21. Bölüm

26.9K 1.7K 120
                                    


Telefonumun şarjı biterse, insanlar arayıp da ulaşamazsa Aslı biraz mahcup duruma düşebilir! Anıl'ın yanından kaçarcasına uzaklaşmayı başardığımda soluğu prizlerin herhangi birinin başında almıştım. Telefonumu şarja taktığımda yoğun bir bildirim trafiği ile karşılaşmıştım. Anıl'dan başlayıp anneme, kız kurusu yoldaşlarıma kadar uzanan ve kuzenim Hakan ile sonlanan uzunca bir liste vardı elimde. Her biri en az on en fazla elli kere aramıştı ki Anıl başarıyla rekoru kıran vatandaş olmuştu. Gerçekten elli kere aramıştı!

Derin bir nefes alıp kız kurusu yoldaşlarımdan başladım telefon görüşmelerime. Birini arasam yeterdi zaten. Organize bir örgüttük biz. Birimizin haberi olursa hepimizin haberi olurdu. Kimi çekebileceğimi hesaplamak sandığımdan biraz daha uzun sürmüştü. Neden mi?

Sibel'i arasam beni çenesiyle boğabilirdi.

Burcu'yu arasam beni çenesiyle öldürebilirdi.

Aysel'i arasam kafam kaldırmazdı.

Dilek desen konuştuğundan anlamıyordum ki. Tıbbi terimler kullanarak zekama hareket ediyordu! Üstün zekalı insanlar grubunun lideri olarak anlamadığım tek şey tıp ve absürt terimleriydi. Latince'den ayrıca nefret eder olmuştum ya neyse!

En iyi seçenek Nisa'ydı. Canım arkadaşım! Nasıl da özlemişim, burnumda tüttü!

Gücümün tamamını toplayarak gözleri yeşertecek tarzda bir cesaret performansı sergileyerek arama tuşuna bastım. İkinci kere çalmadan açtı. Telefonun başında mı bekliyordu? Kesinlikle bekliyordu!

''Sen o telefonu cebinde süs olarak mı taşıyorsun?'' ile başladı nutuğa. Uzun süreceğini tahmin edip telefonumu yatağın üzerine bıraktım. Üzerimi değiştirdim, eşofmanlarımı giydim. Saçımı topladım. Etrafı düzenledim. Baktım Nisa hala konuşuyor! En az konuşan arkadaş dedik, arayalım dedik hepsinden geveze çıktı!

''Nefes al kuzum.''diyerek manidar bir ses tonuyla araya girdim. Karşıdan gelen ses kesildiğinde içten içe rahatlamıştım. Yordun beni Nisa! Allah iyiliğini versin Nisa! Hakan'a da böyle yapıyorsan Allah kuzenime de sabır versin Nisa! Çok yaşa sen emi Nisaaa!

''Neredeydin Aslı? Merak ettik.''

Asıl meseleye en sonunda gelebilmiştik. Neredeydim? Bu kadar tantananın tek sebebi nerede olduğumu bilmemesiydi. Nerede olabilirdim? Ömrümü yedin, beni tükettin Nisa.

''Levent Abi'nin yanındaydık. Telefonumu şarja takmayı unutmuşum.''dediğimde uyaran bir tonla cevap verdi.

''Sen kolay kolay unutmazdın. Bir şey mi oldu?''

Evet, bir şey oldu. Hayatımda her an bir şey oluyor ama bunu sana söyleyemem. Endişelenmeni istemiyorum Nisa. Beni anla.

''İyiyim, merak etme. Alışmaya çalışıyorum sadece.''diyerek en iyi yaptığım kıvırma işlemine itina ile başladım.

''İpin ucu meselesini biliyorsun değil mi?''

Bir sorgu gecesine daha hoşgeldiniz sayın seyirciler! Benim için endişelenmesini anlayabiliyordum. Telefonu yüzüne kapatmamamın tek nedeni buydu. Nisa ile her şeyimi paylaşırdım. Muhtemelen hareketlerim son zamanlarda şüphe uyandırıyordu. Ah! Anıl gibi bir gerçek hayatımdayken normal olamıyordum.

''Kaçırmayacağım, söz.''

''Kaçırırsan ölürsün.''

''Öldüm bebek.''

Şımarık sesime karşılık Nisa'nın kahkaha seslerini duymuştum. Ucuz kurtulduğumu hissediyordum. Çaktırmayın! Gerçekten ucuz kurtulmuştum.

Aranan Anne Bulundu! | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin