Not: Selam dostlarım :)) Yeni bölüme geçmeden önce söylemek istediğim birkaç şey var. :))
*Yorum ve voteler için çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız. Umarım zamanla daha da artarsınız ve daha çok yorum yaparsınız.
*instagram hesabım: nurakyol.123 (Takip etmeyi unutmayınız. : ))
Ve bu bölüm çok değerli sıra arkadaşım Pika için. :)) Seni seviyorum bebek!! Her zaman yanımdasın. Teşekkürler <3
Anıl ile bana göre bir asır size göre iki saniye gibi bir süre sadece bakıştık. Muhtemelen gözlerim yuvalarından fırlayacak kadar açık. Sinirlendiğim zamanlar biraz çirkin olurdum. Gözlerimi pörtletir, oradan nasıl beceriyorum bilmem ama alev atabilirdim.
Sinirlenmiştim, evet. Dünyanın en çaresiz insanı gibi hissediyordum, buna da evet. Her şeye evet!
Arkadaşlarıma yapacağım açıklamayı düşünürken elimi geri çekip iki kere salladım. Okkalı bir tokat atmıştım. Elim yanıyordu, itiraf ediyorum. Anıl hala olduğu yerde erimekten yana doğru kaymış mum gibi dikiliyordu. Özür dilememi bekliyorsa daha çok beklerdi!
''Soruma cevap versene!''diye bağırdım. Dışarıdan tam bir cadaloz gibi görünüyor olabilirdim, buna emindim. Kaşlarımı çatmış, rengini her zaman çok sevdiğim kahverengi saçlarımı geriye savurmuş, bir elim belimde öfkeli bir şekilde Anıl'a bakmakla meşguldüm. O ise hiç tepki vermiyordu. Şoka falan mı girmişti acaba? Az önce kızların yanında gayet güzel gülüp konuşuyordu!
Birkaç dakika daha bekledim. Sabırlı ol Aslı, dedim. Birazdan konuşur, dedim. Yok!
Keyfin bilir cicim.
Kıymetli vaktimi daha fazla boşa harcamamaya karar verdiğimde sinirlerim iyice tepeme çıkmıştı. Her şeye Anıl sebep olmuşken vicdan azabı çekmem ne kadar normaldi?
Kızların yanına dönmek için yürümeye başladığımda artık her şey için çok geçti. Sanırım onu bir daha hiç görmeyecektim. Böylece büyük bir sorundan da kurtulmuş olacaktım. Arkadaşlarıma henüz ne diyeceğimi, nasıl açıklama yapacağımı tam olarak karar vermemiştim. Artık bir şeyler uyduracaktık. Başımın çaresine bakabilirdim.
Yanından geçmek üzereyken kolumdan tuttu. Hadi ama! Kolumun bağımlılık yapma gibi bir yeteneği vardı da ben mi bilmiyordum. Anıl'ın eli tarafından tutulup durduruluyordum. Bunun başka bir açıklaması kesinlikle olamazdı. Bağımlılık yapan bir kol... Kulağa çok saçma geliyordu.
Yüzüne baktım. Göz göze gelmeyi elbette beklemiyordum. Anıl bana öyle bir bakıyordu ki kutup ayısı olsa renk değiştirir panda olurdu. Hipnotize olmuş gibi gözlerine bakarken Anıl diğer elimde sıkı sıkı tuttuğum telefonumu aldı ve bir şeyler yazmaya başladı. Bu sefer sessiz kalıp ne yapmaya çalıştığını düşündüm. Telefonumu izinsiz aldığı için başının etini yiyebilirdim ama bunu yapmadım. Sadece beş dakika 29 yaşında bir kadın gibi olgun görünsem hiç fena olmazdı.
Telefonumu bana geri verdiğinde ekrana baktım.
''Seçim senin Aslı. İstersen ararsın. Bende derdimi anlatırım.''
Telefon numarasını yazmıştı.
Anıl giderken neden arkasından baktığımı bilmiyordum. İçimi garip bir duygu kaplamıştı ve ben bundan hiç hoşlanmamıştım. Seçimi bana bırakması can sıkıcıydı. Evlenmek isteyen ben değildim oydu.
Ekrana ne kadar süre baktım bilmiyordum. Aklımdan belki de trilyonlarca kez numarayı silip hayatıma devam etmeyi geçirmiştim. Bir şey beni engellemişti. Bu elbette merak duygusuydu. Hiçbir zaman kim olduğunu bilmediğim bir atamız 'Adamın başına ne gelirse meraktan gelir.'demiş acıma tuz biber de ekivermişti. Tamam, haklı olabilirdi ama yine de numarayı silmeyecektim. Denemediğimi mi sanıyorsunuz? Tam iki kere gözümü kapayıp sil tuşuna basmaya çalıştım. İkisini de yanlış yerlere isabet ettirmiştim ve sonuç numara silinmemişti. Dünyada benim kadar beceriksiz bir insan daha yoktu. Mutsuzdum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aranan Anne Bulundu! | Tamamlandı
HumorHayata, dertlere, sıkıntılara kısa bir mola! Azıcık gülmek isteyenler buraya :)