18. Bölüm

30K 1.8K 63
                                    

Yeni bölüm sizlerle. 

Keyifli okumalar dilerim. Lütfen vote yapmayı ve yorum yazmayı unutmayın. : ))

Multimedia: Gaye

Akşam olmak üzereydi. Bir bankta oturuyordum. Güneş batıyordu. Gökyüzü kızıla boyanmıştı. Sahilde uzun bir tur attıktan sonra bir banka yığılmıştım. Yorgundum, mutsuzdum. Deniz manzarası enfesti. Dalgaların sesine kendimi kaptırıp gitmişken yanıma biri oturdu. Kaşlarımı çatıp başımı çevirdim ve gelenin kim olduğuna baktım. Nisa'ydı.

"Aşk böceğimiz gelmiş hoş gelmiş."dedim zoraki bir şekilde gülmeye çalışarak. Kafam karmakarışıktı. Hem bedenim hem de ruhum yorgundu. Ne yapacağını bilmez bir halde öylece oturuyordum işte. Elimden gelen tek şey buydu. Eve mi gitseydim? Nasıl gidebilirdim! Anıl ile yüz yüze gelmek istemiyordum ki.

"Burada ne yapıyorsun şapşal!"dedi Nisa yanıma biraz daha yaklaştı. Ona doğru kaydım bende. Aramızdaki mesafe yok denecek kadar azalmış oldu. Şapşal? Kesinlikle şapşaldım ben.

"Şapşal şapşal geziniyorum işte. Hayat zor be Nisa!"diyerek dert yanma moduna ani bir geçiş yapmıştım ki yanımdaki vatandaş benden daha dertli çıktı.

"Valla zor be Aslı! Bezdim, tükendim."

Ani bir hareketle başımı tekrar çevirip garip bir yüz ifadesiyle, kaşlarımı yukarı doğru kaldırarak ona baktım. Sende mi bacım! Oldu mu bu şimdi? Hönküre haykıra ağlarken beni teselli etmen gerekirdi. İkimizde ağlayacağız birazdan. Birbirimizi mi teselli edeceğiz? Tam bir saçmalık!

"Hakan bir şey mı yaptı yoksa? Söyle hemen! Son duasını etmesine fırsat bile tanımayacağım. Onu çiğ çiğ yiyeceğim! Önce fırına verip ızgara yapacağım. Çiğ çiğ mideme oturur."diyerek oturduğum yerden fırlamış, ayağa dikilmiştim. Bariz bir şekilde cinayet işleme isteğim hat safhaya ulaşmıştı ki Nisa kolumdan tutup banka beni yerime geri oturttu. Ama neden? Tam takım hazırken neden?

"Saçmalama Aslı. Hakan bana ne yapabilir?"dediğinde durup düşündüm. Gerçekten kuzenim Nisa'ya ne yapabilirdi?

"Kanatlı melek değil sonuçta. Adı üstünde erkek. Her an, her şeyi, her türlü yapabilir!"diyerek tezimi savundum yine de. Kolay kolay çürümeye niyetim yoktu.

"Of!"

Nisa'yı iki dakikada canından bezdirmiş miydim bana mı öyle geliyordu? Arkadaşım 'kara bahtım kör talihim' evresine geçmiş, başını duvarlara vurma boyutunu benimsemişti. Ne söyledim ki şimdi yani? Bu kadar kızmaya ne gerek var! Hep ben suçlu oluyorum zaten.

"Senin için buradayım canım arkadaşım benim."diyen çok sevgili dostum bir de ahtapot gibi sarmıştı beni. Bu işte bir terslik vardı ama neydi o terslik acaba? Sanki buna ihtiyacım varmış gibi gözlerim buğulanmaya başlamasın mı! Ağlamak da nereden çıktı şimdi?

"Altı ay dedi Nisa ya. Altı ay evli kalacakmışız. Arabama hakaret etti. Vosvosuma 'külüstür' dedi. İnanabiliyor musun? Söylemiştim ben. Arabam şans getirir demiştim. Dinlemedi bak böyle oldu işte. Her an ölecekmiş gibi hissediyorum."

Ağzıma gelen her şeyi söylemiş olmam kuş gibi hafifletmişti. Nisa ile dertleşmek her zaman mükemmel hissettirirdi. Arkadaşım diye söylemiyorum bedava psikiyatrist hizmeti görüyordum. Hakkı ödenmezdi.

"Kalp ağrısıdır o canım kalp ağrısı."dediğinde geri çekilip boş boş yüzüne baktım.

"Kalbim rahatsız değil benim. Gayet sağlam tamam mı?"
Nisa sinirle birkaç derin nefes alıp verdi. Yine kızmıştı. Gülerek yanıma yaklaşıp parmaklarının ucuyla yanaklarımdan akan yaşları sildi. Gerçekten ağlamıştım. Mükemmel!

Aranan Anne Bulundu! | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin