Not: Selam dostlarım :)) Yeni bölüm nihayet sizlerle. Çok geç kaldı farkındayım. Yazdım aslında ama beğenmeyip sildim. Güldürücü öğe yoktu içinde ve sıkıcı bir bölüm olmuştu. Bu ara komedi yazarken biraz zorlamıyorum kusura bakmayın ;)
Bölümümüzün kurtarıcısı @yazar-prenses Bana ilham oldu diyebiliriz.
Multimedia: Aslı'nın rüyasında gördüğü yer.
instagram: nurakyol123
Keyifli okumalar dilerim. Yorumlarınızı esirgemeyin lütfen ve yıldıza basmayı da unutmayın. :)
Çıplak ayakla çimenlere basarak yürüyordum. Toprak kötü enerjimi alıp götürüyor bedenimi nötrlüyordu. Ayağımın altındaki zemin yumuşaktı. Çimler gıdıklanmama neden oluyordu. Neredeydim? Burası çok güzel bir yerdi.
Biraz daha ilerlediğimde iki katlı küçük bir ev gördüm. Hayallerimdeki gibi ahşaptı. Pembe panjurları vardı ve oldukça sevimli görünüyordu. Sağ tarafta minik bir oyun parkı, sol tarafta ise benim emektar pembe vosvosum... Burası gerçekten benim evim miydi? Hayallerim sonunda gerçek mi olmuştu?
Oyun parkının olduğu taraftan sesler geliyordu. Orada kim vardı?
Oraya doğru koştuğumda karşılaştığım manzara dilimin tutulmasına neden olmuştu. Salıncakların bulunduğu alanın önüne çıkmıştım. Anıl'ın sırtını görebiliyordum. Salıncakların ikisi de doluydu. Birinde sesinden tanıdığım Gaye vardı. Diğerinde sarı kafalı bir erkek çocuğu. Yüzünü tam olarak net göremiyordum. Burada neler oluyordu?
Aniden arkasını dönen Anıl, yüzüme bakıp gülümsemişti. Adımlarını bana doğru yönlendirdiğinde yüzünde daha önce hiç görmediğim ışıltılı bir gülümseme vardı. Beni kollarımdan tutup sabitledi ve kendine yaklaştırdı.
"Kızımız ve oğlumuz acıktı hayatım. Nerelerdeydin?"
Ha? Anlamadım. Pardon?
Ben daha az önce kurduğu cümleye bir anlam yükleyememişken yüzüme iyice yaklaştı ve...
Höst!
Yerimden sıçramamla yataktan yere hızlı bir iniş yapmam aynı anda olmuştu. Kalbim göğüs kafesini delecek kadar hızlı atarken zaman, mekan -her bir şeyin- kavramı birbirine karışmış, ortaya çorba kıvamında iğrenç bir şey çıkmıştı. Neler görmüştüm ben öyle!
Nihayet otel odasında olduğumu ve az önce yaşadıklarımın sadece ve sadece bir rüyadan ibaret olduğunu anladığımda derin bir nefes alarak şükür duası etmiştim. Az önce yataktan yere gizli bir uçuş yapmıştım. Allah Allah canım acımamıştı. Önceki tecrübelerime dayanarak ve düştüğüm pozisyonu hesaba katarak söylüyorum, çanak kısmımın
pert olması gerekiyordu. Acıdan kıvranıyor olmam ve yaygarayı koparmam için en uygun zamandı ama cidden tek hücrem bile acı çekmiyordu. Bu işte bir terslik vardı. Yakında nasılsa kokusu ortaya çıkardı.
Altımdaki zeminde bir yumuşaktı var ya sormayın gitsin. Yere benzemiyordu hiç. Neyin üstüne düştüm ben acaba? Bu kadar yumuşak halı üretiliyor muydu? Bizim eve de lazımdı bir tane bu halıdan. Her kabus gördüğümde aynı şey oluyordu. Beni sakatlanmaktan kurtaracak bir şeye ihtiyacım vardı. Yatağın hep en köşesi ve ucunda uyurdum. Hal böyle olunca ani bir sıçrayışla yere kapaklanıyordum tabii. Bu huyundan vazgeçemiyordum. Aslı'nın vazgeçemediği daha ne tuhaf huyları vardı bir bilseniz!
Aslı'nın çok ama çok geniş de bir bilinçaltı vardı dostlar! Az önce rüyasında neler neler görmüştü. Olacak iş değil hani.
Anıl'ın beni öptüğünü bile görmüştüm. Hem de nereden! Dudaklarımın yandığını hissediyordum. Utanmıştım. Allah seni ne yapsın Aslı bilmem ki! Rüyanda görecek başka bir şey mi bulamadın? Hele o çocuk. Ay çok tatlıydı ama. Aynı Anıl'a benziyordu. Arkadan gördüğüm kadarıyla çok şekerdi. Anıl'ın bilmediğim bir çocuğu daha mı vardı? Kalbim buna dayanmayabilirdi. Yoksa... O çocuk... Sacmalama Aslı! Yine uçtun. Ev çok güzeldi ama be. Hayallerimdeki gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aranan Anne Bulundu! | Tamamlandı
HumorHayata, dertlere, sıkıntılara kısa bir mola! Azıcık gülmek isteyenler buraya :)