsun hayat, baştan yazılsın aşk.